* Yavuz Şanlıya Teslim
Bodrum’un üstüne karanlık çöker
Kaçaktır Halil’im hep tütün çeker
Gülsüm’ün sevdası gönlünü büker
Bağlantı
Gönlün hoş oldu mu Çerkez kaymakam
Gülsüm’ün gönlünde buldun mu makam.
Dostları bekliyor aspat koyunda
Bir ateş Gülsümün durur koynunda
Felek düşmanıyla bir bu oyunda
Bağlantı
İbraham Çavuşun aklı karışır
Şansı yaver gitmez yolu şaşırır
Ölüme gidecek yöne aşırır
Bağlantı
Bitez yalısında şimşekler çakar
Kolcular pusuda kurşunlar sıkar
Dağ gibi Halil’i yerlere yıkar
Bağlantı
*
Bodrumun rüzgarları dağları aşıyor
Yönü Ege’ye dönmüş bir haber taşıyor
Bir sevda var halil’le gülsüm’de yaşıyor
Bağlantı
Zalim hançer halilin böğrüne dayandı
Gülsümün yemenisi kanlara (al kana) boyandı
Bir Çerkez Kaymakam var bu aşkı çekemez
Gülsümün aşkı büyük sözünden dönemez
Halil kaçağa çıkmış gündüzün gelemez
Bağlantı
Halil nereye gitse izini sürüyor
Gülsüm’ü almak için gözü kin bürüyor
Yolu şaşmış Halil’im yalıya yürüyor
Bağlantı
Yalıya girdi halilim yıldız parladı
Pusuya yatmış kolcular birden fırladı
Kurşunu yedi halilim hali kalmadı
Bağlantı
*
Bodrumdan adalara çekerler tütünü
Kolcular görmesin diye örterler üstünü
Kaçağa çıkan halili bekler gülsümü
Bağlantı
Amanda Halilim canım halilim
Kolcular pusuda nerden bilirim veya Kolcular vuracak seni bilirim
veya (Aman da kaymakam çerkez kaymakam - Halilden başkasını sevip varamam)
İbraham çavuş bekliyor aspat koyunda
Bir kararma oldu denizin suyunda
Muhbirler haberi götürür (verir) anında veya (Bir yanlış anlama oldu bu oyunda)
bağlantı
Çakır kaymakam da yatmış Pusuya
Bastırmış kurşunu yatan kolcuya
Halilin gölgesi düşer bir kızıl suya
bağlantı
Kolcunun hançeri inmiş sırtına
Arkadan vurulmak gitmiş ağrına
Gülsümün de girer bir dert bağrına
bağlantı
*
Kafaca köyünden çıktık biz yola
Milasa varınca verdik bir mola
Karova’ya geldik davullar çala
bağlantı
Bir canım var benden onu alacak
Murat efe olup (şimdi) (diye) bir nam salacak
Siyah siyah bulut dolmuş havaya
Düğün günü vardık biz Karova’ya
Murat efeliği koymuş kafaya
Bağlantı
Murat lira vermiş Gider ağrıma
Duymaz beni bir kez uymaz çağrıma
Hançeri sapladı vurdu bağrıma
Bağlantı
Vurduğu hançerle Murat nam alır
Yeğeni Fettah’ı yetim bırakır
Ela gözlü şefika da dul kalır
Bağlantı
*
İzmir’in bu beldesi
Açılır gül perdesi
Efelerin var efesi
Çakıcıdır bu efem
Garibin de gölgesi
İzmir’in açar gülü
Ötüşür bir bülbülü
Yakıverir her gönülü
Kamalıdır bu efem
Kını altın bürgülü
İzmir’im güneş açar
Denizinden kuş uçar
Zalime hep korku saçar
Çamlıcalı bu efem
Kızanı vurmuş kaçar.
*
Sığırmaç sığır güder
Güzeller saçın örer
Yörük Ali düşmanın
Ardına düşer gider
Hey gönülün efesi
Nede hoş gelir sesi
Erkekler ölgen olur
Kadısı görgen olur
Yörük Ali dostunsa
Dostluğu gölgen olur
Bağlantı
Kıratımın çulu var
Üzerinde pulu var
Yörük Ali pek merttir
Ölümüne yolu var
Bağlantı
*
Aydının yolu taşmış
Yollar dağları aşmış
Yörük Ali’yi gören
Düşmanın yolu şaşmış
bağlantı
Yürü yörük efem sen
Ardın süre gelem ben veya Derde devam neşem sen
Aydın dağları şimşir
Düşman şehre erişir
Yörük Ali duyunca
Dağlar aşıp yetişir
Bağlantı
Köprüyü tutmuş yunan
Yörük geçmiş salınan
Elli arkadaşıyla
Çevirmiş arkasından
Bağlantı
Dere tepe koşuşur
Düşman ile vuruşur
Aydının civarında
Yörük Ali konuşur
Bağlantı
*
Salim Tokaç’a verilen şarkılar IV
Senden gelen sıkıntı konuk oldu her gece,
Akşam karanlığında gönülden ağırladım,
Her çektiğim dumanda ateşler bulur nice,
Hep mey kadehleriyle konuştum, hatırladım.
Bir şarkı söylenirdi, satırlarda gizlice,
Aşk girmesin diyordu, sevindim, hazırladım,
Göz yaşlarım döküldü, ağıt tuttu her hece,
Bir lahza kalmamıştı, yürekten uğurladım.
*
Bir şarkı tuttururdum, her yerde söylerim ben,
Şeytan diyorki evlen, gönlünce kız bulursan,
Kalbimce bulduğum kız hoşlansa iltifattan,
Teklif eder sorardım, ten yandı ıstıramdan.
Akşam gezip tozardım, yandıkça intizardan,
Arzum çoğaldı, bir dans pistinde ihtirastan,
Bir od düşürdü sandım, yandıkça ıstırabdan,
Evlen benimle sen kız, evlen düğün edersin.
*
Ben biterim, sen geliver imdada,
Gayrısı bakmaz oluyor feryada,
Tüm acılar bende çıkar olsa da,
Aşkı güzellik bulurum hülyada.
Dert tükenir sanma güneş doğsa da,
Gül dökülür konfetiler yağsa da,
Sevmeli can, sevmeyenim olsa da,
Gelmeli yar, gün göreyim hülyada.
*
Kaçılmıyor nazarından, bakışların mağrur,
Kapıldı kaldı bu gönlüm, içinde can mahsur,
Bakışlarınla düşer kor, alev,alev mahrur,
Gönül gözüyle bulunmuş, güzel kadınsın sen.
Bakışlarında gizem var, çözülmüyor esrar,
Derin, derin dokunursun, gönül bulur enzar,
Aşık eder beni candan, canım alır envar,
Gönül kapında bulunmuş, eşim, karımsın sen.
*
Bakışlarında ne buldum ki toplanır efkar,
Bakınca sarhoşu oldum, o gözlerinden yar,
Nazar edip gidiyorsun, düşürdüğün bir kor,
Yanar alevle, sanırsın zehirli bir hançer.
Madem benim olacaksın, sever misin bisyar,
Güzel desem, seni sevsem, senin tenin esmer,
Batırma hançeri sen, gözyaşınla ol abyar,
Güzel hayat süreceksen, benimle sen dilber.
*
Güzelliğin güle dönmüş, dudakların evkar,
Güzel desem kızarırsın, yanakların gülzar,
Değinse gönlüme gözler, gülüşlerin okşar,
Sevilmeden sevilirsin, canım olursun yar.
Uzaklaşıp gidemem hiç, edilmesin ısrar,
Yanında ben olayım hep, bulunmasın ağyar,
Yaban elinde akar göz yaşım, içim ağlar,
Gönül alır ilacımsın, devâm olursun yar.
*
Bulunmaz bir değerdir yarin teli,
İpekler dokur yar, dokunsun eli,
Nasıl söylenir aşk, vururken yeli,
Seven kalbi bul sen, ne söylenmeli.
Aşık söylenir söz, gönülden dizin,
Arınmış olur hem günahtan kesin.
*
Bigam olur mu sevenler, yürekte hep gam var,
Bigah gelir sana hicran, yüzün hüzün kaplar,
Sönermi ayrılığından, içinde volkanlar,
Figan eder figarından dalında bülbüller.
Bahis olan belabildir, üzüntüden ağlar,
Bağırsa yankılanır ses, aşılmadan dağlar,
Gülüm çöker sedasından, umursamaz ağyar,
Üzüntüden vurulurken dalında bülbüller.
*
Terkedip sen gidiyorsun, unutur sandın ya,
Vazgeçilmez biliyorsun hevadar oldukça,
Aşkı yanlış tanıyorsun, beni sen yaktın ya,
Sönmesin aşk ateşim, sen bana yar oldukça.
Gökyüzünden bakıyorsun, güneşim oldun ya,
Gonca güller açıyor ten, hararet vurdukça,
Sen ışıklar saçıyorsun, aya eş buldun ya,
Yıldızım sen olacaksın, ışığın vurdukça.
*
Istırap duymada gönlüm, güzelin aşkından,
Istırardan ölürüm ben, giderim kahrından,
İltisam etsene bir kez, busegahdan alsan,
Karşılıksız bırakırsın güzelim sen aşkı.
İhtiras duyduğum sendin, gaşeyan olmuş an,
İhtimal vermedi kalbim, çaresiz kaldıysan,
İmtiyaz isteme benden, cavidan aşk bulsan,
Karşılıksız bırakırsın güzelim sen aşkı.
*
Derdi çekmekte bu gönlüm, hezeyandan dolmuş,
İntizar etmedi gözler, helecandan solmuş,
İhtişam kalmadı artık, heyecan yok olmuş,
Sevmedin sen yüreğinden, eserin yok bende.
İntikam almadasın sen, yüreğim bak durmuş,
Bir umut yok hala senden, mevasimler geçmiş,
Bilmedin kadrini aşkın, seni sevmek suçmuş,
Kalmamışsın gülizar, bir eserin yok bende.
*
Yaktı bir kez yüreğimden, fuzulen girdim de,
Aşkı buldum gezinirken füruzan gözlerde,
Sanki bülbül gibi oldum feveran etmekte,
Aşk yüzünden çile sarmış görünür dillerde.
Karşılık buldu ya senden, muhatab görmekte,
Sevgiden yanmayı her gün marifet bilmekte,
Hem bakışlar bana benden mükafat vermekte,
Bir ferahlık ile cennet sunuyor gönlümde.
*
Aşkı söndürmeye herdem çare buldum meyde,
İşvekar olma demiştim, cananım bıktım ben,
Geçmedim bir defa senden, aradım her yerde,
Bin kadeh sevgiyi içtim, badehar oldum ben.
Özledim her gece, baktım işaret yok sende,
Yaktığın kalp ateşinden harabat buldum ben,
Yar bulunmaz ise birdem, çare yokmuş derde,
Şarkılar söyledi senden, hatırat andım bende.
*
Karşılık görmese gözler, isabet etmezdi,
Gül açan dallara aşksız itibar etmezdi,
Aşkı bulmazsa derinden, ikamet etmezdi,
Aşkı buldum güzelim ben, bana yar oldun sen.
Gözlerim yer bakınırken işaret isterdi,
Kirpiğinden süzülürken icazet isterdi,
Kaşlarından, kara gözden inayet isterdi,
Sende buldum güzelim ben, bana yar oldun sen.
*
Çalın davulları güm, güm, gönül heveslensin,
Dizin araçları bir, bir, güzelce süslensin,
Oturmayın heyecandan, çoluk, çocuk binsin,
Bu gün düğün alayım var, yarim gelin gelsin.
Evin önünde durulsun, halay çekin görsün,
Çalın gelin havasından, sevinçle yaş döksün,
Gelinle yan yana dursun görümce, kol tutsun,
Gelen düğün alayım yar, gelin olan sensin.
Döküldü göz yaşı gözden, gelin kızım ağlar,
Sevinç akar yüreğinden, elinde mendil var,
Helalleşip yola çık sen, murat alırsın yar,
Gelen düğün alayından, inen melek sensin.
*
Nazende sevgili bul, ey hatır nevaz devran,
Sevince mübtelayım ben, yazılsa bir ferman,
Kafes içindeki bülbül olursa, candan can,
Onun için olurum tek ateş füruz bağban.
Bulunsa hoş heva, bir yer kurulsa hem evkan,
Parıldasın üzerinden ışıl, ışıl elvan,
Ne bülbülüm edecek bir figan, ne yar hicran,
Ötünce hoşlanırım ben, içimde bir ferhan.
*
Batan gülün dikeninden medet umarsan sen,
Ne dert çıkar yüreğinden, ne gam gider senden,
Yakan güneş gibi olsan, düşürmesen gölgen,
Bulurmusun güle bağban, bulurmusun gülşen.
Azap çeken garibim ben, bilir misin kimden,
Umutla bekliyorum ben, sever misin bilsen.
*
Dağınık saçları yelden, ele almış örüyor,
Gözü dalmış yine, gelsin diyerek düş görüyor,
Dudağından dökülen şarkıyı akşam bürüyor,
Yüreğinden okunan bir sızı var, yar gelecek.
Yaza girmiş gibi mevsim yanıyor, hem üşüyor,
Ayı yalnız diye yıldızları gökten düşüyor,
Çıkacak yollara, hasret yolu tümden kesiyor,
Yüreğinden okunan bir sızı var, yar gelecek.
*
Su ister canım, yar elinden bidar,
Bidar oldu çün, aşkı buldum bihar,
Güzel bilmeyen can, canandan bizar,
Görülmez olur yar, olur ten bimar.
Gönül bahtiyar, saçların tar-u mar,
Akıl kalmıyor bende başlar devar,
Yazılmış yazım olsa Hak'tan dimar,
Aşık oldu yazsın düşen derkenar.
*
Yar nağmesinden söylenen söz, gönle âbşar gibi,
Olmaz kibir, olmaz kusur, gördüm ki billur gibi,
Açmış gönülden bahçe, ben döktüm de abyar gibi,
Sen sevdiğim ol, ben seven, gönlünde bihar gibi.
Bir an yanından ayrılırsam gönlü buhran sarar,
Sen ayrı dursan ayrılıktan gayri devran sarar.
*
Bisyar olur yıldızların, gönlüm kamer, aklımda sen,
Aşkım için candan olur, can sevdiğim sen bilmesen,
Ruzgar fısıldar aşkı, gün geçmez yanıp durdum da ben,
Gök kubbe aydınlanmıyor sensiz, alev altında ten.
Rüzgar dokunsun şimdi, muhtaç olduğum bir damlaya,
Mehtap görünmez şimdi, muhtaç kaldığım senden ziya.
*
Bir güzelin hasreti gönlüm yakar,
Bir de gülün derdi, dikenler batar,
Bir gelenim var, o da kasvet saçar,
Gam yükü ister mi gönül hasreti.
Bir kara gözler beni benden eder,
Saçları gem oldu, belimden çeker,
Tatlı dilin nağmesi hepten yeter,
Gam yükü ister mi gönül hasreti.
*
Bir yaprağın düşerse dalından yaram olur,
Olmaz isen yanımda, yaşarsam haram olur,
Hasret yakınca derde sarılmak sılam olur,
Günler bizimle doğdu, gönül koymasın ışık.
Dert çektiğin görünce, üzüntün cefam olur,
Yaş akmasın gözünde, acım hep defam olur,
Gülsün yüzün, gönülde ne boşluk ne gam olur,
Günler bizimle doğdu, gönül koymasın ışık.
*
Gün olup doğ diyorum, sen yine kar yağdırdın,
Ben huzur istiyorum, bak yine dert yığdırdın,
Gel dedim nazlı gönül, mendile yaş sığdırdın,
Sev diyorsun, seviyorsam, sevilirken yoksun.
Ceylanım der severim, gözlere yaş döktürdün,
Sevgi bekler dururum, çirkefe taş söktürdün,
Gök yüzünden bakınan gönlüme baş büktürdün,
Sev diyorsun, seviyorsam, sevilirken yoksun.
*
Bülbül-ü şeyda olsan, gönlün dalında dursan,
Güller açılırdı kalbim, çığlıklarımda rennan,
Alkış tutan çiçeklerden misk-ü saçtı reyhan,
Olmaz günah-ı asgar, aşkın ruhumda raygân.
İster diyar, diyar gezdirsin bu aşkı mihman,
Mihnet bulunmasın, gelsin fayda mihribandan,
Dertler aciz kalır, ses koymaz ki aczi tugyan,
Olmaz günah-ı asgar, aşkın ruhumda raygân.
*
Serbest bırakın kalbi, aransın beni ansın,
Düşsün ateşin kalbe, yakarsan beni yaksın,
Gizlenmesi yok duyguların, benle uyansın,
Bir derya idin, gönlüme baktıkça görürsün.
Eller uzanır saçlara, çözsün beni sarsın,
Aşk nağmesi döktükçe sazından, beni sansın,
Harf, harf dökülürken kaleminden, beni yazsın,
Bir derya idin, gönlüme baktıkça görürsün.
*
Gönüllerde gülsün, açıp öyle kal,
Gülen gözlerinden alırdım mecal,
Gülistan dilenmez, dilim oldu lâl,
Senin olduğun yer ateşmiş, ne gam.
Kızıl renkle yer aldığın ince dal,
Madem gel diyorsun, omuzlarda şal,
Ömür geçse kalbimde sevgin masal,
Senin olduğun yer ateşmiş, ne gam.
*
Gönlümce bir güzel gördüm ben, dalımda soldum,
Rüzgarla savrulup gittim ben, gazel gibiydim,
Gezdim diyar,diyar gurbet ellerinde durdum,
Gönlümde sevdiğim var, derman bulup göreydim.
Bülbül figan ederdi, aşkım çileyle buldum,
Ben kollarında her an meşk isteyen biriydim,
Güller açılmıyordu, şavk görmeyince sordum,
Öttükçe bülbülüm şen, ben zevk bulup gireydim.
*
O güzlerinde dalgalar durur, neden bilinmiyor,
Lakin, bakınca gözlerinde kor, ışık görünmüyor,
Düşün güzel, aşık olan yürekte sevgi bitmiyor,
Umutlarım sürüklenir, denizde dalgalar gibi.
Bakışların derin olur, yürekte hal bırakmıyor,
Hüzünde çökmesin, o gözlerinde sis dağılmıyor,
Çatılmasın kaşın, asık yüzünde gül barınmıyor,
Umutlarım sürüklenir, seninle bağlanır gibi.
*
Hayatda nokta kor isem, bu senle birliğim olur,
Biraz ümit verip yanaş, biraz elin uzat nolur,
İçinde dert görür isen, avuçlarımda kaybolur,
Değişmedik kader, değişmedik hayat bulunmuyor.
Çözülse saçların gönül, yeliyle cezbeder durur,
Saçın değince duymuyor musun, yürek nasıl vurur,
Alev saran tenimde, aşkı ellerinle koydurur,
Değişmedik kader, değişmedik hayat bulunmuyor.
*
Saçlar açıldı, rügar girsin güzel, sarılmam,
Gözler görür mü bilmem, görmezse ben darılmam,
Kalbimde sen olur, aşk sensen kolay kırılmam,
Sen öyle bir sevinçsin, kalbimde yer alırsan.
Bak gözlerimde şavk, iznin olmadan vurulmam,
Kalbin, sığındığın bir koy olmadan durulmam,
Güller açar dudaklar, öp derse ben yorulmam,
Sen öyle bir sevinçsin, kalbimde yer alırsan.
*
Seher vaktiydi gelmişler, camımda,
Aşık oldum diyen, durmuş kanımda,
Kolumdan tutturup, sarmış canımda,
Gürer oldum, güher bulmuş ya kalbim.
Kitaplar yazmıyor, yokmuş tanımda,
Güzelsin sen, buruşturmam şanımda,
Aşık oldum, hurim derdim yanımda,
Gürer oldum, güher bulmuş ya kalbim.
*
Bir gül açacaksın da gülistan mı sanırsın,
Gülşen açılır, goncalarından utanırsın,
Çok sevdiği bülbül dahi gelmez usanırsın,
Sen kendini zannetmeyesin aşkı bulunmaz.
Görmez mi, deniz dalgası saçlar tarayansın,
Sen saçları çöz, rüzgarı en sonra duyarsın,
Yıldızlara imrenme, karanlıkta uyansın,
Sen kendini zannetmeyesin aşkı bulunmaz.
*
Öyle bir^aşk var ki gönülden olan,
Gün doğacak, gün batacak bir talan,
Sen doğacaksan ziyalar hep yalan,
Kalbe ışık vurmayacak bir daha.
Yer yüzünün gülleri gönlünde san,
Gel gönülün bülbülü, kimmiş susan,
Aşk dökülür, tatlı dilinden çigan,
Başka çiçek açmayacak bir daha.
*
Güzel seyranda derdim, sevdiğimsin,
Güzellik sende, gökten eğdiğimsin,
Umutlar yüklü, kıymet verdiğimsin,
Canım tenden geçer, sen gönlü çelsen.
Gönül hor görme, güller serdiğimsin,
Uzansın kolların, el değdiğimsin,
Yarenlik olsa, her gün geldiğimsin,
Canım tenden geçer, sen gönlü çelsen.
*
Alev alev yakınsa duygular, çıkar dudaklara,
Yaban çiçekleriyle aldanıp gider uzaklara,
Ne var yadelde, aldırış edilmiyor yasaklara,
Dudakların değince, sevda yüklenir gönüllere.
Ahû bakışlı ceylanım, düşer misin tuzaklara,
Acın olunca, göz yaşın düşer güzel yanaklara,
Aşık olan da aldırış eder mi hiç bıraklara,
Dudakların değince, sevda yüklenir gönüllere.
*
Hülyâya dalan gözlerimin şavkı ısındı,
Yansın yüreğim aşk ile, mevsimse kışındı,
İster mi unutmak, unutulmaz bakışındı,
Varsın unutulsun, kalacak bir yakışındı.
Hülyâyı gören gözleri göz yaşları sardı,
Baktıkça gözüm, döktüğü yaş sevgi yaşındı,
Buldum sanılan haz, avucumdan sıkışındı,
Aklımda durur sandığımız son çıkışındı.
*
Sevgiyle yanan kurtulamaz, sardı mı gayle,
Nazlanma gülüm, gönlünü ver, şarkını söyle,
Sevmez görünen terk edecek bahtını böyle,
Şansın dönecek sanma, giden bir daha gelmez.
Sen derdini söyletme güzel, gönlünü eyle,
Yanmış, su içirsen de, susan inledi neyle,
Çok söylenilen şarkıyı bir dinledi şöyle,
Şansın dönecek sanma, giden bir daha gelmez.
*
Güldürmesin kader aşkımdan kaçar olursan,
Öldürmesin, süründürsün, intizar bulursan,
Sen nerdesin diyordun, bak şimdi sormuyorsun,
İnler durur gönüller, dert kimde duymuyorsan.
Söndürmesin, içinden nefret eder durursan,
Gök gürlesin de, düşmüş nem olmasın buluttan,
Sen nerdesin diyordun, bak şimdi sormuyorsun,
İnler durur gönüller, dert kimde duymuyorsan.
*
Derinden severken ödersin bedel,
Hayaller yıkılmış gönüldür yadel,
Yürek yangınından görünmez emel.
Tarif olmuyor çektiğin dert ecel.
Gözün yaşlanır, ıslanır kirpiğin,
Elinden tutarken dudak değdiğin,
Yolundan geçerken selam verdiğin,
Tarif olmuyor çektiğin dert ecel.
*
Ey göklerin parıltısı, kalbimde tek ayım,
Parlaklığın semayı yutar, bense burdayım,
İkram olurdu, soframa gelsin yanındayım,
Yalnız senin için açılır kalbimin yolu.
Öp der dudakların, bu kadarmış benim payım,
Kat kat verildi, boynuna bir ben dolanmayım,
Gönlün derinliğinde sevinç, gam konulmayım,
Yalnız senin için açılır kalbimin yolu.
*
Onsuz geçen ömürde, bulunmaz huzur adı,
Koynunda bulduğum hayatın en leziz tadı,
Boş kaldı kollarım, izi göğsümde kalmadı,
Toprak alıp götürdü elimden güzelliği.
Gül ağlıyor dalında, tomurcuk da vermedi,
Bülbül figan ederdi, gülüm derdi gelmedi,
Yağmur düşen bayırda açan kır da kalmadı,
Toprak alıp götürdü elimden güzelliği.
Kalbimde dertlerin büyür, tende durmadı,
Diller halin nedir diye benden de sormadı,
Söyler sazım dedim, tele mızrap da vurmadı,
Toprak alıp götürdü elimden güzelliği.
*
Göz yaşlarımla can bulacak dendi, tutmadın,
Bir göl sanıldı hep, dilenen damla yetmedin,
Pul kaldı sevginiz, paha denmiş de etmedin,
Bahtım açar mı senle, çamur çiğnemiş gönül.
Cennet de kıskanır huriler dendi, gitmedin,
Kevser şarapların sunulur, benle içmedin,
Konmuş turapların, kaba konmuş da bitmedin,
Gönlün olur mu bende, çamur çiğnemiş gönül.
*
Bakış etse gözler, akıtmaz yaşın,
Yeşil gözlü yar, yer edinmiş kaşın,
Ömür boşalmış, senindir taşın,
Kamer kıskanır, sen olursan gönül.
Bakışlarda sevdan, neden ağlasın,
Yürek parçalar sanki zor ahvalın,
Sevinmez gönül, kaybolur ikbalın,
Kamer kıskanır, sen olursan gönül.
*
Seven bulur diye, kalbinde aşkı ben açtım,
Güzelliğin açacak sevgiden tohum saçtım,
Ateş söner suyu atsın dedin, gönül yaktım,
Dalında gül gibi bekler, gönülde kaldın sen.
Sakin olunca gönüller, suyunda demir attım,
Yelinde yelkeni açtım, sevinçle keyf çattım,
Seven gönül gülü isterdi, gönlü alçattım,
Dalında gül gibi bekler, gönülde kaldın sen.
*
Bir garipsin, mezarın yok, ne de söylenmiş sır,
Hep görürsün, ayağın zincire vurmuşlar, kır,
Ağlamak isteyeceksin, ağlayamazsın haykır,
Sen de son anlarımın olduğu gün anlarsın.
Gönlümün dermanı neyler, kime gitsem nardır,
Gözlerinden dökülen göz yaşı benden sordur,
Kalbinin şefkati yokmuş, merhametim baş kaldır,
Sen de son anlarımın olduğu gün anlarsın.
*
Aşktan çekerim, acım bilinmez,
Gördün mü dilimde çektiğim ah,
Kalpten sevilince gam bürünmez,
Aşk ispatı dilde, döktüğüm vah,
Derdinle geçen ömür silinmez,
Dert beyhude girdi kalbe, eyvah.
*
Sürüklemez boşa rüzgar, bulut koşup gelsin,
Alıp götürdüğü yerde mutluluk yağsın,
Beyaz gelinliği, bulutlarda bekleyen sensin,
Beyaz atıyla prensin gelir, o ben olsam.
Duvak açıldığı an, gül yüzün göreydim ben,
Gülün göründüğü gözlerde can öderdim ben,
Saçın çözülse, yelin değse, bir de yüz sürsen,
Beyaz atıyla prensin gelir, o ben olsam.
*
Nasıl olur sıkılır ten, gönülde sen varsan,
Kadeh, kadeh dökülür gam, çilemde sen yoksan,
Afet olan bigerandır, vurulduğum cansan,
Esir olup bakınırdım, o gözlerinden ben.
Bihis kalır mı yürekler, gönül alıp sorsan,
Çarem nedir soramazsam, bizar sanıp sarsan,
Buhurlanıp güle konsan, benim olan yarsan,
Gülüm deyip takınırdım, çiçeklerinden ben.
*
Güller gülümsesin, hiç eksilmesin yüzünden,
Dertler çıkar gönülden, hayret eder şaşarsın,
Bir fayda yok diyorsan, yaprak döken güzünden,
Yaprakların düşerken, gayret eder yaşarsın.
*
Güller senin kadar gülmezmiş, güzel diyordum,
Bir sevdiğim çıkar elbet sevda bahçesinden,
Bülbüllerim figan etmiş, sanki ağlıyordum,
Aşkıyla yandıran buldum tatlı çehresinden.
*
Ben sarhoşum, kadehler dolsun gönül tasından,
Kalbim durur, öpeydim ben alnı ortasından,
Sevsin yanan yürekler, kurtul gönül yasından,
Dursan yanımda, öğren sen aşkı ustasından.
*
Sen gönlünü ver aşkım, gözlerde okur oldum,
Aşkın çile döksün, ben dert çekmeye var oldum,
Aşkın ateşinden sor, ben kalbime kor koydum,
Derman saza düşsün, ben gam almaya söz verdim.
*
Eller ne bulur telde, telin derdi sorulmaz,
Teller dokunur gönlüme, sözler mana bulmaz,
Kasvet sokulur bülbüle, gül rengi sorulmaz,
Dertler okunur tende, gönülden çare gelmez.
*
Gözler beni candan ediyor, göz göremez kör,
Ak gerdanı gördüm ya, gören bir daha ölmez,
Aşk aklımı baştan alıyor, kalbe düşen kor,
Yaktıkça cehennem ola, gönlüm geri dönmez.
*
Gönlüm acılarla kıvranırken,
Çığlıklara sen kulak tıkarsın,
Her ayrılığın yürek yakarken,
Gönlümdeki hüznü kim çıkarsın,
Sensiz gecelerde bitmiyor dert,
Aşksız hecelerde gitmiyor dert.
*
Sevginin hallacı dertler, acılar hep dürter,
Kıvranırken, ilacın yok dese, sevgin var der,
Sevgi çıkmaz yüreğinden, hadi çıtlat gönder,
Gözlerinden soramam ben, bakışım olmazsan,
Kirpiğinden buramam son çıkışım olmazsan.
*
Dört mevsimi görsün aşkımız, bihazan olsun,
Kışlar karı yağdırsın, her yerde beyaz dolsun,
Kuşlar ne kanat kırsın, güller ne buruk dursun,
Kalbimde güneş oldun, aydınlanacak gönlüm,
Gönlümce bir^eş oldun, hep şenlenecek kalbim.
*
Dizilmiş inciler boynunda, kem gözlerde çoğalmış,
Görüntün muhteşem hep, gördüğüm görkem de çoğalmış,
Gönül bağlansa yer bulmuş olur aşk, hem de çoğalmış,
Gühersin, aşkı deryan ben idim, dirhemle çoğalmış.
*
Aşık olur, severim hep, acım bulunsan da,
Tenim atıldığı bir hallacım bulunsan da,
Başımda durmayacak bir tacım bulunsan da,
Çıkartamaz yüreğimden, ölüm hariç kimse.
*
Dursan yanımda endamı seyreyleyim biraz,
Baksam sevimli gözlere, hayreyleyim biraz,
Öpmeyi bilse, gönlüne gem vurmasan güzel,
Kollar sarılsa boynuna, çevreyleyim biraz.
*
Göz görünce ihtiyaç olmaz söze,
Savrulan saçın telinden bak naza,
Gönlü doldurur, bakınsın yâr göze,
Aşkı söyle, her telinden vur saza.
*
Vurdukça ellerin saza, teller eler geçer,
Sen bir de gönlü sevdalı olsan, deler geçer,
Gurbet elinde ben, yalınız kaldığım zaman,
Sel oldu yaşlarım, anılardan siler geçer.
*
Yaprakların döküldü, derinden vurunca yel,
Bak ağlıyor dalında, oturmuş da bülbülüm,
Derdin çoğaldı bende, ağarmış saçınla gel,
Hasret dolunca gönlüme korkutmuyor ölüm.
*
Bakışların umut versin, içinde derinlik olsun,
Ellerinden tutunayım uzat bir serinlik olsun,
Kuğular gibi yüzelim, üstünde gelinlik olsun,
Göğün mavi derinliği yansısın suyun üstüne.
Ay gibi doğ sen, isterse her taraf karanlık olsun,
Sohbet edelim güzelce, sözümüz yarenlik olsun,
Akit yapalım burada, gelecek aydınlık olsun,
Göğün mavi derinliği yansısın suyun üstüne.
*
Gönülün olmasa, bulmaz aşığın âlasını,
Akıtmaz sevenin olmasa göz damlasını,
Daha bekler mi gönül yağmurun yağmasını,
Yarılır olsa da, toprak gibi kasvet saracak.
Sevecek kalbe sorulmaz yadelin olmasını,
Suyu olsun da düşünmez çiçeğin solmasını,
Dilenilmez gülü varken yalınız kalmasını,
Varılır olsa da, yollar gibi hasret kalacak.
*
Bahar sanki, çiçek açar gülersin,
Koyunla, kuzuyla koşar melersin,
Seni seviyorum desen ne dersin,
Dünyası ben, sen dört mevsim gibisin.
Sonbaharla yağmur dolup yağarsın,
Yaprak düşürürsün, yere yığarsın,
Sen benim gönlüme ancak sığarsın,
Dünyası ben, sen dört mevsim gibisin.
Coşku bürüyor her yanını yazın,
Derde yürünmüyor, göğsünde sazın,
Sevgiyle kucakla, benimse canın,
Dünyası ben, sen dört mevsim gibisin.
Soğuk değilsin sen, karlı beyazsın,
Gönüllere girer, yakar ayazsın,
Sesleneyim sana başka duymazsın,
Dünyası ben, sen dört mevsim gibisin.
*
Yıllarca ortaktın sen kederime,
Meleğim yazıldın bak kaderime,
Aşkım diye girdin hep bedenime,
Gönlümün sahibi, ruhumun sesi.
Sensiz çıkıyorum son seferime,
Koyacaksan gülü koy makberime,
Benden selam edin çok sevenime,
Gönlümün sahibi, ruhumun sesi.
*
Periler ülkesinin sultanı kıskandı seni,
Görülen olmadı ordan bile, sen gîbi güzel,
Hepsinden uyanır oldu heves, soldu teni,
Develer üstüne yüklendi, hazırlandı bedel.
Seni kimler övüyor, bulduruyor söz söyleyeni,
Aşığın baktığı gözlerde, kıymetti emel,
Çöle döndürdü alevler, gönülden seveni,
Ne sular söndürüyor yangını kalpten, ne yel.
*
Gerek yok içmeme, gözlerin yeter,
Mahzene girmişim gibi hep içer,
Donatmış dünyayı içine çeker,
Nideyim kadehte, şişede meyi
Gülleri açılmış kırlara iter,
En nadide güller gözlerde biter,
Hasretin çekince gönlümde tüter,
Nideyim kadehte, şişede meyi
Mavi derinlikte yelkenler açar,
Yunusların yüzer, martılar kaçar,
Yol alır engine, dalgalar saçar,
Nideyim kadehte, şişede meyi
Süzülür kirpikten, bakışı bayar,
Ay olur gönlümde, yıldızla kayar,
İnlesem sevginden feryadım duyar,
Nideyim kadehte, şişede meyi
*
Seni çok sevdi mi, olmaz ki sözün hiç yalanı,
Yalanım varsa, bulunmaz gönülün hoş kalanı,
Yalınız sen yapacaksın seveninden talanı
Vücudum katlana, senden gelen cefaya
Sevenin yoksa olur, dalları kökten yolanı,
Gönülün tek gülüsün, görme dalından solanı,
Seni sevmek dileğim, olsan gönlüm alanı,
Vücudum katlana, senden gelen cefaya
*
Kalbe dolan her anı pür deryasın,
Varmayı gönlümce diler hülyasın,
Uğruna harpler yapılır sevdasın
Vücudum katlana, senden gelen cefaya
İncinirim ben, gözyaşı dolmasın,
Ben çekeyim derdi, senin olmasın
Kahrederim sonra canan solmasın
Vücudum katlana, senden gelen cefaya
Bakmasa göz, sevmiyorum sanmasın,
Kuşkulanan şüphelerin kalmasın,
Duyguların kendini boş bulmasın,
Vücudum katlana, senden gelen cefaya
*
Hayal görsün gözler, serabı seçsin,
Görünce güzeli canından geçsin,
Varacak yanına, kuş olup uçsun,
Çekilen çileye bu ömür değsin.
Ferahlık düşürür, yel olup essin,
Misk-ü amber gibi kokusu gelsin,
Ok olsun bakışı, bağrımı delsin,
Çekilen çileye bu ömür değsin.
*
Yürü de göreyim ceylan bakışlım,
Neşeyle bakarsın keman nakışlım,
Gönüle doğarsın, sana alıştım,
Ay gibi süzül sen göller üstüne.
Geceler karanlık, ayla tanıştım,
Şavkı vurdu yüze, aşkla barıştım,
Sarmaşık gülleri gibi sarıştım,
Bey gibi süzül sen gönlün üstüne.
*
Bir göz durur karşımda, derinden bakıp gülen,
Baktıkça yanar için, yaktıkça yüz güldüren,
Yolundaki goncayım, olayım hem gülseren,
Bırakma onu kalbim, arkasından sürgülen.
Bir göz alıyor beni benden, bakınıyor şen,
Gülistana girmişim sanki, her biri gülşen,
Dalına konsam dedim, bülbül oldum nevesnen,
Bırakma onu gönlüm, oldukça o gülveren.
*
Bilir misin, alemde mutluluk veren nedir,
Başını sokacağın yaşanan bir hanedir,
Bundan da önemlisi, ruhuna hakim olan,
Kusursuz bir bedende, gözleri şahanedir.
Giyindir kuşandır sen, çocuklarını yedir,
Seveceksin onları, altın topa göredir,
Neslin devamı için, helal yolla verilen,
Allah'ın bahşettiği, kullara hediyedir.
*
Pınarın başına indiriyorlar,
Su içmeden geri döndürüyorlar,
Gurbet ele sensiz gönderiyorlar,
İçimdeki ateş söner sandılar.
Bilmiyorlar ki, bir volkandı sevgin,
Yüreğimde saklı durur gözlerin,
Bir an dahi gitmez senin hayalin,
Aşkı bilmeyenler hep aldandılar.
*
Suyunu kirli görüp, seni süzüp içmedim,
Atılacak kumaşlar gibi büzüp biçmedim,
Hatıran yüreğimde, seni ezip geçmedim,
Sense, kağıt parçası gibi gördün hep beni.
Bıktım deyip de senden, uzaklaşıp göçmedim,
Güzelim dedim sana, yüz çevirip seçmedim,
Sevda tohumuydun sen, başka yere saçmadım,
Sense, kağıt parçası gibi gördün hep beni.
*
Nikah memurluğuna çabuk ilan asılsın,
Yağmur bulutlarından davetiye basılsın,
Kuş sütü de bulunsun, hazırlıklar başlasın,
Bu bizim düğünümüz, kırk gün kırk gece sürsün.
Diyar, diyar öteye, pullu haber salınsın,
Büyük, büyük kazanlar ateşlere vurulsun,
Çalsın davul zurnalar, halaylara durulsun,
Bu bizim düğünümüz, kırk gün kırk gece sürsün.
Burçak tarlasında yar türküleri okunsun,
Ağlasın kız anası, kına yakıla dursun,
Düğün alayı hazır, artık yola koyulsun,
Bu bizim düğünümüz, kırk gün kırk gece sürsün.
Havayi fişeklerle gökyüzü aydınlansın,
Sevdiğimin yüzünden, akduvağı açılsın,
Mutluyuz biz bu gece, gökteki ay tutulsun,
Bu bizim düğünümüz, kırk gün kırk gece sürsün.
*
Bir deryadır aşk, bardağa dolmaz,
Bir ateştir hem, seveni yakmaz,
Yıldızlar gibi ihtişam yüklü,
Karanlık olsa, geceden korkmaz.
Gönülde açar, mevsimi geçmez,
Yarinden gayri ellerde gezmez,
Kimi sevinçli, kimi hüzünlü,
Diken batar da seveni üzmez.
*
Ahgeri muamma mı lebin, kızıl goncayla,
Kalbimde aşkı bulurum, azm ile vurulursa,
Çeşmin kadeh oldukça, billur gibi sevdayla,
Ben saki olayım, bezm alemi kurulursa.
Nazar edecek olsa, yarışırım Leyla'yla,
Gönül harabe olsun, benimle buluşursa,
Çeşmin dünyaya bedel, güher sandım şavkıyla,
Bir haki bulayım, cezm ile mey durulursa.
*
Kına gecen varmış, dün gece kına yakmışlar,
Avucuna bir lira koyup mendil sarmışlar,
Gözünden iki damla yüş düşünce sormuşlar,
Cevap verememişsin, sözlerin düğümlenmiş.
Kınan tutmuş elinde, kıpkırmızı kızarmış,
Yüreğin kan ağlayıp avucuna sızarmış,
Bizi bu hale koyan, bilinmedik nazarmış,
Cevap verememişsin, gözlerin buğulanmış.
Ak duvağın içinde gelinliği giyersin,
Kalbin benimle kalmış, sen gerdeğe gidersin,
Aklında aşkın, o kapıdan nasıl girersin,
Cevap verememişsin, dizlerin kapaklanmış.
Duvağını açmışsın, karşındaki ben diye,
Feleğe kahretmişsin, sevdiğim olmaz niye,
Takılıp kalmışsın sen, yüzü örten örtüye,
Cevap verememişsin, öylece kala kalmış.
Kimse bilmiyor seni, sevgiye uzakmışsın,
Geride gözü yaşlı sevgili bırakmışsın,
Bir daha sen sevmeye hasret kalacakmışsın,
Cevap verememişsin, mutluluk ıskalanmış.
*
Dertleri sarmalamış, yüreğime yuvarlar,
Hazan rüzgarı vurur, ne zaman rengi solar,
Kurumuş dallarına kon diye haber salar,
Ateşinden başka ne verdi leb-i goncalar.
Bülbüller ötüşürken, sen nerelerdeydin yar,
Beni hüzün perdeler, adına dert sıralar,
Gözlerden yaş dökülür, kapanmıyor yaralar,
Şimdi figan ediyor, daldan düşen goncalar.
Nazar etmedi bir kez, süzülen çeşm-i badem,
Neden dönüp bakmadın, seviyordun sen madem,
İçimde ateş oldun, bir gün olsun söylemem,
Bana hep suskun kaldı, sende leb-i goncalar.
*
Oturduğun yerinden elini çırpacaksın,
Elinde gong güllesi, duvara çarpacaksın,
Gözlerime bakarak, gözünü kırpacaksın,
Senin uşağın olup, peşinde gezeceğim.
Sarılayım beline, beni hissedeceksin,
Sıcacık sardığımı, sen hep bahsedeceksin,
Bu iyiliği bana tek sen bahşedeceksin,
Belinde kuşağın olup, keyfini süreceğim.
Rüzgarınla savrulup, meydan okuyacağım,
İpek gibi saçını tel, tel dokuyacağım,
Seni yakından duyup her an koklayacağım,
Başda yaşmağın olup, gönlüne düşeceğim.
*
Sıralanırmış uzak kalınca dertler bir, bir,
Ararsın köşe bucak, gözlerin yaş indirir,
Yüreğin dayanır mı, olsa da yürek demir,
Dayanırsın acıya, adına hasret denir.
Nereye baksan, onu hep karşında görürsün,
Tutarsın ellerinden, peşin sıra sürürsün,
Akşam hava kararsın, tüm dertleri bürürsün,
Sarılırsa kolların, adına özlem denir.
*
Cesaretle sevgi yan yana durmaz,
Ya cesaret durur, ya sevgi durmaz,
O zaman Mecnun'un günahı neydi,
Çöle koysan aşkı sen, çöle sığmaz.
Sevgisi olmayan bir teni sarmaz,
Dudaklar erinir adını sormaz,
Ferhat'ın dağları delecek vahı,
Suları dökülür, aşktan dert sızmaz.
*
Nereye uzanır bu yolun sonu,
Aşk hikayesine dayanırmış konu,
Çiçekler açar, kapar yolunu,
Dikeni batar da canın yanmasın.
Anladım gönlünü, bildim huyunu,
Bülbüller gibisin, verdim suyunu,
Endamını gördüm, sevdim boyunu,
Ateşin yakar da, öldüm sanmasın.
*
İçimde sıkıntılar, çıkıyorum duaya,
Aklımda sen varsın yar, yalvarırım Hüda'ya,
Misafir etsin seni, gönlümdeki saraya,
Ne diyeyim sonunda, amin demekten başka.
Aklımda sen olunca, yatıyorum uykuya,
Uzatır ellerimi, yer bırakmam korkuya,
Karanlığı beklerim, davet ettim rüyaya,
Ne göreyim içinde, seni sevmekten başka.
*
Gönülden severmişsin sen, yürekten anmışsın,
Canın incinmiş biraz, canandan çok yanmışsın,
Kabus dolmuş geceler, korkuyla uyanmışsın,
Uyku tutmaz bir daha, yüreğin gamlanınca.
Dalında gül görünce, senin için sanmışsın,
Akan göz yaşlarını yağmur sanıp kanmışsın,
Tomurcuk açacakken, gönülden tıkanmışsın,
Yaprak açmaz bir daha, dalların sallanınca.
İçinden geçenleri aldırmadan yazmışsın,
Bir masanın başında içip, içip, sızmışsın,
Kadeh gibi fırlatıp, gönülden çok kızmışsın,
Geri gelmez bir daha, son mektup yollanınca.
*
Sakin belleme aşkın yollarını,
Seven güzelin gönlünde harı var,
Görmek istersen sarsın kollarını,
Yar seviyormuş, çıkan buharı var.
Gül bahçesine girsen de koşarak,
Kızıl renklere bürünmüş narı var,
Arar bulursun dağları aşarak,
Yar hasretiyle bülbül yanarı var.
İstersen, güzel sevmeyi gönlünde,
Çiçek açılır taze baharı var,
Sıkıntı yükler aşk, kalan ömründe,
Yapraklar döken bir son baharı var.
*
Beni sana bağlayan ne kaşındır, ne gözün,
İnandığım tek değer, dökülen tatlı sözün,
Benim yüzümde gülmez, gülmezse senin yüzün,
Yüreğim kan ağlarken, yüzüme vurur hüzün.
Dalgalı saçlarını, rüzgara karşı çözün,
Gözlerine sürmeyi, yüzüne allık sürün,
Pencerenin önünde, bekleyenin var görün,
Baharı gelir geçer, çıkmazsan gelir güzün.
*
Göğüs gerer zorluğa, acılara direnir,
Erkeğin arkasında yıkılmaz bir kaledir,
Gönülden bağlı kalır, erkeğe esir denir,
Hayatın tadından mal, mülk nasıl esirgenir.
Cennet onlara mahsus, öğrenirken öğretir,
Gönülde baş tacımız, yadellerde hasretim,
Evimizin direği, haneye berekettir,
Çocukların anası, adına kadın denir.
*
Ne bir huzurum vardı, ne de bir gün beklerim,
Zor gelir biliyordum, aldığım nefeslerim,
Yok olurdu birden, yaşama ümitlerim,
Sen doğdun ya bebeğim, unuttum ben acıyı.
Bunu isterim desem, olmazdı heveslerim,
Yaprak bile açmazdı, gönülden çiçeklerim,
Diyemedim, bu derdi yalınız göğüslerim,
Sen doğdun ya bebeğim, unuttum ben acıyı.
Bir başka güzellikte doğuyor bak güneşim,
Seninle daha mulu, bir başka güzel sesim,
Seni hergün ararım, geliyorsa göresim,
Sen doğdun ya bebeğim, unuttum ben acıyı.
*
Soğuk nefesini yine hissettiriyor rüzgar,
Titriyor esen soğuktan, kanat çırpamaz kuşlar,
Benim yüreğimda alev, ayrılığın vurmuş yar.
Bilir misin dertlerimi, nasılda uyanırlar,
Hüzünle toplanmış bulut, gönül yağdırıyor kar,
Gökyüzü yarılır sesten, şimşeği bende çakar,
Yaş olur süzülür, damla damla gözümden çıkar,
Görür müsün hallerimi, nasılda kıvranırlar.
*
El emeği göz nuru vereydim bir hediye,
Canımdan çok sevdiğim biricik sevgiliye,
Hergün yolunu gözler, haber sorardım yele,
Batan günü izlerim ufuktan, gelsin diye.
Bir mektup yazıyorum, bırakıyorum suya,
Cevap veremez oldum, içimdeki duyguya,
Haber salacak olsa, bilki çıkardım aya,
Güneşle tutulurdum, bakınırdım dünyaya.
Nice karanlıkları, aşardık kör geceyi,
Çözerdim ben seninle çözülmez bilmeceyi,
Beraber geçirirdik, seninle her seneyi,
Seninle yaşarım ben, bir güzeli sevmeyi.
*
Hazanın olursa nerde, savrulur tüm yapraklar,
Güller boynunu büker, çıplak kalır kavaklar,
Ne geçmişin kalır, ne zamanla hatıralar,
Düşen yapraklar gibi unutulur gidersin.
Elma gibi kızaran, al al olan yanaklar,
Kuş yuvası gibiydi, salkım saçak dudaklar,
Sarılmayınca kollar, unutulmuş sıcaklar,
Dibine düşmüş gibi, kurutulup gidersin.
*
Engeller oluşmuş, yolumda yokuş,
Gözlerde fer yok, anlamsız bakış,
Yağmur yağıyor, mevsim dersen kış,
Beklesen beni dünyalar güzeli.
Mendile oya, işlesen nakış,
Bir çift sözünle olmalı yakış,
Kalbinden kalbe tatlı bir akış,
Yapıver bana gönlün güzeli.
*
Gönlümün bahtı, bahtımın uğuru,
İçimde hasret, gözde aşk buhuru,
Goncalar solmuş, yapraklarım kuru,
Düş artık senden beklenen yağmuru.
Boynu bükülmüş, olmuyor umuru,
Dalını eğmiş, açmıyor tomuru,
Yaş ile dolmuş gözlerinin çukuru,
Yine de sendin beklenen yağmuru.
*
Hazan rüzgarı yemiş yaprak gibi,
Savruluyor içimdeki anılar,
Hangi taşın altında yeşerecek,
Bilemem, unutulmuş hatıralar.
Limana dönse seferdeki gemi,
Zevkleri sürmüş derdi kim hatırlar,
Sesimi duyan olmaz son deminde,
İnsaf dedirtir, belki son satırlar.
*
Ekim ayı girince ben görürdüm hazanı,
Yeli dokunur, döker ağaç yaprağını,
Soğuğa aldırmadan, yüklenmiş çantasını,
Okul yolunda bekler, gönül sevdalısını.
Mutluluk duyuyorum ben, okulun yolunda,
Huzuru bulduğum yer, bir de senin kolunda.
Sevgiyle sahibini arıyor bakışların,
Köle ediyor beni, kapından çıkışların,
Belik, belik örülmüş, uzun siyah saçların,
Prenses tacı gibi olmuş toka takışların.
Seninle yürüyorum ben okulun yolunda,
Arayıp buluyorum aşkı senin kolunda.
Toplan zili çalınca, buz gibi oluyorum,
Kendimi senden uzak, kutupda buluyorum,
Teneffüs olsun diye fırlanıp dönüyorum,
Şavkı sende bulmasam, kor gibi sönüyorum.
Seninle koşuyorum ben okulun yolunda,
Seninle yaşıyorum, yanımda sen bulunda.
*
Çıkmak istersem aya, muhteşem yıldızlara,
Bakarım kahverengi gözlerinin içine,
Boşta bırakma beni, koyma hiç acılara,
Seni sevmekten başka, bu garibin suçu ne.
Tenimden taşan aşkla, giremem saraylara,
Sığınırım kalbine, sığamam haricine,
Boşa direnme, umut bağlamam ufuklara,
Bağlanmışım saçına, vurulmuşum rengine.
Sahip olmak istersem, heybetle dünyalara,
Parmağımın ucuyla, dokunurum eline,
Bütün gücümle, karşı korum fırtınalara,
Sana duyduğum aşkla dolanırım beline.
Karşı koyarım her an denizde dalgalara,
Gam dokunsa da duymam, bakınsam bir yüzüne,
Kanat çırparım senle, dalınca martılara,
Dalgalarla kaybolur, rastlamam hiç hüzüne.
*
Aşk, yıldızlar kadar haşmetli,
Dağ devirmek kadar zahmetli,
Herkes çile saracak olsa,
Ne işe yarardı rahmetli.
Can verecek kadar himmetli,
Gül sevecek kadar şefkatli,
Pamuk ipliğiyle bağlarsa,
Olacaksın kalbi dikkatli.
*
Yıldızlar senin mutluluğun olsun,
Saymak istersen güzel birer, birer,
Sevdalansın bir gönlün sevdiğine,
Açılsın kalbin, hepisi de girer.
Dolunay senin gülen yüzün olsun,
Keyifli halin göl üstüne düşer,
Yüzüne biraz durgunluk gelsin,
Suyunu içmez, ceylanlar da küser
*
Sevmediğini her dem söylesende,
Neden hala gözde dumanın tüter,
Kendince gönül bulur, eylersinde,
Heyecanından hep ellerin titrer.
Umut ışığı arar gözlerinde,
Düşer peşine, sılayı terkeder,
Derdine merhem var, yar sözlerinde,
Ayrılık denen ölümden de beter.
*
Bahtı kararmış, gülleri kırmızı,
Çalmış kalbini, gönlünün hırsızı,
Farkında değil, seven sevdasından,
Bırakıp gitmiş, gül açılan kızı.
Yıldızlar varken kim görür yaldızı,
Ateş düşende anlatılmaz sızı,
Aşkı bilen, vazgeçmez hülyasından,
Terkedilse de unutmaz yalnızı.
*
Gönüle hoş geliyor, söylendiği an,
Burnunu kıvırsa bir, kendisi tatlı cadı,
Kalbimi yakmak oldu yaptığı son icadı,
Alev kaldı göğsümde, ateşi suzan kadın.
Bilmez gönül almayı, bilmez geçmişi yadı,
Dert yüklemekle geçti bana bütün hayatı,
Ruhum okşar sandım, kırılmadı inadı,
Hayal oldu gözümde, ateşi suzan kadın.
*
Sarmaşıklar sarılır, sen yanımda olunca,
İhtişama bürünür, yıldızları bulunca,
Göremezsem seni bir kez, boynum bükük kalır,
Kuşlarda konmaz olur, yaprakları solunca.
Kelebekler uçuşur, adım bir sorulunca,
Bal oluşur tadından, kolların sarılınca,
Gök yüzünde yıldızın ışığı sönük kalır,
Birbirine sevdalı yürekler kavuşunca.
*
Unuturum ben seni, lakin yüreğim dolu,
Esir ettin kendine, benim gibi bir kulu,
Ayrılmak istedikçe, senden hançer sokulu,
Acılar unutturmaz, ben unutsam da seni.
Bakma benim sözüme, gezdiğim aşkın yolu,
Kalbimde saklısın sen, yasemenler kokulu,
Aşkını giyinmişim, atmışım ben her çulu,
Anılar unutturmaz, ben unutsam da seni.
Daha dün gibi taze, elinde gül çamuru,
Sevinç yaşıyla dolar, gözlerinin çukuru,
Kolların sarıldıkça, çıkartırsın buhuru,
Ateşin unutturmaz, ben unutsam da seni.
*
Bir ferahlık duyuyorum, senin güzel adından,
Sarılırdı kolların, ayrılmazdım tadından,
Kollarının farkı yok, meleğin kanadından,
Hasretin dayanılmaz acı verirdi anam.
Güven veren duygular bulurdum sıcağından,
Cennetin kokusunu alırdım kucağından,
Uyku veren ninniler dökerdin dudağından,
Hasretin dayanılmaz acı verirdi anam.
*
Gönlünün gülüydüm ben, açmadan hasret çeker,
Yapraklarım dökülür şimdi, yüklenir keder,
Sevda bulutları bir yana savrulmuş gider,
İhtiyacım var şimdi, düşmez göten yağmurlar.
İstediğin gibi al, bu can sana adanmış,
Cefayı sende görmüş, yolu sana dadanmış,
Ne de çok inanmıştı, meğer hepsi yalanmış,
Muhtacım desem sana, düşmez yine yağmurlar.
Güvercinler de mahzun, yem veren yok onlara,
Bülbül aşkıyla suskun, umut yok yarınlara,
Yıldızlarda gömülmüş koyu karanlıklara,
Ziyadan yoksun kalmış, açılmaz domurcuklar.
Düşmese de yağmurlar, gözlerim akıtır yaş,
Her günüm meyhanede, desinler bana ayyaş,
Düşe kalka giderim, veririm yine uğraş,
Bırakıp gitsen de, bu kalp seni sayıklar.
*
Gözlerinin rengini özlüyorum,
Denizin maviliğine bakıp da,
Uzaktan bir yelkenli gözlüyorum.
Kıyıya vuran dalgaya dalıp da.
Kıyıdan ayrılanı izliyorum,
Her uçuşan martıyı sen sanıp da.
Göz yaşlarımı herkes den gizliyorum,
Umutlarım savruluyor yanıp da.
Bekle geliyorum de, bekliyorum,
Bir şişe içinde haber salıp da.
Derdimin üstüne dert ekliyorum,
Bir zalimin sözlerine kanıp da.
*
Aşık olmaya yürek ister, varsa cesaret,
Zincir vuranlar güzel, aslında bir esaret,
Çile çekersin, yine de duymazsın nedamet,
Tatlı hayal alemi denen bu olsa gerek.
Göz göze gelinse bir, bırakmaz hiç dirayet,
Elin ayağın dolaşır, ateş ile sirayet,
Lal olur dilin, olmaz artık bülbüle hacet,
Tatlı hayal alemi denen bu olsa gerek.
*
Saçın ipek örülüyor,
Hasret gözde görülüyor,
Al, al olmuş yanaklar,
Üstüne gül seriliyor.
Göze sürme sürülüyor,
Kirpiğe ok deniliyor,
Nazar eden bakışlara,
Kaşın yayı geriliyor.
Burun gökte biliniyor,
Gerdan inci diziliyor
Bülbül gibi dudaklara
Öpücükler veriliyor.
*
İsterim de seyredemem gözlerini doya doya,
Geçmişime kahrederim, kadehe mey koya koya,
Uyandırır, korkuyorum düşlerimden soya soya,
Sesini de duymuyorum, çıkıp gitsin kaya kaya.
Umut verir diliyorum, aşık eder baya baya,
Vefasızlık görüyorum, sevgi verir caya caya,
Çile sarmış duruyorum, gün bekliyor saya saya,
İnce sızı duyuyorum laf çıkarır yaya yaya.
*
Keskin kılıca gerek, yiğide gerekir kın,
Göz göze gelir isen, bulursun güzel ile.
Avare olur keyfin, göklere uzanırsın,
Heyecan gelir, hadi sen sevgini sergile.
Uykundan uyandırır, içinde olan aşkın,
Yatağından kaldırır, yağı koy sen kandile.
İçinden dökmek ister, sıkıntısı çok taşkın,
Tömbekiyi üstüne koy, tüttür bir nargile.
Ağırdan ağıra bir yaş süzülür, göz şaşkın,
Gözyaşını silersin, yarden gelen mendile.
Çiçekte, kelebekte onu buldum sanırsın,
Ruhunu aşk sarmış da, başlamıştır bir çile.
*
Yakıyor beni yakan
Yanıyor aslı can,
Tenimi alev saran,
Sanma ki yanan canan.
Beni dertlere koyan,
Cananım geldi bir an,
Bedende alev, duman,
Aşk ateşidir yanan.
Bu can sevene kurban,
Bendim gönlünde duran,
Duysun alemi cihan,
Yanan can yoksa canan.
*
Derde dermanım, hasta bakıcım,
Gönle fermanım, aşkı yakıcım,
Gözde seyranım, kalbe akıcım,
Gel de vuslatı sende bulalım.
Sevgi harmanım, ten de cananım,
Canda kurbanım, kandı kananım,
Nabzı çarpanım, Yandı yananım,
Gel de vuslatı sende bulalım.
*
Yanıma uzan ol,
Kalbime sızan ol,
Bana da kızan ol,
Yalnızca benim ol.
Yüzümde hüzün ol,
İstersen güzün ol,
Gönlümde görün ol,
Yalnızca benim ol.
Ay gibi bazen ol,
İpekle, pazen ol,
Tenimde gezen ol,
Yalnızca benim ol.
*
Kayalar arasına girmiş dalgalar gibi,
Sinmiş de, üzerime atılmayı bekliyor,
Hırçınlaşmış denizler, artık görünmez dibi,
Dalga köpüren yüzü, rüzgarı itekliyor.
Gönül de deniz gibi, yalnız görür garibi,
Garibin dünyası da ne deryalar saklıyor,
Orada sevgi bulan, aşkın gerçek sahibi,
Bilemezsin güzelim, hep seni sayıklıyor.
*
Aheste, aheste ben gireceğim gönlüne,
Ay ışığının göle nur düşmesi gibiyim,
Aşkını ver, mendili sereceğim önüme,
Gönlümün zenginiyim, aşkının fakiriyim.
Aşkın için en önde ben giderim sürgüne,
Sanırsın sıra gelmez bana aşkın dibiyim,
İhtiyacım olacak böyle şanslı bir güne,
Görünsün seven güzel, ben gönlün sahibiyim.
*
Dudağımda şarkısın, ben besteledim seni,
Kucak, kucak sarmışım, hep desteledim seni,
Kulağına söyleyip üstelesin aşk seni,
Son kadehi verirken düşünürüm bunları.
İsmini dilimde ben terennüm ettim önce,
Kalbime sevgi koydum seni böyle görünce,
Bilinmez bir güç oldun sen kalbime girince,
Son kadehi verirken düşünürüm bunları.
*
Ne olursun güzelim, sen sesime kulak ver,
Kalbim ille de seni der, yalnız seni sever,
Bir lahza düşünmeden seni, geçmiyor günler,
Garip aşkı benimki, ölümüne çok sever.
Ayakların bir bassın, kalbimde hazırdır yer,
Şahaneyi libastır, yalnız sevdiğim giyer,
Yaslan göğsüme, dinle kalbimi sana ne der,
Garip aşkı benimki, ölümüne çok sever.
*
Açılmış dudağın gül gonca, gonca,
Nasıl üzülürüm gonca solunca,
Sevgiler salıyor gönlü olunca,
Sevdaya kanarım, geçer giderim.
Mutluluklar verir, yüze gülünce,
Sığmaz hiç sineye, aşka gelince,
Elini elime bir kez verince,
Sevdaya kanarım, geçer giderim.
*
Anlatılırsın masal gibi sen, dilden dile,
Meydan okursun gülistanda açılmış güle,
Ben de göreyim gönlünü gönlüme ver hele,
Aşkın güzelliğini, yarin güzelliğini.
Düşürmem dilimden, gerek duyulmaz hitaba,
Gönlüme yazılan nasıl sığarmış kitaba,
Ben de süreyim zevkini diyorsan merhaba,
Aşkın güzelliğini, yarin güzelliğini.
*
Ne olur bana küsmeyin yıldızlar,
Göz kırpsanız da benim sevdiğim var,
Yüzünüzde şavk, sizde pırıltılar,
Onun sevgisi yüreğimi yakar.
Ne olur bana kızmayın yıldızlar,
Belki ulaşmak isterseniz kayar,
Ay sizde, yüzünü sizlere dayar,
Kalbimde onun aşkı beni yakar.
*
Sen benim suskunluğuma bakma,
Son kadehten sonra dinle beni,
Gir gönlüme, gönülden hiç çıkma,
Meşgul edersin şimdi derdinle,
Bezmişim halimden bir de sen yakma,
Ey gönül, kendi kendine inle,
Bir de hasreti kafama takma,
Uğraştırırsın şimdi kendinle.
*
Sarılsan sevdiğim sen, gerdanından öpeyim,
Dola kollarını, ben benlerini göreyim,
Gül bahçesi gibisin, aç sinene gireyim,
Boyun bükerim bende, diz çökerim önünde.
İstersen, gülün olup dallarında biteyim,
Dallarına konayım, bülbül gibi öteyim,
Gözlerde hasret olup, yalınız ben tüteyim,
Boyun bükerim bende, diz çökerim önünde.
*
Dilin neden susuyor, hep gözlerin arıyor,
Ellerin bıraksa da bakışların sarıyor,
Pişmanlık sarmış seni, gel gönlümün dilberi,
Aşkını harman yapmış, ruhumda dert karıyor.
Gözlerin görmese de dilin beni anıyor,
Dumanın tütmese de yüreğinde yanıyor,
Pişmanlık sarmış seni, gel gönlümün dilberi,
Kalbinde çöl ateşi, susuzluktan kanıyor.
Kayıt Tarihi : 22.9.2007 13:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Kaybal](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/09/22/ivir-zivir-ii.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!