Vurgun yedim acıları yel gibi
Aşıyorum amma birde bana sor
Tolu vurdu yatağımdan sel gibi
Taşıyorum amma birde bana sor
Ben o yârle çoktan açtım aramı
Acının defteri
dürülür bir bir
bir umut fecri
doğar içimize
yürümek elele
yürümek sonsuza
Kaldı ki biz
koklamamıştık henüz
tolu vurgunu toprağı
şer çaldı kapımızı
her çiy düşümünde
akrep kıskacında
Canlanır hayalimde çocukluğum salkım saçak
Toprak yollar mekanım ayakkabım arabam
Haydi gel ben polis olayım sen kaçak
Dur..! kanun namına..! bam… bam… bam…!
Bir sarsıntı çöktü, koptu kıyamet
Baktım başucumda Ateşadamlar
Umudum, hayalim size emanet
Kara gün dostları Ateşadamlar
Yılmazlar alevden, dumandan, gazdan
Kah güler, kah ağlarım
Her an değişir huyum
Değişmemi bekleme
Ey sevgili ben buyum
Dem bulanır coşarım
Gül yüzün gülsün efkarı dağıt
Bakır ufuklarda günbatımını anlat
Yıkılıp yüzüstü kaldırımsız sokaklara
Karanlığın güçlerini imdada çağır
Ve kulak ver sessizliğin sesine
Hanne taş düştüğü yerde ağır
ANLAYANA SAZ MİSALİ
Har hara yem olanda
Hâr ayağa batanda
Harraka harrangürra
Harladı limanları
DÜNYA BANA DAR KÖYÜM
Deste deste yığın yığın efkarım
Yüreğimde bir hasrettir var köyüm
Şu yabanda yâdıma sen gelende
Zemheride düşer bana har köyüm
Aklım başımda yok deli gibiyim
Ne olur zamansız darılma bana
Aşkınla yanmışım kor dolu içim
Alevsiz dumansız sarılma bana
Belki unuturum seni kim bilir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!