karabatak karşı çıksa da yine
ayın şavkı vurur izmir körfezi'ne
salınır bir imbatla sessiz sakin
tahta kasa / balık leşi / sintine
Tek başına gezersin
Mavi emprime entari
Yakışmış üzerinde
Kaşın gözün yerinde
Güzelliğine güzelsin
Dolup taşmakta Kültürpark
Giden gidene Fuar'a
Sen yalnız olduktan sonra
Biz ne güne duruyoruz?
İzmir’in içinde akçakavak
günle yalazlanır yaprakları
şimdi ne o çakıcı var artık
ne çakıcının konakları
Ne yosun kokusu imbatla gelen
ne evlerin önünde bahçeleri
afrikamenekşeleri kaktüsler
süsler balkonları pencereleri
Egenin incisi İzmir
Göz alıcı yanı ile egenin incisi İzmir
Tarihin derinliğiyle tarihin arşivi İzmir
Tabiatın parmağına takılan bir yüzüksün sen
Güzelliklerle yarışan ülkemin tacısın İzmir
Dost Şeref
Gözleri İzmir mavisi İzmir güzeli kadın
Meltemle imbat her seher bana fısıldar adın
Bu fasıl Hisarönünde ruhuma doldu tadın
Gözleri İzmir mavisi İzmir güzeli kadın
Manisa’da bir İstanbullu
Ben İzmir aşığı,
Manisa’da,
Manisa’nın
İzmir caddesinde
İzmir hasreti ile
Piyasa yapan.
Bir İstanbullu
Mavi İzmir
Sana gelsem
Sevdiğimi bana verir misin
Onu senden almama izin verir misin
Aşkıma kavuşmama müsaade eder misin
Söyle Mavi İzmir
Sen aşk nedir bilir misin
Deniz kıpırdaşır
İzmir de
Erzurum
Karla kaplı dağ
İzmir de sandal
Erzurum da
Atların çektiği kızak
Yaşam biçimimiz
Doğusundan batısına
Batısından doğusuna
İzmir,acısıyla tat veren kent
Neden hiç şansın gülmedi bana
Çocuklar,neşeyle koşarken sokaklarında
Neden hep karamsar şiirler yazdırdın bana
İzmir,hayallerimin kenti
Umut gözlü insanların şehri,
Neden hiç umut vermedin bana
bugün İzmir güzel
ben sarhoşum, sen güzel
bugün İzmir çok güzel
inan sen İzmir'den de güzel
bugün İzmir güzel
bu hayat da bir gün biter
bugün izmir çok güzel
geçenlerde İnciraltı'ndaydım
denizin kokusunu özlemişim
denizin derinliklerinde seninleydim
seni daha çok özlemişim
inciraltı / izmir
İşgal olan alanlardan
Yalanlardan dolanlardan
Ülkemi kurtar ya Rab
Sahte Kurtarıcılardan
Arif Altunbas
Izmir,04.01.2006
Aşk
Bir kurbağa prenstir
Öpersin
Birden karşında belirir
Öptüm
Sen geldin
İzmir - 2003
her an gözüm kapıda
özlemle bekliyorum
ölüm değil, ben onun
peşinden geliyorum
(ağustos 2006, İzmir)
damla imiş şu ömür
okyanuslar sanmışım
bir damlada boğulup
uykulara dalmışım
(eylül 2006, İzmir)
Vatanım Türkiye beldem İzmir burası yamanlar
Canberra’da Türklüğün destanını yazmıştı bir zamanlar
Bekliyorum
Gelecek`misin
O patika yolda
Benimle yürüyecek misin
Ahlat ağacına
Sözün var bana unutma
Ahlat ağacının altında
Birlikte ağlamaya
izmir
sarhoş oldum diye
hor görmeyin beni
sarhoşluğum
içkiden değil
deşmeyin derdimi
sanma ki
gelip dayanmayacak kapına
ihtiyarlık,
bak
virgüle,
böyle miydi
gençliğinde
12.05.2003 / 00:20 İzmir
gözlerinden fışkıran
tatlı hırçınlık
dilerim
kararlılığa dönüşür
kırmızı kukuletalı çocuk
izmir
Elimdeki çocuk
Önümdeki çocuk
Önümdeki adam
Dündeki çocuk
İzmir.29.04.2009
bak, şu filize
nasıl da
boy verip
yarmış taşı
ortadan ikiye
30.05.2002 / 03:07 İzmir
Anlasam ki
sakalımın bir kılı
ortak sırrıma,
tutup koparırım onu
cımbızla
10.05.2002 / 02:26 izmir
karanlık
hücrelerde
hasretle yetişir
karan-fil
08.08.2003 / 02:45 İzmir
sana yazdım şiirleri
kelimeler titrerdi
geldi mi mısra başına
isminin bir hecesi
ahmet özyılmaz
nisan 2005 İZMİR
tazeliği gitti
susamları döküldü aşkımızın
martılar bile istemedi
(3 aralık 2003)
(izmir)
gelirim bir zaman
içinde kalabalıkların
dolaştığı, sessizliklerin değil
ıssız bir köşe başında,
uğultularla
1997 İZMİR
Yarına düş kurmadıkça
Dünden ders almadıkça
Anını doğrulamadıkça
Hayat habersiz geçer
Sözler yalandan ayrılmadıkça
Tavırlar riyadan uzaklaşmadıkça
İnsan kendisiyle barışmadıkça
Hüzün çığlıklarıyla martılar haykırır körfeze kıyısızlığımı
İzmir iç döker inceden,ben ağlarım
Bir imkansızın peşine vururum Eylül’ü
Kanar düş/süzlüğüm ona yanarım
Son sözden önce söylenen
Sözlerin çıkar bir gün yalanı
Sadece son sözün
Çıkmaz hiç bir zaman yalanı
Son sözü de tanrı söyler
Sevmez hiç bir zaman yalanı
Dal
Uzatılır insana
Kavuk altından
Dal
Birleşir kavukla
İnsanlık sıfatından
İnsan
Yapışır dala
Ter
Terim, terim terler
Yer
Yerim, yerim inler
Yaşamdan
Dökülür inciler
Gerçek
Sır sırra
Kadem bastı
Merak meraka
Farkını attı
Akıl şaştı
Fikir karıştı
Muhakeme
Oruç tutan dilim
Açlıkta bedenim
Ateşten kor, serinim
Dorukta dinim
Erişemez kalbim
Oruç beni tuttu
Zaman beni yuttu
Yalanlarım uyuttu
Bulamadım kuytu
Seyrederim âlemi
Göremeden kendimi
Düşüm seyirden öte
Âlemlerin içinde
Anlam aramam sözde
Anlam kendi kalbimde
Bakabilsem kalbimle
Uçurtma
Havada
Curcuna
Yaşamda
Yalanlar
Tarumar
İnsanlar
Pişmanlar
Ölmeyi sıraya koymuşlar
Sıraya girmemiş insanlar
Başka yerlerde kuyruktalar
Başka yerlerde kahramanlar
Hep öldürmeyi bekliyorlar
Ölümüne öldürüyorlar
Ölümleri sıralıyorlar
Hep sıralarda ölüyorlar
Aklımda
Ufkumda
Hayalimde
Beynimde
Bir gölgedir
Esir alır beni
Hükümran olur irademe
Aslında hiçbir şeydir
Sen yakınlaş ki
Göçsün leylekleri,
Açsın çiçekleri sevdamın
Gönlüme bahar gelsin
Buz tutmuş duygularıma
Bütün cemreleri sen düşür
Isınsın sevdaya gönlüm
Bahara dönsün ömrüm
Çalındı
Çeneler
Çağdışı
Çareler
Çaresizlikte
Methiyeler yalana
Motivasyon çıkara
Merkezi benlikte
Medeniyet bencillikte
DAMLA
Gözden düşünce damla
Dile söz düşer anla
Buluttan düşünce damla
Yüreğe söz düşer anla
Musluktan düşünce damla
Cebe söz düşer anla
Ümitle geçtim,
Aynanın karşısına
Kendimi seyredeceğim
İçimdeki sorgularla
Güya söyleyeceğim
Elveda yanlışlarıma
Ayrıldım aynadan
Baktım hayatıma
Kendime bakamadan
Çıngıraklı yılan
Sen biraz oyalan
Önümüzde seçim var
Sana buralar dar
Tıslama fıslama boşuna
Tavırların gitmez hoşuma
İki göz iki çeşme olsa
Bana bu oyun dar