.
ben bu yolları bilemedim, öyle kolay kayboluyorum ki, vıcık vıcık sıcağında,
beyaz ege evlerinin haricinde bana çok şey söylemiyor. ne zaman yakalansam bir şeye ucundan smyrna çıkıyor. türkü söylemiyorum artık,
göğümün yalnız adaları hep benim gibi şair çıkıyor. oysa kopuğuz hayattan, biz yazmasak ölürüz diyorum. kapana kıstırılmış gözlerimi kıyısında bırakıyorum. evet ankara’da bile çıkmaz birkaç sokak var. bu şehirde koca
bir sahil şeridi. ürkerim ben nefessizlikten, panik atağım olmasa da, kaçabileceğim bir yol olmalı mutlaka. denizi önüme duvar yapıp bırakmak beni. taze dilenmiş ölüm şimdi. düşsem bir martılara sarılırım, onlarda simit sanırlar beni. ben ürkerim çıkmaz sokaklardan ve aç martılardan ve karşı yakası olan şehirden.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla