İyi insan mı, iyi ibadet insanı mı?

İyi insan mı, iyi ibadet insanı mı?

Toplumumuzun toplumsal sosyolojik harçlarının en önemli öğelerinden biri kuşkusuz dindir.

Ülkemizin yüzde doksan dokuzu Müslüman’dır.

Dolayısı ile din olgusu toplumun sorunlarının çözülmesinde en önemli öğelerdendir.

Toplumun sorunlarının çözümü de bireyin doğru dürüst, namuslu, arkanı dönebileceğin, kendisine değerleri emanet edebileceğimiz bireyi yetiştirmek temeli üzerinde yükselmelidir.

Bu konuda milli eğitim bakanlığı aileler üzerlerine düşeni yapıyor olabilirler, gözükebilirler.

Ama bu ülkede camiler çok önemlidir.

Nedir, artık camilerimizde iyi insana dair, iyi insan üzerinde durmak gerekir diye düşünüyorum.

Hemen somuta gireyim, lafı sonra dolaştırırız, yere tükürmek en olumsuz insani davranışlardan biridir.

Eğitim sistemimiz içinde yere tükürmenin olumsuz, kötü bir davranış olduğunu öğretemedik.

Anladığım kadarıyla bunu toplumsal eğitimin bir parçası olan camilerimizde de öğretemiyoruz.

Rüşvet yemek haramdır.

Hırsızlık haramdır.

Emeğin çalınması, emeğin sömürülmesi haramdır.

Camilerimize gelen insanlara sadece nasıl ibadet yapılır diye vaaz verilirse toplumsal sorunlarımızın en önemli kısmı bireyin eğitimi konusunda zaaflarımız giderilemeyecek, zamana yayılacak diye değerlendiriyorum.

O zaman ne yapmalı, ülkede iyi insan seferberliği başlatmamız gerekecektir.

İyi insan kendine, yaşadığı topluma, evrene sorumlu, duyarlı insandır.

Kendi yaşamamız ne kadar değerli ise başkalarının yaşamı da o kadar değerlidir.

Kendi çıkarlarımızı ne kadar koruyorsak başkalarının çıkarını da o kadar korumalıyız.

Kendi evlatlarımız ne kadar önemli ise başkalarının evlatları da o kadar önemlidir.

Kendi vatanımız ne kadar kutsalsa diğer ulusların vatanları da o kadar önemlidir.

Bizim için kutsal sayılan, değerlere diğer ulusların ne kadar hassasiyet göstermelerini istiyorsak başkalarının kutsallarına o kadar hassasiyet göstermeliyiz.

Şimdi hırsızlık yapan dinden çıkar mı, anladığım kadarıyla af dilerse günahı af olur.

Ama kul hakkı aldığı için o kul hakkını helal edene kadar cehennemden kurtulamaz.

Rüşvet yiyen bir insan dinden çıkar mı?

Yine yanıtım.

Hayır.

Bir kadının namusu ile oynayan onu yaşamın sefil tarafına iten biri dinden çıkar mı?

Yine yanıtım hayır.

Eğer bu, buna benzer olumsuz davranışları yapan insanlar dinden çıkmış olsaydı, camilere cemaat bulmakta zorlanırdık.

Kumar oynayan, kumar oynatan, insanların malını mülkünü elinden alan insanları kul haklarını çiğnedikleri için dinden çıkmış saymıyoruz.

İyi oruç tutabilir, iyi namaz kılabilir, iyi hacca gidebilir.

Bunlar Allaha karşı davranışlardır.

Ama toplumsal, bireysel olarak davranışlarında başkalarının yaşamına darbeler vuran, onları yaşamdan koparan insanları iyi insan olmaya neden davet etmiyoruz.

Neden insanları yere tükürmemeleri, çevreyi kirletmemeleri, su kaynaklarının korunması, denizleri kirletmemeyi öğretemiyoruz.

Neden insanlarımıza kalıcı evrensel insanı davranışları kazandırmakta geride kalıyoruz.

Çalan çırpan insan camilerimize girdikleri andan itibaren öyle bir vaaz almalılar ki, çıktıklarında çalmamaya çırpmamaya yemin etmeliler.

İhalelere fesat karıştıran insanların yoksulluğuna neden olan, insanların yoksunluğuna neden olana insanlar camilere girdikten sonra, ihalelere fesat karıştırmayacaklarına yemin etmeliler.

Camilerde insanların yüreğine inmeli.

Mutlaka dinler kendi ideolojileri içerisinde bağlılarını biçimsel dini yaşamaları konusunda eğiteceklerdir.

Ama neden yaşamdaki olumsuzluklar sür gitsin.

Neden camilerimizde bu konuların üzerinde durulmuyor.

Yüzde sekseni oruç tutan bir ülkede bu kadar olumsuzluğun olması bir çelişki değil mi?

Haramın bu kadar yaygın olması.

Çocuk haklarının bu kadar çiğnenmesi.

Emekçilerin bu kadar ezilmesi.

Toplumsal dayanışmanın, paylaşımın sömürünün bu kadar ağır olması iyi insanla çelişmiyor mu?

Bence çelişiyor.

Camilerimizi dolduran insanlarımızın yüreğine insan sevgisini yerleştirmeliyiz.

İyi insan.

Allah kullarını çok sever değil mi, Allah’ın sevdiği insanı diğer kullarının da daha çok sevmesi, onların hak, hukukuna riayet etmeleri gerekmez mi?

Gerekir diye düşünüyorum.

Diyanet işleri başkanlığının iyi insan seferberliği yaratmasını diliyorum.

Kuran kurslarında elif bayı öğretmeden önce en azından çocuklara iyi insan olmanın ölçüleri konusunda programlar yapılmalıdır.

İyi insan olmanın ölçülerinden biride eleştiri getirmektir.

Soru sormaktır.

Babasının evine getirdiği paranın helal olup olmadığını sorgulayan bir birey iyi insan olmanın birini yerine getirerek olumsuzlukların halline katkı sağlayabilir.

İyi insan, iyi kadın, yarın evlendiğinde oda kocasının helal haram kazancını sorgulayabilir.

Din adamları bu konuda sessiz kalmamalıdır.

İnsanlığın mutluluğu haksızlıkların kaldırıldığı o gelecekte gizlidir.

Bu yola çıkan insanoğluna yol gösterecek bilimin yanında din adamları da Allahın onlara yüklediği sorumlulukla davranmalıdır.

Camide iyi Müslüman kadar iyi insan da olunmalıdır.

O zaman camiden çıkan insan yere tükürenlere engel olacaktır.

Hırsızlık yapanlara da, haram yiyenlere.

Rüşvet yiyenlere de, kumar oynayanlara da.

Kadınların namusu ile oynayanlar da.

Hak etmediği halde toplumun pastasından fazla pay alanlara da.

Bu davranışları Allah sevmediğine göre insanların da sevmemesi gerekir.

Sanırım iyi Müslüman olmanın en önemli ölçütlerinden biri iyi ibadet eden insan olduğu kadar iyi insan olmaktan da geçer.

O zaman din adamlarına düşen iyi insan üzerinde durulmalıdır.

Yani nasıl mahallede hırsız varsa karakolda bulunmalıdır düşüncesi içinde olamayacağımıza göre, mahallelerde iyi insan üzerinde durarak toplumsal sorunlarımızın çözümüne de katkıda bulunabileceğimizi düşünüyorum.