İz Şiiri - Mustafa Ocaktan

Mustafa Ocaktan
20

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İz

Elem kokulu, meçhul şehrin
İzlerinden sesleniyorum sana.
Ölüm yüzlü bu kaldırımın üzerinde,
İki büklüm hala seni bekliyorum…

Bu mektup sana:
Kalemimin haykırışlarından,
Yorgun bir nağme,ağlarken yüreğim
Çaresiz bu sevdanın;
Biçare bekleyeni ben:
Med-cezir yoksunu,
Yorgun bir denizin bıkkın kıpırdanışından,
Ve özlem dolu günlerin,
Islak ela gözlerinden dökülüyorum…

Ve bilmiyorum;
Kar, kaçıncı kez yağıyor üzerime,
Kaç kez saçlarıma süzülürken yağmur,
Sen yüreğime aktın gizlice?

Ah…
Söyle ıslak elâm…
Kaç bininci kez eskiyişim bu benim.
Aynı kaldırımın üzerine,
Kaç bininci yıkılışım.
Ağlayamıyorum
Çünkü ağlamayı bilmiyorum.
İçime akan şeyler mi?
Gözyaşı denilen şey…
Ya da kalemimden dökülemeyen,
Zoraki kabullenişler mi?
Yüzüme çarpılan kapılar mı?
Gene bir başıma kalışım mı?
Senden yadigar izlerle…

Adını ben bilmiyorum
Adını ben bilmiyorum
Adını ben bilmiyorum
Sen koy!

Parmak uçlarım ellerini özlüyor
Ve hep buz kesiyor senin yokluğunda…
Her saniye,
Her an
Yüreğim buzlara gömülüyor ve…
Anlıyorum sevemezsin,
Fakat söyleme bunu bana,
İntihar zaten kol geziyor didelerimde.
Umutsuzluğun kırıntıları,
An be an mağmalaşan yüreğimde,
Abideleşiyor ve..
Yıldızlar sönüyor birer birer
Arz kıyamete bürünüyor
Ben
Ben gömülüyorum sensizliğe…

Sitemkâr olma demiştin,
Artık daha fazla sitemkârım.
Şikayetlerim sana, senden..
Sana;
Bu kez seni şikayet ediyorum…

Mustafa Ocaktan
Kayıt Tarihi : 12.1.2007 16:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Ocaktan