İzzet Ayyıldız Şiirleri - Şair İzzet Ayy ...

İzzet Ayyıldız

Günümüzden yola çıkarak şöyle bir yorumda (bakış açısında) bulunabilirim: Bir düşünüp on adım atmak ve tam tersi olan on düşünüp bir adım atmak. Bir düşünüp on adım attıktan sonra insan on adımının on'unun da doğru olma ihtimalini zor telaffuz eder. Çünkü Tek bir alternatifi düşünerek hareket etmiştir ve on adımı kaldırabilecek bir doğruluk ihtimali çok azdır. On adımdan biri dahi yanlış atılmışsa ve geri dönüşü olmayan bir adımsa, insanı kahreden ve üzen bir durumsa zor kendine gelir ve günümüzde depresyon dediğimiz ve travma yaratacak sonuçlar getirebilir, sonu intihar dahi olabilir. Bu olasılık sadece bir adımın yanlış atılma sonucu olabilecek bir sonuç, ancak birden fazla adımın da yanlış atılabilme olasılığı da çok yüksektir ki sonuçları da çok daha kötü olabilir. Zaman durdurulmayacak ve geri alınmayacak dinamik (süregelen) bir şeydir. Ve attığımız adımlar çok önemlidir. o yüzden mantıklı olan ve daha az hata payı bırakan yolu seçmekte fayda vardır. on düşünüp bir adım atmak gibi. on düşünmek? Neyi kastediyoruz? On farklı bakış açısı mesela, ya da on farklı unsur veya on farklı sebep, sonucu on seçenek doğuracak bir durum belki. Düşünecek ve mantıklı ve doğruya en yakın olan seçeneği seçeceğiz. İnsan akıllı bir varlıktır, bunu düşünecek kadar da zihni yorması gerektiğini düşünüyorum. Dedim ya geri dönüşü olmazı zor hataları geriye alması da aynı zorlukta olacak ve çok fazla sıkıntı çekecektir, üzülecektir.
Bir kez daha düşünün ve kendinize sorun...

(13.09.2014)

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

İyisi mi gidelim…
Gittiğimiz her yerde kendimize uğrayalım.
Ne var ne yok, hal hatır soralım.
Kimler, neredeler, ne yapıyorlar,
Kendinizi düşünüyorlar mı, hatıraları özlüyorlar mı,
Sorun bunların hepsini, maksat muhabbet olsun,

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Toplum, tüm insanlar ile beraber, onların dini, sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yaşantılarını kapsayan geniş kapsamlı bir bütündür. Bu bütünü yaşayan bir organizma olarak ele alacağız, çünkü dinamik ve değişken bir yapıya sahiptir. Organizmayı, yani bütünü ayakta tutabilmek, yaşamını daim ettirmek için organizmanın kalbini yani ailenin varlığını korumak gerekir. Yapılan birçok araştırmalardan çıkan sonuca dayanarak biliyoruz ki eğitim ailede başlar. Toplumun en küçük birimi olan bireyin, toplumun kalbinde, yani ailede ilk olarak eğitildiği ve sosyalleşmeye başladığı görülen ve bilinen gerçektir. Birey, yaşama gözünü açtığı andan itibaren ebeveynler eşliğinde hayata tutunur, ilköğrenimlerini ve tecrübelerini aile üyeleriyle kazanır. Belli bir yaşa kadar eğitimini alan bireyler, toplumun kalbine kazandırılmak için ilk sosyalleşme aşamasını geçtikten sonra, aileye (toplumun kalbine) yardımcı olan bir kurumla; Okulla (toplumun beyni ile) sosyalleşmeye yeni boyut kazandırır. Okul (beyin) , daha sistematik, daha akılcı bir öğrenme alanı ile bireyin daha geniş alana açılmasını, bilgi birikiminin ve tecrübelerinin olgunluk kazanmasını sağlar. Okul Organizmanın sosyalleşmede büyük boyut kazanmasını tetikleyen ve yönünü yöntemini belirleyen bir kurumdur.

Kalbin ve beynin işlevini yerine getirmesi için gerekli imkânlar en iyi şekilde sağlanır ise organizma daha sağlıklı bir yapı içinde gelişir. Ancak tersi olur da ciddiye alınmayıp önemsenmez ise organizma kendi içinde bir kaosa sürüklenir ve hastalıklarla boğuşur. Eğer bir de vücut direnci zayıf ise (ki bu zayıflığın en büyük nedeni aile ve okul eksenli eksik eğitimin doğurduğu sonuçtur) organizma parçalarına bölünür ve tekrar toparlanamaz. Ölür...

(29.10.2014)

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Gün, dün bugün yarın
Zaman, akışkan bir su
Sebep, sonuca yön veren pusula
Pusula, yanlış kullanılan bir araç
Araç, hunharca oynanan cinayet aleti
Sevgi, isimsiz bir kahraman

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Bugün, bugün olmaktan çıktı. Yarına dair ışık? Muallak...

Neden mi diyorum bunları? Yansıtılan bu...

Eğer ortada bir eylem, hak arama, bir şeyi protesto etme vs. gibi bir amaç varsa evet katılıyorum, cani gönülden, haktır. Ama bu amaç doğrultusunda yapılan faaliyetlerin yöntemi çok önemlidir. Fikrini söylemek, sesini yükseltmek, doğru yöntem seçmek çok önemlidir. Bu noktada yöntemi yanlış seçerseniz, haklı durumdan haksız duruma düşebilirsiniz. Şöyle örnekleyeyim; dükkânlar kapanır, esnaflar iş yapamazsa, dükkânlar kapanmasına rağmen yapılan eylem dozunu aşıp ekmek teknelerine zarar verirse, daha büyük sorunlar da var tabi; elektrik trafosunu şuursuzca, amaç doğrultusundan cayarak patlatırlarsa, o kadar insanın elektriksiz kalmasına,belki de birçok işinin aksamasına neden oluyorsa, yollara barikatlar, taşlar konuluyorsa, cam şişeleri kırılıyorsa, oradan geçen halk bu olaylar içinde zor durumda kalıyor ise… Üzgünüm arayış sonuçsuz kalmıştır. Yanlış, yanlışla düzeltilmez. Şuurla hareket edilmeli...

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

“Medyaların ana görevi bilgi ve belgeleri yaygınlaştırmaktır. Bilginin yaygınlaştırılması demek, haberlerin kamuya mal edilmesi demektir. Bu eğlendirici yayınlar vasıtasıyla da olabilir. Amerika'daki yetişkinler üzerinde yapılan bir ankette, "Dünyada olup bitenlerle ilgili haberleri nereden öğreniyorsunuz? " sorusuna %95 medyalar vasıtasıyla (%64'ü televizyon) diye cevap vermişlerdir; ancak hakim medyanın televizyon olmasına rağmen, yazılı medyayı kullananlar, sadece televizyonu kullananlardan daha mükemmel bir bilgiye sahip olan kişilerdir. Batı toplumlarında ‘asil kültür’ ün taşıyıcısı olan yazılı medyalar, sığ ve mozaik bilgi veren televizyona tercih edilmektedir.” (s.227-228, Türkiye Kanatlarınızın Altında, Ü.Meriç)

Ümit Meriç’in yazdıklarına dayanarak ve günümüzden de yola çıkarak gençlerin, daha yararlı ve daha doğru bilgi birikimine sahip olabilmeleri için öğrenci merkezli eğitim imkânları oluşturmaya özen gösterilmeli, araştırma alanlarını sığ bir alandan geniş bir alana çekerek eleştiri yapabilme ve sorgulayabilme kabiliyetlerini geliştirmeye imkân sağlanmalıdır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken unsurlardan biride o kadar yoğun bilgi birikimine sahip olan medya araçlarından ve piyasaya sürülmüş bir ton bilgi yığını içerisinden kişisel gelişime katkı sağlayabilecek, daha akılcı düşünmeyi gerektirecek, çeşitli kültürel birikimlerden ve toplumsal yaşamdan katkı sağlayabilecek kaynakları seçme konusunda daha tecrübeli birikimli, eğitimli rehberler eşliğinde yol gösterici bir eğitim anlayışı geliştirecek yollar aranmalıdır. Görsel yayın organlarını daha eğitici, aynı zamanda eğlendirici programlarla süslendirilebilir. Ve yazılı kaynaklara erişim noktasında kolaylık sağlanabilir olmalıdır.

(02.09.2014)

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Çaresiz olduğunuz anlar vardır, kendinizi terk edilmiş bir sokak ortasında, içi kan ağlayan hayallerinizle baş başa bırakan anlardır bunlar. Bir çıkar yol aramak istersiniz, zihninizle çatışma yaşar, kalbinizle savaşırsınız. Belirsizlikler yiyip bitirir sizi, çıkar yol ararsınız, kendinizi çıkmaz yolda bulursunuz. Kendi kendinize konuşur, soru sorar, kendi cevabınızı kendiniz verirsiniz. Bu sizi tatmin etmez, zihninizde yaşanan çatışmalardan ölü olanları sağa sola saçmak, kalbinizde yaşanan savaşa bir dur demek istersiniz. Yenilirsiniz, yeniden başlamak, başlayabilmek için.

(24.03.2014)

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Eleştiri’yi Eleştiri

Doğruya yakın ve sağlıklı bir eleştri, ancak birden fazla perspektif ile analiz edildikten sonra yapılabilir.

(28.08.2014)

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Ben’cillik değil, Biz’cillik

Bugün kendime geldim, kendime baktım, kendimle tokalaştım, kendimle konuştum, kendimle gezdim dolaştım, kendime çay ısmarladım gözleme yedim, kendimle vedalaştım, kendime güldüm, kendimi sevdim.
Evet ben'cillik gibi algılanabilir, biz'cilikti halbuki.

(19.10.2014)

Devamını Oku
İzzet Ayyıldız

Özel isimleri ve özel cisimleri sevdiler, gözlerinin yaşına hiç aldırmadılar.
İstedikleri güvendi, sarsıldılar.
İstedikleri güçtü, olan da göçtü.
İstedikleri servetti, kaybettikleri samimiyetti.
İstedikleri her şeydi, unuttukları tek şeydi:
İnsan…

Devamını Oku