Yazık !
Boşanıyorum , bu debdebelerin kırık kalelerinden .
Yarık , kurumuş toprakların fırtınası benim yüzümü kirletmeyecek .
Diz kapaklarım yerle birleşmeyecek .
Çamurlaşmayacak dünyanın ,o her şeyi bağrında sakladığı belgeleriyle .
Ne kara çağlayanların savaşları ortasında tarumar olmuş bir kadın
Ne de kırık kalelerin savaşçısı , bir mücrim olacağım.
Kamburlaşmış sürgitlerin kırık omurgası
Kimsesizliği kış ve direnç bellemişliğindendir.
Ben , bana verebileceği hiçbir şeyi olmayan
O tozlu omurgaların eseriydim .
Damarında akacak yolum var mıdır?
Gözlerimi kamaştıracak o ışık nerede ?
Deşerek değil, okşayarak ortaya çıkarabileceğim o şey,
Burada mıdır ?
Kaskatı kesilmiş bayrakların, rüzgarları nerede ?
Beni bul o sessizliğin boğuk vaatlerinin arasından
Nedir ki , bulunmayı isterken , saklanışlarımın meâli?
Bulunmamak için, uçları terk ederek
Ovalliklerin karnını deştim ve saklayıverdim kendimi .
Yazık!
Yer veriyorum insanlara en öne geçmeleri için
Gözlerim çok mu iyi görüyor yoksa?
boşanıyorum kırık sıraların renkli papağanlarından
Sessizlik kaçırdı beni, ama yalvarırım tutmayın...
Kaçak vadilerin akışında bir Akar buluyorum
Onu durdurabilecek bebek doğmadı daha ,
Yeryüzünün çatlak toprakları arasından.
Parmaklarında alevlerle gezinen,
Kargalardan başka kimseye dokunamaz.
Susuzluğumu sevgi gideremez ve ben
Küçük bir sevgi ağı uğruna çıplaklaşmayacağım
Kendi alevlerimi yüce dağların o gizli ormanlarına
Savuşturmayacağım.
Kimsenin görevini çalmayacağım,
Ve fakat
Ben bu dünyanın üzerinde bir örtü olmaya gelmedim
Bir tek buna boyun eğeceğim .
13 Kasım cuma 2020
Melike CakmakKayıt Tarihi : 13.11.2020 14:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kutlarım...
Kaleminizle tanışmak güzeldi...
TÜM YORUMLAR (2)