Ah... ne güzel olurdu, eğer her gönülde iyilik yeşerse, kötülükten eser kalmasa. Gönüller saf, kalpler berrak olsa, insanlar kardeşçe yaşasa, dünyaya sevgi hakim olsa. İyiliğin ışığı her daim parıldasa, karanlıkları kovsa, kötülük gölgelerde kaybolsa. İnsanlar birbirine merhametle yaklaşsa, ne kadar huzurlu bir dünya olurdu, değil mi? Hem kendimiz hem de çevremiz için iyilik tohumlarını ekmeliyiz. Yavaş yavaş, sabırla, sevgiyle yeşerip büyürler ve bir gün her yer yeşil olur; kötülükten arınmış, umut dolu, aydınlık bir dünya...
“ah... how nice it would be if goodness bloomed in every heart, if there was no trace of evil. If the hearts were pure, if the hearts were clear, if people lived fraternally, if love dominated the world. If the light of goodness shines always, banishes the darkness, if evil disappears in the shadows. If people approached each other with compassion, what a peaceful world it would be, wouldn't it? We must sow the seeds of goodness both for ourselves and for our environment. They grow and grow slowly, patiently, lovingly, and one day everything will become green; a world free from evil, full of hope, bright...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.