İyi Kötü
İnsanın tercih ettiği kendine göreceli olarak iyidir! Tercih etmediği de kendine göreceli olarak kötüdür! Evrende aslen “İyi-kötü” ayrımı yoktur! Bir unsura iyi olan diğer unsura kötü olabilir! Tüm unsurlar yerinde olduğunda tercihe göreceli olarak iyidir! Arı çiçek ister, bok böceği gübre ister!
İyi veya kötü konusunda belirleyici olan insan tercihidir! Tercih ise evrenden, esmadan yapılır! O halde “Kötülükleri, ‘Ben’ tercih eder, iyilikler Allah'ın! ” şeklinde ayırmak abes olur! Yani hayır da şer de aslen evrende ayrılmamıştır, tercihle benlik ayırır! O halde bu ayrımı yapan benliğe göre oluşur günah-sevap! İnsan bir şeyi “Kötü” kabul ediyorsa, benliğine saygılıysa tercih etmesin; “İyi” kabul ediyorsa da (başkasına zararı dokunmayacak şekilde dilediğini) tercih eder! Çelişkiler içerisinde debelenip sonra da iyi-kötü üzerinden bir sürü yanılgı yaşar! Zaten evrensel işleyişe uymayan eylem ve tercihler geri kişiye “Cehennem” olarak yansır; buna da kötü tercihin geri yansıması olarak bakabiliriz, iyi tercih de yansır ona da “Cennet” yansıması olarak bakabiliriz! Torpil arayışı vardır, o da kutsal alandaki gayretlerde ve ayrıcalıklı olmak isteğinde saklıdır! Yani her şey ortada yanılgılar ve debelenişler de ortada! Görene!
Kişi kendini nasıl vasıflar ise öyledir zaten. Beylik laf eder bazısı, kendi adına da konuşmaz genelleme yapar "Hepimiz günahkar! " beyliğinde bir laf eder ki akıllara zarar! Kendi günah saydığı şeyi ya da günahını başkalarına dağıtınca aklınca yaranacak Allah'a…
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum