Ve ayrılık zuhur etti.
Bilir misin Süheyla, ben bir insanın bu kadar acı çekebileceğini tahmin edememiştim.
Bir hülya mı, bir silüet mi, yoksa kör bir karanlığın vehmi mi bilmiyorum,
Ama onu gördüm, iliklerime kadar hicrân duyarak.
Üstüne en çok yakışan kıyafetini, tebessümünü giymişti.
Ah Süheyla! Yüreğime öyle bir koku sindirmişti ki, utandırırdı tüm külleri.
Yine bir sabah,
Türlü türlü haletlerden geçerek,
Duyulmamış bir iç çekişle,
Ah Süheyla, yine onu hatırladım.
Gözleri bir dehliz,
İçinde kaynar bir okyanus,
Dışı ise muntazam bir ülfetlikti.
Ben bir Tanrı'nın sanatına en çok o gün hayret etmiştim.
En çok o gün anlamıştım, analar çocuklarını nasıl canı pahasına sever.
Birkaç adım attı Süheyla!
Her adımın benden kaç yıl aldığını görmeliydin..
Sessizce baktım.
Sessizce gitti.
Ve bitti.
Ben o acıyla şehrin tüm evlerini yakardım.
O gün ağlayarak uyudum.
İşte bu Süheyla,
O gün anladım ki bu, çaresizliktir...
Suran Baran
Kayıt Tarihi : 5.10.2018 20:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!