İZ VE KAÇAK
belirsiz bir yanılgıdır yankılanan sesin ahengi
aynı kargaşada haykıran sessizliğe karşı
susmak hüner sanılsa da daralırken zaman
ey eğreti sözcüklerin hantal anlamı!
ustası mı olur sönmüş küllere yanıtsız gülümsemenin
her maske ki masum bir yalanla adlandırılır
sonuyla yüzleşmeyi bilmeyen inceliksiz dilde
ah! kendine düşten kaleler edinmiş ömür
bir kaçağın güzelliğidir aslında, teninde gizlediğin
çok verip az alınmış razılıklı pazarda
alevsiz yanarmış, içinde bir gurbetle yaşlanan
kanmadım dese de henüz ilk günkü yalana
bakıp durur öylece, alnında bozkırın mühürü…
yorgun tebessümle hatırlanan uzaklardaki çocuk
aldanıştır bazen de yangına sunulmuş ömrün meseli
her yüze yakışan suç gibi, ayrı ayrı aynalarda
anıların dağdağası kendi uçurumunda büyür
yalnızlık değişmeyen resmi de olsa unutulmuşluğun
göz nedir ki çoğunlukla göremez dipte yüzeni
hiçin yerine tutup da içindeki varı koyar
sorgulayarak baktığı hep aynı ikilemin içine
yine de arzudur dağılmış gülüşe duyulan tutku
var gibi yokluğun içinde ürpererek duyumsanan
bir oyuk daha açsa da günün göğsüne zaman
yalanıyla büyülenmiş körün penceresinden bakılır
tutunarak yürünülen her düşün tutulduğu sancıya
yazgısı yoldur sanki, umuda inanlı olanın
nereye varır, bilinmese de ısrarla sürülen iz
Kayıt Tarihi : 28.5.2020 11:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sorgulayarak baktığı hep aynı ikilemin içine''
sevda insanın yüreğidir nitekim; hiç olsa da hiçe düşse de sevilenin payı biz bizdeki çırpınışı biliriz ya değmeyeceğini bilsek te bizdekini koyarız yerine severiz, gitse bile bizden çoktan...
TÜM YORUMLAR (1)