İvriz Çayı, kayalardan doğarsın,
Kötülüğü sularınla boğarsın.
Berrâklığın nümûnesi sen varsın;
Her köpüğün bir garîbin âhıdır,
Güzergâhın 'âşıkların râhıdır.
İvriz Çayı, kabartmalar süsündür,
Güzelliğin emsâlinden üstündür.
Neş'eli ol, ne bu hâlin, üzgündür;
İnsân gibi doğduğun gün ağlama,
Su gövdeni içten içe dağlama.
İvriz Çayı, dağlar sadâ gönderir,
Uğradığın bahçe sana gül verir.
Bakanları perî-sûret gösterir;
Sâfî aynan hîç kimseyi ayırmaz,
Sâf suların kaya oyar, kalp kırmaz.
İvriz Çayı, Gülbahçe'ye uğrarsın,
Ereğli'nin ortasında sen varsın.
Arzûlarım gibi koşma, donarsın.
Set çekilir, bentten bende akarsın,
Bu günlere tahassürle bakarsın.
İvriz Çayı, kırık dallar seninle,
Gül açılır, neş'e dolar seninle.
Efsâneler, o masallar seninle.
Çağlayanlar ney'in sesi gibidir,
Arzûların sonu suyun dibidir.
İvriz Çayı, koro kurdun dağlarla,
Bülbülleri söyletirsin bağlarla.
Koşup gider, yarışırsın çağlarla;
Sularından bir perde mi zamanlar,
Tutup geri çekilmeyen o ânlar.
İvriz Çayı, engelleri aşarsın,
Hem durulur, hem de coşup taşarsın.
Nesil gider, sen her nesli yaşarsın;
Çiçeklere gözün gibi bakarsın,
Biliyorum, 'Kün' emriyle akarsın.
İvriz Çayı, unutmuştum az daha,
Ayrılığa hîç üzülme, sakın ha!
Haydi artık, emânet ol Allah'a;
Rûzgâr çıkar kelâmını getirir,
Bulut bulut selâmını getirir.
Kayıt Tarihi : 26.5.2004 14:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!