Karabela
Bunca yıldan sonra nasılda yazmak geldi aklıma
Kavuşmamız yakın mı acep? toprak mı koktu burnuma?
Mert adamdın,sevgi dolu yüreğin vardı inan karabela
Belki de ilk göreve başlama heyecanından ilk gün kalan hatırımda
Esmer yüzünde siyah mercan gözlerinle gümüş dişindi.
Karayağız, orta boylu olsan da ilminle tanınırdın
Doğduğun Çankırı ‘ da, Keşan’da Konya’da.
Üç eniştem var hiç birinden duymadım seninki kadar içten:kayınço sözünü
O kadar benimsetmiştik ki,sanırlardı gerçek enişte _kayınız
Birimiz yoksa sorarları diğerimize; nerde diye?
Sokaklara yazdıracak kadar adını zulme karşıydın,
Kahrolsun diyenlere bile hoş görülüydün
Hizmet ve eğitime gönül verdin bu uğurda şahadete erdin
Aramızda sır yoktu neleri paylaştık seninle,almadın hep verdin
Sahi İngiltere’yi unutmadım onu es geçtin…
Yaşadıklarımız,kavgalarımız,sevgilerimiz,çalışmalarımız hep örnekti
Futbol takımındaki formalı resmimiz gözümden hiç gitmedi
Çaya olan düşkünlüğümüz hanımları bezdirirdi
Bacım Reyhan çalıştığından yavuz ve Ebru bize emanetti
Keşan pazarından aldığımız biberleri nasıl salça ettikti!
Geçen yıllar birçok ismi bile silerken,hayalin inan hep aynı gözlerimde
Karakolluk olduk,horlandık yıpratıldık o hengame günlerinde
Sağ ve sol guruplar arasına girerdik,kargaşa isteyenleri üzerdik
Şimdi hiçbir insan kulu diyemez: siz haksızlık ettiniz
Yetiştirdiklerimiz oldu derya deniz…
Eminim cennet baharında da bir eğitim görevi almıştır
Bahar olur mu? cennette demeyin,o varınca olmuştur
Bezenip düzenlenmesinde görev bile yapmıştır…
01.05.2004(Mustafa Güçlü'nün anısına)
Kayıt Tarihi : 2.5.2004 20:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!