GEL ZAMANA ZİNCİR VURALIM ŞİMDİ
Dertler dirhem dirhem yüklendi cana
Ne ten canlandı ne gözyaşı dindi
Kurtla kuzu gelmiş şimdi yan yana
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
Paraya bürünmüş şimdiki canlar
Adamdan sayıldı pis solucanlar
Ne yüzler morarır ne patlıcanlar
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
Aynalar dökünmüş sırrı tutmuyor
Tartılar tartıyı doğru tartmıyor
Boğazlar lokmayı helal yutmuyor
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
Şehvet duyguları kalmış heveste
Ayrılıklar ferman bulur nefeste
Çakallar gezinir aslan kafeste
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
Ölüm unutulmuş son beklemiyor
Musalla taşı da etkilemiyor
Dudaklar kendini kilitlemiyor
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
İntikam hırsıyla koymuş harcını
Dudaktan alıyor dişler hıncını
Boşuna sıkarsın sıksan canını
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
Uğraşma Dermanî boş bu satırlar
Ortaya dökülmüş namahrem sırlar
İktidara konmuş soyu kısırlar
Gel zamana zincir vuralım şimdi.
*
Nasıl bırakırım ben seni böyle
İçimdeki aşkın koru yanarken
Derdin varsa söyle sevdiğim söyle
Merhemin olurum kalbin kanarken
Sen olmadan canı bu ten neylesin
Dilimdeki figan beni söylesin
Şimdi neredesin sen kiminlesin
Sorarım bülbüller dala konarken.
Umudum tükenir sen olmayınca
Yıldızlar da söner köz kalmayınca
Adımlarım sana yol bulmayınca
Ağlarım sessizce seni anarken.
*
Cümbüşümü astım gayri duvara
Avara bu gönlüm sensiz avara
Ömrüm gelmiş sonuna son bahara
Cümbüşümü astım gayri duvara.
Leylakları sümbülleri soldurdum
Yüreğime aşkından dert doldurdum
Kızgın çöle ben kendimi koydurdum
Cümbüşümü astım gayri duvara.
*
Bırakıp da gittin beni ey zalim
Sormadın hiç beni neydi bu halim
Ne gözlerim sustu aşkta ne dilim
Hülya Hülya diye seni andım ben.
Rüzgar esti güneş vurdu yüzüme
Yağmur damla damla doldu gözüme
Perişanlık çökmüş bir kez sözüme
Hülya Hülya dedikçe hep yandım ben.
*
Ay gibi doğuyor o yüzün senin
Kalbine dolmasın o hüzün senin
Beni de şad eder gündüzün senin
Belalardan uzak kal sen sevdiğim.
Derdime dermandır o elin senin
Aşk şarkısı söyler o dilin senin
Beni meftun eder o yelin senin
Yıldızlara çıkıp kal sen sevdiğim.
Hasreti yandırır o gülün senin
Aşkınla figanda bülbülün senin
Alnına dökülür kakülün senin
Baharla serpilip kal sen sevdiğim.
*
Ateşlere salıp eritme beni
Dört kolluya koyup yürütme beni
Hazan yağmuruyla çürütme beni
Kendi göz yaşımla paslanırım ben.
Ebruyu hançeri vurup da yıkma
Nazar kurşunundan kalbime sıkma
İçindeki korla beni de yakma
Bu gönül derdiyle yaslanırım ben.
Kızgınlık gösterip dalımı kırma
Rüzgarla bir olup yere savurma
Zindanlara atıp zincire vurma
Birazcık yüz versen uslanırım ben.
*
Kara kaşlım kahve gözlüm
Güller gibi gül dudaklım
Sağ yanında geçsin ömrüm
Gönül alan al dudaklım.
Gözlerin gül diker senin
Bakışların çeker senin
Dilin kaymak şeker senin
Dökülüyor bal dudaklım.
*
Kahve göze esir olmuş
Bu kalbe perva nedir ki
Koyun onu cehenneme
Dönerse heva nedir ki.
Nakarat
Perva nedir perva nedir
Bu can sana pervanedir
Heva nedir heva nedir
Bu can sana divanedir.
Derdini çekmeye yarışır
Kızgın çöllere taşınır
Dağdan suyu aşırır
Yar yoksa deva nedir ki.
Al dudaktan bir gülücük
Gül yanaktan bir öpücük
İstediğim olsa küçücük
Çok görse reva nedir ki.
*
Yıkılıyor dünyam her yer karardı
Öyle bir hışımla esiverdin sen
Bu kadar kızacak şimdi ne vardı
Selamı sabahı kesiverdin sen.
Mektuplarım sana ulaşmaz oldu
Kokuların bana bulaşmaz oldu
Kollarım boynunda kavuşmaz oldu
Selamı sabahı kesiverdin sen.
Dilim aşk sözüne sensiz girişmez
Dudağım dudağa öpüp erişmez
Gül açılan gonca artık yetişmez
Selamı sabahı kesiverdin sen.
*
İstemem sensiz dünyayı bir anlık
İstemem tahtı istemem sultanlık
Bendeki hayat bendeki canlılık
Bana aşkımı geri ver ne olur.
Bahçemde güller sensiz açılmıyor
Sen yoksan gülüm yoldan geçilmiyor
Kaderim sensin senden kaçılmıyor
Bana aşkımı geri ver ne olur.
*
Doya doya sevmedim
Sonkez yüzün görmedim
Ben kıymetin bilmedim
Hayalim geçti gitti.
Nakarat
Beyaz güvercin gibi
Elimden uçtu gitti
Giyindi kefenini
Dünyadan göçtü gitti.
Hazan rüzgarı doldu
Güller dalında soldu
Olanlar bana oldu
Dalımı biçti gitti.
*
Posta treni Balışeyh'te durdu
Düşman pusuyu istasyonda kurdu
Namludan çıkan insafsız kurşundu
Bir hain vurdu Ertuğrul Beyimi.
Dinek dağını bir duman kapladı
Bildi anası, yüreği sızladı
Ardından gelen kurşunu sapladı
Bir katil vurdu Ertuğul Beyimi.
Haberi duyan başına üşüştü
Akan gözyaşı sellere dönüştü
Kahpelik vardı bu nasıl döğüştü
Bir zalim vurdu Ertuğrul Beyimi.
*
Pembe gülüm pencerede görülmüş
İpek gibi saçı belik örülmüş
Omuzuna ince bir şal serilmiş
Acep görse aşağıya iner mi.
Poyraz olup saçlarına değmedim
Hazan yeli gibi boynun eğmedim
Güneş gibi gül yüzünü görmedim
Benim gibi gözlerinde tüter mi.
Limanından kalkar gider gemiler
Kadeh, kadeh mey doldurur sakiler
Bana değer sanki çıkan mermiler
Acep beni bırakıp da gider mi
*
Can evimden vuran vurdu neyleyim
Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim
Bırakında beni derdim söyleyim
El vurulmaz yerden taşlar sökerim.
Sarılamam artık yarin boynuna
Toprak aldı yari koydu koynuna
Aldırış etmedim dert oyununa
Bu diyardan artık kışlar göçerim.
Mezarına bir kez olsun varayım
Baş ucunda el bağlayıp durayım
Mezar taşına bir kez sarılayım
Son sözüme bende başlar giderim.
Bu illerde durmak ar gelir bize
Yar olmayan yerler dar gelir bize
Ey Dermani nasıl yar gelir bize
Bu diyardan artık kışlar göçerim.
*
Seher vakti indim yarin evine
Güzele gül verdim, dedim sevine
Bakındım durdum bir de gözlerine
Elimden tutarak gel dedi bana.
Dizine dizime çekip koydurdu
Ateşli dudaktan buse kondurdu
Alev, alev yanan koru durdurdu
Yüzüme bakarak gül dedi bana.
*
Sinemin üstünde bir yaram vardır
Senin yokluğunda çekiyor kahır
Elini göğsüne götürdü ağır
Düğmeyi çözerek bul dedi bana
Dermani’yim sırrı kimseye demem
Ölürüm de yine sözüm söylemem
Bu sırrı seninle paylaştık madem
Açacaksın sırrı öl dedi bana.
*
GÖNÜL YARİNDEN AYRILMAZ
Derdin ağacı kalbine dikilse
Aşkın cefası derinden çekilse
Gözlerinden yaş çağlayıp dökülse
Gönül bıkmadan yarinden ayrılmaz
Bir köle gibi zincire vurulsa
Kurumuş yaprak gibi hep savrulsa
Sevda olmadan tene dert konulsa
Kahır çekmeden yarinden ayrılmaz
Çöllere düşer serap görür gözü
Güzeli arar, yari ister özü
Yarimi verin banadır son sözü
Canı çıkmadan yarinden ayrılmaz
*
Kalbimde dert beliyorum
Sevgi yoksa eliyorum
Allah'ımdan diliyorum
Güzel dilber bana gelsin
İçmeden ben ayyaş olsam
Sürme süren nakkaş olsam
Ben kalbinde sırdaş olsam
Aşkım ile cana gelsin
Gamzesinde bulsam gizem
Saz elimde olsam kerem
Yüreğine kor düşürsem
Ateşimle yana gelsin
*
Kendi kendin öven dilber
Bu gün geçer demedim mi
Ecel gelse olmaz hüner
Gelen göçer demedim mi
Kimi susar kimi söyler
Kimi oynar kimi güler
Nazlı olan biraz küser
Seven seçer demedim mi
Bir bakınsan ela göze
Nazar gelir değer öze
Dilin durur girmez söze
Gören naçar demedim mi
Kirpiğin ok kaşın keman
Oynar durur vermez aman
Zülüflerin ondan yaman
Derdin açar demedim mi
Dermani’yim edem kelam
Sevenlere verem selam
Bu diyarda vakit tamam
Bu can uçar demedim mi
*
Koyun kuzu meleşiyor
Pehlivanlar güreşiyor
Seven kalpler birleşiyor
Gam bağlama deli gönlüm
Sular akar hendeğinden
Seven geçmez sevdiğinden
Dilim dönmez dediğinden
Gül ağlama deli gönlüm
Güneş bizim için doğar
Gölgesini bize eğer
Ağlayanlar bir gün güler
Gel dağlama deli gönlüm
Dermani’yim yok bahane
Ağlarım ben öylesine
Çekilenin çilesine
Sen çağlama deli gönlüm
*
Hakikat aynasında
Kendini bir görüver
Yaradan'ın katında
Kibirsiz bir oluver.
Nakarat
Allah Allah Hu Allah
Teslim olurum Vallah.
Yaradan hakkı için
Yaratılmışı sevin
Gönüldür senin evin
Karşılıksız giriver.
İzzet ikram olmalı
Kalbe sevinç dolmalı
Hak yerini bulmalı
Nefsini bir seriver.
Allah'ı an zikirle
Çözüm getir fikirle
Her nefeste şükürle
Şeytanı bir yeniver.
*
Kesilmiş bak iflahım,
Günahım çok Allah’ım,
Senden başka dergahım,
Yok Allah'ım, Allah'ım.
Dert kaplamış her yanım,
Bulunmazmış ilacım,
Sen vermeden dermanım,
Yok Allah'ım, Allah'ım.
Tövbe ettim ben artık,
Haramla yol ayırttık,
Yalan sözü bıraktık,
Duy Allah'ım, Allah'ım.
Yüzüm sana yöneldi,
Nefsim artık köreldi,
Kulun hakkı verildi,
Gör Allah'ım, Allah'ım.
Ben nankörlük etmişim,
Meyhanede yetmişim,
İçim dışım bitmişim,
Bil Allah'ım, Allah'ım.
Pişmanım her günüme,
Seni koydum gönlüme,
Seven gelsin ölüme,
Ver Allah'ım, Allah'ım.
*
Kalbim seni eylesin,
Dilim seni söylesin,
Sensiz canı neylesin,
Şahadet ver Allah'ım.
Cihat etsin yolunda,
Nişan olsun kolunda,
Şehit gelsin kulunda,
Şehadet ver Allah'ım.
Ağır derdi yükleme,
Kalbim haset eyleme,
Bir de kibir ekleme,
Metanet ver Allah'ım.
*
İstemem ben inci güher,
Gönül gözüm seni ister,
Söyleyelim hep beraber,
Muhammedim, can Muhammed.
Sünnetinden aldık ilham,
Uzak düştü bize haram,
Getirelim salat, selam,
Muhammedim, can Muhammed.
Rahmet oldun alemlere,
Nurun doldu gönüllüre,
Rehber oldun alimlere,
Muhammedim, can Muhammed.
Kevser sana oldu şarab,
Senden uzak kullar harab,
Bizi yoldaş eyle ya Rab,
Muhammedim, can Muhammed.
Dermani'yim yok imkanım,
Cennet olsun tek mekanım,
Kalbimdeki hep yakanım
Muhammedim, can Muhammed.
*
Bedenlere konmuş yürek,
Ateş düşen bir an gerek,
Duracak yer ister isek,
Gönüllere bir han gerek.
Nakarat
Durağımız ol Muhammed,
Gönlümüze dol Muhammed.
İçimizden coşku taşsın,
Yol sorana arkadaşsın,
Sevgi ile gözde yaşsın,
Senden bize nur ulaşsın.
Bak geceye, bak gündüze,
Gerek kalmaz başka söze,
Müslümanım diyen öze,
Şefaatin eyle bize.
*
Gözümün nuru sen olmadıkça
Kalbime senden aşk dolmadıkça
Seni canımdan çok sevmedikçe
Ben sana nasıl ümmet olayım.
Nakarat
Habibim Ahmet Resulüm Ahmet
Şefaat sende umarız medet.
Sana özgedir gül bahçeleri
Bastığın yerler nur ökçeleri
Seni söylüyor hak lehçeleri
Ben sana varıp ümmet olayım.
Bülbüller öter Muhammed diye
Dağ taş zikirde yar diye diye
Aşıktan yare güller hediye
Ben sana gelip ümmet olayım.
Seni görürüm ağaç dalında
Çiçek özünde kovan balında
Sefere çıkmış herkes yolunda
Ben seni bulup ümmet olayım.
*
Açılan gonca güller
Seni söyler Muhammed
Dala konan bülbüller
Seni söyler Muhammed.
Sümbüller kokusunda
Laleler dokusunda
Bebekler uykusunda
Seni söyler Muhammed.
Yelin sesini dinle
Sazın telini dinle
Aşka geleni dinli
Seni söyler Muhammed.
Daldaki tomurcuklar
Kırdaki kuzucuklar
Aşkla yanan dudaklar
Seni söyler Muhammed.
Gök yüzünde yıldızlar
Yeryüzünde yalnızlar
Karanlıklar ıssızlar
Seni söyler Muhammed.
Güneşin ışıkları
Gözlerin bakışları
Bu gönül aşıkları
Seni söyler Muhammed.
Tüylerim ayaklanır
Sevgine odaklanır
Aşkını mırıldanır
Seni söyler Muhammed.
*
Kalptir Yaradan’a yönelen mabet,
Yaradan’la yanar bende muhabbet,
Verilen selamda varsa marifet,
Gönlümün sultanı aşkım Muhammet,
Yıkıldı gitti hep batılcı adet,
Ümmete bıraktın asrı saadet,
Hak katına senle varır ibadet,
Gönlümün sultanı aşkım Muhammet,
Bitti Şeytan ile gelen esaret,
İmanla donandı şimdi cesaret,
Bu kalpte huzur sürer ilelebet,
Gönlümün sultanı aşkım Muhammet,
Selamın yollamak dilde bir ülfet,
Allah’ı zikirden gelmezki külfet,
Akla hitap eder verdiğin mühlet,
Gönlümün sultanı aşkım Muhammet,
Sünnetine olmaz bizden ihanet,
Kitabı Kur’andır sonsuz keramet,
Gelişinle gitti bütün melanet,
Gönlümün sultanı aşkım Muhammet,
Günde beş kez, Hakka yapılan davet,
Koymadı ruhlarda ne gam, ne kasvet,
Şefaatle verdin kalbime halvet,
Gönlümün sultanı aşkım Muhammet,
*
Kıyama durayım önümde Kabe,
Namazgahım oldu üstte gök kubbe,
Cenneti âlada dergahı kurmuş,
Muhabbetinden feyz alır Sahabe.
Nakarat
Ya Muhammed, gönül arıyor türbe,
Ahmet’ inden uzak gönül harabe.
İnsanlığa Hak’tan gül gelmiş hibe,
Rahmeti ile veriyor cazibe,
İslam bülbülleri Kur’an okurmuş,
Salavat gönderin gerçek sahibe.
Şefaate muhtaç gönüller izbe,
Af istiyor Hak’tan, diliyor tövbe,
İslam hanımları iffet dokumuş,
Her sayfada gizli aşkı menkıbe.
*
Gönlüm coşardı,
Aşka koşardı,
Ruhu okşardı,
Senin adınla.
Nakarat
Ya Muhammedim,
Resul Ahmedim.
Sevgim taşardı,
Dağlar aşardı,
Her an yaşardı,
Senin yurdunda.
Gözüm arardı,
Dilim sorardı,
Kalbim yanardı,
Senin aşkınla.
Elif bir yardı,
Lam'da nur sardı,
Mim'de sır vardı,
Senin tadınla.
*
Yolunda güller açar,
Bülbüller ona uçar,
Canlar canandan geçer,
Muhammedi gördükçe.
Gözler nuru görüyor,
Yüzler ona dönüyor,
Hakka doğru yürüyor,
Muhammedi bildikçe.
Ona sunuldu kevser,
Kur'an gibi bir eser,
Aleme rahmet iner,
Habibim sen dedikçe.
*
Hasetçinin hasedinden,
Felak olmaz, Hak demezsen,
Sihirbazın nefesinden,
Felak olmaz, Hak demezsen.
Karanlık çöker geceye,
Zararı olur cümleye,
Sığınmazsan bir heceye,
Felak olmaz, Hak demezsen.
Düğümleri üfler geçer,
Kötülüğü canı biçer,
Bir gün olur ömür biter,
Felak olmaz, Hak demezsen.
*
Alemlerin Rabbı için,
Elhamdülillah diyelim,
Yenen rızkın hakkı için,
Elhamdülillah diyelim.
Kıyamet günün sahibi,
Verir yağmur danesini,
Unutma gelen rahimi,
Elhamdülillah diyelim.
Bizi doğru yola koyar,
Nimetini bize salar,
Sapıklıktan alıkoyar,
Elhamdülillah diyelim.
*
Kelimeyi şahadetle,
İman gelir vurur dile,
Kur'an okur letafetle,
Sessiz koymaz Mevlam seni.
Okununca duy ezanı,
Al abdesti, kıl namazı,
Aç elini yap niyazı,
Yalnız koymaz Mevlam seni.
Sahur ile kalk oruca,
İftar ile son bulunca,
Sevap gelir aç kalınca,
Susuz koymaz Mevlam seni.
Kapılmayın boş fikire,
Bulaşmayın kötü kire,
Zekatını ver fakire,
Darda koymaz Mevlam seni.
Malın mülkün yerindeyse,
Sıhhat senin elindeyse,
Hacca niyet edildiyse,
Yolda koymaz Mevlam seni.
Cennet vermiş kullarına,
Ömür sarmış yıllarına,
Ruhu koymuş yanlarına,
Tende koymaz Mevlam seni.
*
Rüzgar esecek olsa ürküyorum,
Nazar değecek diye korkuyorum,
Yoluna bakıp, bakıp bekliyorum,
Allah korusun seni kötülükten.
Hep güzel düşün, iyilikten şaşma,
Nefsine kanıp yanlışlara koşma,
Öfkeyle kalkıp haddini hiç aşma,
Allah korusun seni kötülükten.
Melekler iner Kur'an okuyana,
Cennet görünür hayır dokuyana,
Tavır koyarsan doğruluktan yana,
Allah korusun seni kötülükten.
*
Kul hakkını alıyorsan,
Devletten mal çalıyorsan,
Yanlış yöne dalıyorsan,
Teper çıkar bir taraftan.
Kullar seni iyi bilse,
Tevazudan gök eğilse,
Senin kalbin pak değilse,
Vallah çıkar bir taraftan.
Yaradan'ı siliyorsan,
Herkes görsün diliyorsan,
Boşa namaz kılıyorsan,
Elbet çıkar bir taraftan.
Aşk gizlenir yüreğine,
Mevlam bakar dileğine,
Sahip ol dil kemiğine,
Zorlar çıkar bir taraftan.
Müslümanlar hoş görecek,
Dünyalığa boş verecek,
Cihat için koş diyecek,
Mevlam görür her taraftan.
Ramazanda oruç tutsan,
Bile, bile lokma yutsan,
Aç durmayı tuttum sansan,
Yumru çıkar bir taraftan.
Kırkta biri fakir hakkı,
İyisinden ver zekatı,
Kandırırsın belki halkı,
Vebal çıkar bir taraftan.
Kelimeyi şahadetnen,
Kurtulursun çok nefretten,
İman ile can vermezsen,
Ateş çıkar bir taraftan.
Dermani'yim bildim derdi,
Yaradan bir aşkı verdi,
Aldı derdi, bir giderdi,
Maşuk çıktı bir taraftan.
*
İnsanların ilahına,
Ben iblisten sığınırım,
İnsanların melikine,
Ben Rabbime sığınırım.
Sinsi cinden, kör şeytana,
Kim vesvese verse bana,
Takılmadan bir tufana,
Ben Rabbime sığınırım.
*
Aşk ararım gam içinde,
Derman vardır dam içinde,
İnsan oğlu lam içinde,
Elif ile mime kurban.
Nere baksam hak görürüm,
Aşık oldum yol yürürüm,
Dertli tene can bürürüm,
Cananıma canım kurban.
Allah, Allah diyen dile,
Muhammed'i açan güle,
Benim gibi bir bülbüle,
Gülistanlar tamam kurban.
Veysel gibi bir geleydim,
Toprağına yüz süreydim,
Kapın çalıp ben diyeydim,
Aşkım sensin derdim kurban
*
İçindeki kirden bir elen artık
Hak yolunda hakkı ilkelen artık
Ayağa kalkmaya silkelen artık
Çekin besmeleyi canı gönülden.
Şeytan karışmasın öyle işine
Vurmayasın sakın ana döşüne
Takıl Karani’nin sen de peşine
Çekin besmeleyi canı gönülden.
*
Kabe yollarına zulmet ekilmez
Rahmetin içinde zahmet çekilmez
Doğru düşünene külfet dikilmez
Allah'ın adını deyip geçelim.
Nakarat
Selamün aleyküm diyen kazanır
Ve aleykümselam diyen kazanır.
Sevmek istiyorsak birbirimizi
Görmek istiyorsak gül yüzümüzü
Bir gün çağıracak hak hepimizi
Hakkın selamını verip geçelim.
Cenneti isteyen selamı versin
Gönüller sevgiyle murada ersin
Allah'ın adını severek desin
Rab’bın adını zikredip geçelim.
*
Dost olunmaz sürtünmeyle,
İş yapılmaz dürtünmeyle,
Din bulunmaz örtünmeyle,
Söyleneni yapmak gerek.
Abdestini alacaksın,
Namazını kılacaksın,
Yaradan'ı bulacaksın,
Hakkı ile tapmak gerek.
Selam sabah vereceksin,
Komşu hakkı bileceksin,
Gönül alıp seveceksin,
Hoş görüyle bakmak gerek.
Yalan isnat etmeyiniz,
Sarhoş olup gezmeyiniz,
Yanlış yola gitmeyiniz,
Haram yönden sapmak gerek.
Diyorsan sen Müslüman'ım,
Yaratılmış benim canım,
Cehenneme giden adım,
Dünyadayken caymak gerek.
*
Yandım Allah'ım yandım, Peygamberin aşkiyle,
Muhabbeti bulurum sünnetinin meşkiyle,
Cennetten bir yer buldur, komşu olan köşk ile,
Bize de bir har eyle, Kabe'nin yollarında.
Safa ile Merve'nin arasında koşayım,
Atılan her adımla günahları aşayım,
Zikredeyim adını, her an seni yaşayım,
Bizi de koşar eyle, Kabe'nin yollarında.
Nurun düşmüş Kabe'ye, sergiliyorsun afı,
Melekler inmiş yere, kaplamış her tarafı,
Beyaz örtü içinde bende etsem tavafı,
Bizi de coşar eyle, Kabe'nin yollarında.
Selam veriyor kuşlar, kanadı her vuruşta,
Selam alayım ben de, durayım Arafatta,
Affına mazhar olan kolay geçer sıratta,
Bizi de geçer eyle, Kabe'nin yollarında.
*
Selam ile sevgi ile,
Bağlanalım muhabbetle,
Dalındaki gonca güle,
Dolanalım muhabbetle.
Yaradan'ın ey Habibi,
İmanımın tek sahibi,
Bu gönlümün ol tabibi,
Oturalım muhabbetle.
Alemlere rahmet oldun,
Hem başıydın, hemi sondun,
Örnek olup kalbe doldun,
Buluşalım muhabbetle.
Şefkat ile göz görmede,
Yol gösterir el değmede,
Canım kurban Muhammed'e,
Salat eylen muhabbetle.
*
Bir aşk arıyor kalbim,
İnce, ince söz eler,
Harfler seni soruyor,
Cümle olup dert beler.
Yandım Allah’ım yandım,
Sensiz canı boş sandım.
Hak deyip dil heceler,
Sırdaş olmuş geceler,
Sensiz ağlar niceler,
Aciz kulmuş cüceler.
Buldum Allah’ım buldum,
Hakka dalıp yoğruldum.
Abdest alıp yudular,
Bir tabuta koydular,
Mezarımı oydular,
Ahirete sundular.
Geldim Allah’ım geldim,
Af dileyim, var derdim.
*
Hoş görün göster sonsuz,
Ömür boşa geçer onsuz,
Yüzün güleç olsun rumuz,
Dost gönlünü kırma sakın.
Durduk yere yol eskitme,
Vara yoğa yüz ekşitme,
Öbür yana küsüp gitme,
Dost gönlünü kırma sakın.
Aynı safta saf durup da,
Zora koyma, laf vurup da,
Dert ile bir dem sunup da,
Dost gönlünü kırma sakın.
*
Yeri göğü yarattın,
Gündüz koyup kararttın,
Gönüllerde arattın,
La ilahe illallah.
Kuşlar seni zikreder,
Güller sana meyleder,
Aşkınla can derbeder,
La ilahe illallah.
Gafil bilmez seni pek,
Gafillere ağlar gök,
Senden başka mevcut yok,
La ilahe illallah.
Peygamberi zişanla,
Kur'an gibi nişanla,
Kalbe girdin izanla,
La ilahe illallah.
Görünecek bir ansın,
Dilde zikir olansın,
Gönlümüze sultansın,
La ilahe illallah.
*
Bismillah, bismillah, Allahu Ekber,
Akıldan geçeni diller zikreder,
Yardımcı tutarsan kendine hakkı,
Zikreyleyen bu dil gönül fetheder.
Besmeleyi çeksen, Allah yar olur,
Elhamdulillah'la rızkın var olur,
Sağlam tevekkül et, göresin hakkı,
Belaya sabreden ecir kar olur.
Allah'ın adını unutma sakın,
Kibiri terkeyle, tevazu takın,
Havalı gezerek kızdırma hakkı,
Günahkar olana cehennem yakın.
Fakir fukarayı kollamak lazım,
Emeği geçenler olmaz mülazım,
Teri kurumadan verilsin hakkı,
Allah'ın rızası olsun niyazım.
*
Buz üstüne yazı yazsan görülmez
Kerpiç kessen üst üstüne örülmez
Kapı koysan evim diye girilmez
Yalan sözle bina olmuyor gardaş.
Düşman olsan da mertliği bırakma
İnsan candır canı boşa çıkartma
Geride kalanı sakın ağlatma
Dökülen kan kına olmuyor gardaş.
Namus dediğin zar parçası değil
Karşındaki canı kendin gibi bil
Kaş göz oynatırsan olursun rezil
Yanlış yapmak sana olmuyor gardaş.
Sakın büyüğüne el kaldırmayı
Bırak eşe dosta söz vurdurmayı
Alışkanlık etme kalp kırdırmayı
Allah'ın aşkına olmuyor gardaş.
*
Gelinlik kızlarla şenlenir bağın
Ulu mabet gibi yükselir dağın
Verilmez asla bir karış toprağın
Güzel Anadolu, güzel vatanım.
Nice sultanlar kurmuş otağı
Sevdası uğrunda açmış duvağı
Canlar feda sana şehit yatağı
Güzel Anadolu, güzel vatanım.
Bereket fışkırır şuheda toprak
Genç delikanlılar koşturur kısrak
Kuşları uçuşur kanat çırparak
Güzel Anadolu, güzel vatanım.
Masmavi gökyüzü, beyaz bulutlar
Kalpleri kaplamış sonsuz umutlar
Şehirde köyünde zarif konutlar
Güzel Anadolu, güzel vatanım.
Çağdaşız milletçe hem de muassır
Ayakta dururuz geçse yüz bin asır
Bayrak sevgisini milletim taşır
Güzel Anadolu, güzel vatanım.
*
Soğan ekmek yerken aldığım keyf var ya
Bunun ne tarifi var ne tekrarı var
Hani ağzımızın bir suyu akar ya
Bunun ne tarifi var ne tekrarı var.
İçinde cevizler, Antep fıstıkları
Önüme koysalar bütün tatlıları
Bir daha yakala de bu zamanları
Bunun ne tarifi var ne tekrarı var.
*
Sende bir kulsun, doğmuşsun sıradan,
Devran sürülür verince Yaradan,
Kibirlenme hiç giydiğin abadan,
Adam olunmaz sırttaki çul ile.
Kendim kazandım demeyesin boşa,
Kanat takan var, can veren var kuşa,
Aldanma sakın bozulmuş kuruşa,
Adam olunmaz cepteki pul ile.
Makamı olan güçlü hissediyor,
Adamı olan düzen pisletiyor,
Garibi bulup zorla terletiyor,
Adam olunmaz harami kul ile.
Dermani’yim ben, doğruyu söylerim,
Dostum diyeni gönlümde eylerim,
Sözü yanlışı Hak ile paylarım,
Adam olunmaz yanlışı bol ile.
*
Ne bir değeri olur leşin,
Ne hükmü olur kalleşin,
İnsanın insanda hakkı var,
Son an olmadan helalleşin.
Geçmişinde ayıbı eşin,
İstersen karga gibi deşin,
Mazlumun dilinde ahı var,
Kul hakkını verip ödeşin.
Batıdan doğmasın güneşin,
Kuralı koyup da güreşin,
Herkese yetecek nimet var,
Hakka razı olup üleşin.
*
*
Bir kız gördüm Mamak’ta
Gamzesi var yanakta
İstedim vermediler
Otururmuş konakta.
nakarat
Salla güzelim salla
Her geleni sen yolla
Sana koca bulunmaz
Taşıdığın akılla.
Ulustan Akdereye
Gönül gider nereye
Gel kız sen bana dedim
Varacakmış bir beye.
Samsun yoluna düştüm
Ben kafayı üşüttüm
Sanki kızın sözünü
Memur diye işittim.
Kesme oğlum hızını
Çal başına kızını
Kız alırsan Mamak’tan
Çekemezsin nazını.
*
Abidin paşaya gel
Dönelim Akdere’ye
Hacı bayram istersen
Gidelim yüz sürmeye.
nakarat
Haydi paşalı güzel
Eli maşalı güzel
Ben gününü görmedim
Aşka düşeli güzel.
Abidin paşa nere
Geleyim süre süre
İstediğin her yere
Gidelim kız görmeye.
Abidin paşa yüksek
El ele bir gezinsek
Cehennemi istersek
Razıyım ben girmeye.
*
Bahçeler arasından
Yol var çarşı içine
Bıkmışım kız anandan
Gitsin gayri evine
nakarat
Mamakta dolaşırım
Güzelle oynaşırım
Bir öpeyim yanaktan
Vallahi alışırım.
Bahçeler üstü gazel
Dallara inmiş güzel
Kız eyleme beni gel
Sarılayım beline
Gülveren’e döneyim
Kız peşini güdeyim
Gönlünü bir edeyim
Bakmam öyle çirkine.
*
Ay dolanıp çıkar gezer gecede
Benim sevdiğim kız acep nerede
Öyle bir kızdım ki kalktım erkenden
Şafak attı bende Şafaktepe’de
Nakarat
Ardın süre beni sündürme güzel
Dırdırınla beni sindirme güzel
Okşanır bir kuzu gibiyim şimdi
Benim şartelimi indirme güzel.
Şehitlikten öte yol mu bulunur
Mevsimi geçince gül mü solunur
Yirmiyi geçme kız saçın yolunur
Şafak atar ben de Şafaktepe’de
*
Mamak çarşı içinden
Yüklen yavrum bas gaza
Belediye önünden
Al yolcuyu bas gaza.
Nakarat
Vitesi alma boşa
Öyle gitmezsin hoşa
Yolcular sıkılıyor
Bakma ördeğe kuşa.
Geldik Dikimevine
Dur hastane önüne
Gör ki kızlar sevine
Al yolcuyu bas gaza.
Talat paşadan bindir
Trafik varsa eğdir
Ulus’a geldik indir
Al yolcuyu bas gaza.
*
Gönlümü kaptırdım ben bir güzele
Abidinpaşa’yı görür geçerim
Gün benimle doğar benimle batar
Abidinpaşa’yı yürür geçerim.
nakarat
Ey gönül gezin bir baştan bir başa
Kimseler bakmıyor döktüğüm yaşa
Ayaklarım beni çekiyor bura
Bildiğim bir yer ki Abidinpaşa
Balkonuna çıkmış benziyor güle
Beyaz bir mendili asıyor tele
Saçını savursun rüzgara hele
Abidinpaşa’yı ölür geçerim.
*
Herkes gidiyor aya
Benim yolum Çankaya
Boşta duran kalbim var
Vereceğim kiraya
Nakarat
Bakıcı mısın güzel
Yakıcı mısın güzel
Oturalım yan yana
Sıkıcı mısın güzel
Kızlar girmiş sıraya
Gidiyor Kızılaya
Çek arabanı beyim
Gideceğim ben yaya.
Demirtepe Tandoğan
Kimi bal kimi soğan
Bize mi denk geliyor
Böyle don gömlek soyan
İnerim ben Oran’dan
Bıkmışım kız sorandan
Hoşdere’ye döneyim
Atakule yanından.
*
Bura Kavaklıdere
Suyu çoraklı dere
Gönlümü vere vere
Ölemem ya güzelim.
Nakarat
Kolumu bir atayım
Saçını bir tutayım
İzin ver de bu gece
Yanına ben yatayım.
Bura Kavaklıdere
Baktım tam bana göre
Kızları göre göre
Gidemem ya güzelim.
Bura Kavaklıdere
Tükürmen sakın yere
Güzel gördüm bir kere
Takıldım be güzelim.
*
Atakule neresi
Arıyormusun güzel
Var mı bunun ötesi
Soruyormusun güzel
Yokuşu çıka çıka
Kızlara baka baka
Gel beraber gidelim
Koluma taka taka
Meclisin kenarından
Hoşdere tarafından
Atatürk bulvarından
Biliyor musun güzel.
Yolları geçe geçe
Güzeli seçe seçe
Gel beraber gidelim
Şişeden içe içe
*
Kızılayda kızlar etek savurur
Bakınır erkekler yürek kavurur
Feleği şaşana vurur ha vurur
Bakışın saplansın güzel göğsüme
nakarat
Yoluna çıkmışım durasın diye
Bağrımı açmışım vurasın diye
Bayılırım böyle güzel kızlara
Kollarımı açtım sarasın diye
Orana çıkanlar saçı dağıtır
Saf gördüğü yüze güler kırıtır
Yaradan güzeli böyle yaratır
Saçların değinsin güzel göğsüme.
*
Bir asfalt bir şoseden
Gazinonun köşeden
Geçeceksen liseden
Haydi Keçiörene
Nakarat
Yollara altın serdir
Köre nedir köre ne
Cennet gibi bir yerdir
Keçiören görene
Asfalttan Ayvalıya
Bir bağlum bir saraya
Gireceksin sıraya
Haydi keçiörene
Ortada belediye
Altınoktan hediye
Üstünde mecidiye
Haydi Keçiörene
*
Keçiören yollarını
Dönüp dönüp geçmişim ben
Gül açılan dallarını
Koklayarak geçmişim ben
Nakarat
Dalım sensin sevdiceğim
Gülüm sensin sevdiceğim
Gezerim ben yollarında
Yolum sensin sevdiceğim
Keçiören yokuşları
Yakar yarin bakışları
Mest ediyor çıkışları
Dönüp dönüp içmişim ben
*
Tepebaşı civarından
Aktepenin kenarından
Ceylanları çekti canım
Geçtim kızlar pınarından.
nakarat
Gönül eğilmez arından
Yüreğim yanar narından
Nazar etme ahu gözlüm
Seven ayrılmaz yarından
Yolum sapar Çekirgeye
Sonra çıkar Mecidiye
Varmak gerek sevgiliye
Geçtim kızlar pınarından.
*
Kalaba’nın sıcağından
Geçtim gayri uzağından
Kalabalı bir güzeli
Öpsem dedim yanağından.
nakarat
Şelaleden su alayım
Güzel seninle kalayım
Sakın bana uzak durma
Yanarsam böyle yanayım
Teleferik yol alıyor
Bülbülleri gül alıyor
Kalabanın güzelleri
Öpüp öpüp bal alıyor
*
Biri var ki gönlümüzde
Cennet gibi önümüzde
Burda geçmiş ömrümüzde
Keçiörenden gidemem.
nakarat
Burda yaşar gönül veren
Burda yaşar güzel seven
Muhteşem bir cazibesi
Bir rüya bu Keçiören.
Kuyubaşı beni bağlar
İçinde bir güzel ağlar
Gönlümü bu güzel dağlar
Keçiörenden gidemem.
*
Kaşı gözü simsiyah
Gönülü vuran silah
Beni yakıyor eyvah
Sevdim bir Ankara'lı.
Nakarat
Bir su gibi akıyor
Ceylan gibi bakıyor
Ne de masum gözleri
Alev alev yakıyor
Perdeyi açıp bakar
Bakışı yürek yakar
Ateşi büyük çıkar
Sevdim bir Ankara'lı.
Yanağı çukur çukur
Gülüşü fıkır fıkır
Yaradan’a bin şükür
Sevdim bir Ankara'lı.
*
Gönlüm aşktan yaralı
Dertler olmuş sıralı
Bulsam bir Ankaralı
Yar derdim çok severek.
nakarat
Gönlüm olsun havalı
Varsın alsın pahalı
Gelsin bir Ankara' lı
Kaşı gözü gülerek.
Hovardanın kralı
Olmam artık oralı
Gelsin ceylan kınalı
Yar derdim çok severek.
*
Sincandan geçiyor demir yolları
Yarden ayrı düşen döker yaşları
Tutmak istese de tutmaz kolları
Kırmış kahpe felek kolum kanadım
nakarat
Benim sevdiğime adanmış bu can
Bana sevdiğimi geri ver Sincan.
Bir sisle kaplanır sincan dağları
Gitmez oldu atlar döndü çokları
Olmaz gayri hedef vuran okları
Kırmış kahpe felek kolum kanadım
Sincanda bulunmaz üzüm bağları
Gül bahçende kader örer ağları
Yar gelmezse gönül çeker ahları
Kırmış kahpe felek kolum kanadım
*
Ulusta gazinolar
Oynaşıyor cinolar
Cepte para bitince
Dış kapıya kovalar.
nakarat
Para dayanmaz buna
Yara dayanmaz buna
Rajon kesme Ulus’ta
Canlar dayanmaz buna.
Dış kapıdan Aydınlık
Nerde kalmış seyranlık
Gece olmuş karanlık
Geldiğimiz tufalar.
Yar salına salına
Düştük Samsun yoluna
Kız gireyim koluna
Dağılmasın yuvalar.
*
Haymana’nın hamamları,
Gör ciğerden yananları,
Sen de bir gün göreceksin
Peri kızı sananları.
Beypazarı’n ormanları,
Olmaz gönül dermanları
Nasıl düşer göreceksin
Sevdiğinin düşmanları
Polatlı’nın harmanları,
Buğday yükü kervanları,
Nasıl yolar göreceksin,
Ekin biçen tırpanları.
Elmadağ’ın kovanları,
Hani nerde konanları,
Nasıl aşar göreceksin,
Dağda gezen yabanları.
Çamlıdere taş türbeli
Oğlan seymen kız hevesli
Kılıç kalkan göreceksin,
Ahenk ile çıkan sesi.
Ayaş’ın dut dolmuş dalı
Akar suları şifalı,
Kimden deva göreceksin
Göç eylemiş kızanları.
Gölbaşında fıskiyeler,
Sandallarda güzel gezer,
Eğlenmeye doyamazsın,
Şarkı söylenen geceler.
*
Benim gönlümü gam almış yürümüş
Bir esmer güzelin ardından gider
Takıldım ona bir aşktır bürümüş
Gönlümü çelen kız aksine gider.
nakarat
Aldırış etmiyor pişen aşına
Düğün etmeye gitmiş Gölbaşına
Ettiğin kadar çek sürmeli güzel
Bakmadın gözümden düşen yaşına.
Halim çok perişan gönlüm sürünür
Verir sevdayı bin bir dert getirir
Gözüm görmez bu yar ömrüm bitirir
Gönlümü çelen kız aksine gider.
*
Dondurmacı amca koy koy
Kepçe kepçe dondurmayı
Külahlar dizilmiş boy boy
Düşünme hiç kandırmayı.
nakarat
Gideyim mi kalayım mı
Dondurmamı alayım mı
İçime bir ateş düşmüş
Dondurmayı yalayım mı.
Niye geldim ben buraya
Girdim uzun bir sıraya
Acımadım hiç paraya
Sen bilmedin yandırmayı.
*
Niye bakmaz gavur kızı
Sözümüzü abartalım
Koyalım da hamur tozu
Kendimizi kabartalım.
Nasıl olduk havalı mı
Hala gönlü kapalı mı
İnsaf etmez gavur kızı
Başkasına sevdalı mı.
Yanakları kıpkırmızı
Sanki bir seher yıldızı
Gönlüme düşürmüş sızı
Bunu nasıl anlatalım.
Sevdikleri kınalı mı
Yoksa kıçı yamalı mı
İnsaf eyle gavur kızı
Bir gerdanlık takmalı mı.
*
Yüzü siyah benliyim
Yüreğimden demliyim
İki güzel kızım var
Vallahi ben evliyim.
Gönül oyunu bilmem
Güzel huyunu bilmem
Çağırsan da gelemem
Vallahi ben evliyim.
Gündüz hava kararsın
Kimi nerde ararsın
Beni boşa yorarsın
Vallahi ben evliyim.
Başkasına bakmadım
Yoluna da çıkmadım
Başka yürek yakmadım
Vallahi ben evliyim.
*
Savurma hiç saçını, saçını
Kıvırma hiç kıçını, kıçını
Alacağım ben senin bacını
Görüp görüp de bırakır mıyım.
Nakarat
Olacağım enişte, enişte
Kime sorsan ben işte, ben işte.
Kaçırma hiç gözünü, gözünü
Çevirme hiç yüzünü, yüzünü
Başkasına deme bu sözünü
Duyup duyup da bırakır mıyım.
Biliyorum adını, adını
Hayat veren tadını, tadını
Bulmuşum böyle güzel kadını
Sevip sevip de bırakır mıyım.
*
Yıllanmış bir şarap gibidir güzel
İster yüreğine doldur ister iç
Boş masa bulunmaz akşam olunca
Boş bırakılmaya gelinmiyor hiç.
Yaşatır sana bir tatlı hayatı
Neşe verir cana gülen suratı
Nerden alır güzel bu saltanatı
Böyle bir güzele pahayı sen biç.
*
Armudu dişliyorsun
Etleri şişliyorsun
Saçlarını açarsın
Sen kimi düşlüyorsun.
nakarat
Kız beni öldürürsün
Vallahi öldürürsün
Başkası var diyorsan
Sen beni öldürürsün.
Kendini süslüyorsun
Şarkılar sesliyorsun
Gezdiğin bir ufaklık
Sen kuş mu besliyorsun.
Aşk diye hızlanırsın
Derdine sızlanırsın
Söylediğin sözünle
Sen kime nazlanırsın.
*
Geçer akçe kuruştu
Dedem ile buluştu
Düğününde konuştu
Hala bitmedi lafı.
Nakarat
Çekilecek ne zaman
Dambır dumbur Süleyman.
Babam koştu peşinden
Ayrı düştü eşinden
Bir de oldu işinden
Görsen adamın safı.
Bakmamış sorunlara
Tuz dökmüş yarınlara
Laf gelmiş torunlara
Demogoji hilafı.
Eli yüzü buruşur
Olur olmaz karışır
Lafı atmayın kaşır
Kolay etmiyor gafı.
Hala sek sek oynuyor
Aç gözlüdür doymuyor
Ne söylesen duymuyor
İşin ilginç tarafı.
Kimleri uyutmamış
Kimleri avutmamış
Oyunu unutmamış
Bilir lafı güzahı.
Bir bakmışsın ombusman
Bir de bakmışsın düşman
Dostluğu olmaz aman
Kindardır bilmez affı.
Hınzırlık var işinde
Hokkabazlık içinde
Başkanlık var düşünde
Fitne fücur sarrafı.
*
Kız ben seni sevirem
Çörek gibi çevirem
Rakı gibi devirem
Ne beklersin lay lay lom.
Çiçek gibi seçeyim
Kahve alıp içeyim
Yanına bir çökeyim
Ne söylersin lay lay lom.
Saçlarını mı çeksem
Dudağından mı öpsem
Bahçene gül mü diksem
Ne yapayım lay lay lom.
*
Bu güzelin ellerinde
Halkalı şeker vardı
Kırmızıydı canım çekti
Çocuk diyerek çağırdı.
nakarat
Şikayetçiyim hakim bey
Şikayetçiyim bu kızdan
Öpeceğim seni diye
Şeker verip de kandırdı.
Aldım şekeri elime
Götürdüm sürdüm dilime
Güldüm sonra bu halime
Öpüp beni de yandırdı.
*
Yanıma yakın dur şöyle güzelim
Görenler sevgili zannetsin bizi
Ellerimden tutun öyle gezelim
Görenler çatlasın gör dizi dizi.
nakarat
Allah’ına kurban olurum senin
İzini her yerde sürerim senin
Alemi çatlattın ya benim için
İstersen kölen olurum senin.
Kolunu boynuma dola bir sefer
Kulağıma bir söz fısılda yeter
Sevdayı bilmeden bu gönlüm geçer
Kalbimde yerin var gel çizi çizi.
*
YA ALİ
Aşık oldum gül yüzüne nur eyle
Sevgilinin can eviyim yar eyle
Vardım ilim sahibine kar eyle
Gönül alan aleviyim ya Ali
Yanıp giden aleviyim ya Ali
Tutuşmuşum aşkın ile bir hece
Virdeylerim adını ben her gece
Yoldaş kılsın seni bana O yüce
Gönül alan aleviyim ya Ali
Yanıp giden aleviyim ya Ali
Allah deyi zikreyler dilimiz
Muhammedî güller açar ilimiz
Perişandır senden uzak halimiz
Gönül alan aleviyim ya Ali
Dermanî’yim ben de zikir ederim
Cemalinle yatıp fikir ederim
Dergahında Hakka şükür ederim
Gönül alan aleviyim ya Ali
*
Bir gül açtı Arabistan çölünde
Haydi canlar haydi kalkın selama
Şefaat var dikeninde dalında
Haydi canlar haydi kalkın selama
Bismillahı çekip kalkın selama
Etrafında bülbülleri ötüşür
Gariplerin imdadına yetişir
Hak yönünde gönülleri bitişir
Haydi canlar haydi kalkın selama
Bismillahı çekip kalkın selama
Ali ile Fatımayı görürüz
Kalbimize sevdasını bürürüz
Nurdan olan bu ışığa yürürüz
Haydi canlar haydi kalkın selama
*
Bir mateme bürünmüşken yer yüzü
Muhammedin nuru indi bu gece
Nurla doldu hem gece hem gündüzü
Muhammedin nuru indi bu gece
Onunla nur Ali indi bu gece
Beyaz bir kuş peydahlandı yanında
Amineye şerbet sundu anında
Yaradan’ın nuru vardı karnında
Muhammedin nuru indi bu gece
Onunla nur Ali indi bu gece
Gök kubbeden yıldızları sarkıttı
Sarayları çatırdatıp dağıttı
Şarkı garbı bu nur ile ışıttı
Muhammedin nuru indi bu gece
Hem doğuya hem batıya dağıldı
Ali Hasan Hüseyinler çoğaldı
Dermanî bu öyle bomboş değildi
Muhammedin nuru indi bu gece
Gönüllere dolsun nur
Doğrul da yol bulsun nur
*
Yolculuk var gökyüzüne yârana
Al abdesti var yoluna cananım
Semavatlar açılıyor varana (salavatlar çekiliyor varana)
Gül yüzünü sür nuruna cananım
Doya doya gir nuruna cananım.
Saf saf durur melekleri huzurda
Hurileri bade sunar hazırda
Perdeleri kaldırır göz nazarda
Gül yüzünü sür nuruna cananım
Doya doya gir nuruna cananım.
(Pervane)
Ali sohbet oldu canlar eylendi
Arştan arza söylenenler dinlendi
Nurdan nura her bir kelam söylendi
Gül yüzünü sür nuruna cananım
Ya Habibim dedi arzın hancısı
Ey mahbubum dedi dünya yolcusu
Dermanî’ye düştü aşkın sancısı
Gül yüzünü sür nuruna cananım
Salınarak sen de gel
Alınarak sen de gel
*
Siyah siyah bulutlar var havada
Yetiş sen ya Hasandede Ya Ali
Heder etmek yok namusu hevada
Yetiş sen ya Hasandede Ya Ali
Bölük bölük gelmiş düşman ilenir
Hüseyin’e Hasan’a kin bilenir
Bu küfüre kimden yardım dilenir
Yetiş sen ya Hasandede Ya Ali
(pervane)
Susuzluktan bağrıma kor bir çile
Bülbüllerde figan eder bu güle
Küffar vurur kılıcını hınç ile
Yetiş sen ya Hasandede Ya Ali
Canı olan bu canından geçiyor
Göç yükleyip Dermanî de göçüyor
Şehadetin şerbetinden içiyor
Yetiş sen ya Hasandede Ya Ali
Şerbetten biz de içelim
Elinle sun da içelim
*
Ne şarabı ne serabı görürüm
Ali deyip ben Aliyi bilirim
Dağlar taşlar alıkoymaz yürürüm
Ali deyip ben Aliyi bilirim
Yüreğimde ben Ali’yi bilirim.
İnancımla dolu benim çıkınım
Yollarına kurban olsun bu canım
Aleviden öte daha yakınım
Ali deyip ben Aliyi bilirim
Yüreğimde ben Ali’yi bilirim.
Düldülüne binsin yollar açıyor
Zülfükarı çeksin düşman kaçıyor
Hak yolunda nice canlar göçüyor
Ali deyip ben Aliyi bilirim
Dermani’yim ben de garip bir kulum
Hem aşığım aşkı Ali’de buldum
Haktan yana ayrılıyor bu yolum
Ali deyip ben Aliyi bilirim
Ali Ali ben fermanın olurum
Ali Ali ben kurbanın olurum
*
Anasız kalınca kuzular meler
Dinlersen sesini neler der neler
Başımın tacıymış bilmedim meğer
Gözyaşına bakan kimse kalmıyor
Halini sormaya kimse gelmiyor
Armudun iyisi daldan düşermiş
Adamın irisi bağa gidermiş
Sevdaya düşenler yürek deşermiş
Halimi görenler derdi bilmiyor
Derdimi bilenler gönül almıyor
Yardıma gelen yok sesimi duyup
Yüzüme gülen yok nasılsın deyip
Gitme anam beni yalınız koyup
Halimi görenler derdi bilmiyor
Derdimi bilenler gönül almıyor
Kimse bilmez derdi Dermanî sen bil
Cananım deyip sarıl
Yaranım deyip sarıl
Dönsün kara bahtım yüzüme sen gül
*
Cemreler düşünce bahar geliyor
Ağacın dalları domur doluyor
Bülbül dala konmuş güle gülüyor
Etme bülbül etme böyle figanı
Ötme bülbül figan yıkar cihanı
Gülü ayırırlar kırmızı beyaz
Kimi dua eder kimisi niyaz
Dalından düşürür vurunca ayaz
Figan eden bülbül olur yananı
Sevdasından yana bulur yananı
Bülbülüm gelseydi(öl dese) ölürdüm ben de
Onulmaz yaralar açardım ten de
Dermanî buluyor böyle seven de
Figan eden bülbül olur yananı
Sevdasından yana bulur yananı
Cemreler düşsünde yine yanayım
Cananım benim haydi
Civanım benim haydi
Açılan güllere yine kanayım
*
Erenler dergahı yoldur geçene
Bezdirmekten bezdirmemek iyidir
Halvet şarabıdır haktan içene
Sızdırmaktan sızdırmamak iyidir.
İhsan ile otururuz sıradan
Kalkar şeytan kalkar şerri aradan
Dilimizde vird edilir Yaradan
Sezdirmekten sezdirmemek iyidir.
Dermanî bulunur en son nefeste
Bir günü geçmedi kötü heveste
Alın yazım bülbül olmuş kafeste
Azdırmaktan azdırmamak iyidir
*
Dallarını eğmiş boyun bükmüşsün
Hazan rüzgarına mı yakalandın
Yaprağını yine yere dökmüşsün
Hazan rüzgarına mı yakalandın.
Bağban küskün hatır sormaz mı sana
Suyunu dökmeye çıkmaz yanına
Görmediğin bir el vurur canına
Hazan rüzgarına mı yakalandın.
Yağmura aldanıp böyle ağlarsın
Gidecek buluta bir bel bağlarsın
Sevdiğinden uzak yara dağlarsın
Hazan rüzgarına mı yakalandın.
Bülbül yok diye mi gama yürüdün
Başına çileyi sardın bürüdün
Belayı peşinden çekip sürüdün
Hazan rüzgarına mı yakalandın.
Kim bilir senin bu garip halini
Dalında sararmış gördüm gülünü
Çaresizlik kesmiş senin yolunu
Benim yüreğimi yaralar bu dert
Dışardan yel vurur içindeki har
Baharı bekleyen bir umudun var
Önünde kış durur yağacak bir kar
Benim yüreğimi yaralar bu dert
Dermanî’yim ben de böyle yanarım
İsmini söyleyip seni anarım
Yüzünde gülücük olsa kanarım
Benim yüreğimi yaralar bu dert
*
Sabah yeni ağıyor
Bir ateştir yağıyor
Düşmanın mermileri
Yeri göğü döğüyor.
nakarat
Oy Polatlı Polatlı
Ordumuz gider atlı
Gidenler geri gelmez
Melek olmuş kanatlı.
Topu tüfeği yaman
Düşman vermiyor aman
Düşmana saldırıyor
Vatan aşkıyla yanan.
Unutulmaz acılar
Mermi taşır bacılar
İmanı şaha kalkmış
Düşmanları bocalar.
Vatan bayrak bir ülkü
Diline sarmış türkü Şehitlik bizde türkü
Polatlı’m şaha kalkmış
Önünde Atatürkü.
*
Sakaryanın berisinden
Çile dağın gerisinden
Babayakup deresinden
Kalktık Allah Allah diye veya Kalktık Allah aşkı ile
nakarat
Yürüyorlar yaya atlı
Ayağa kalkmış Polatlı
Türk’ün adını yazmaya
Cenge gidiyor Polatlı
Polatlıda Sakaryada
Anadolu toprağında
Birbirine dayanıp da
Kalktık Allah Allah diye.
Gün Eylülün on üçüydü
Pak Milletin hak gücüydü
Şehitliğe görücüydü
Kalktık Allah Allah diye
Yaramızdan kandı sızan
Bu sefer gül açtı hazan
Bu destandı Türk’ü yazan
Kalktık Allah Allah diye
*
Hazan mevsimi gelmiş
Dökülüyor yapraklar
Düşman yurduma girmiş
Mahsun akar ırmaklar.
nakarat
Polatlı birlik olmuş
Polatlı dirlik olmuş
Düşmana mezar olmuş
Bu şuheda topraklar.
Eylülün onüçüdür
Bugün birlik günüdür
Bu savaş düğünüdür..... Bu Türkün düğünüdür
Şaha kalkmış kısraklar.
Geceye hilal doğar ya
Gönlümüze vurur ya
Kalkmış artık Sakarya
Ferahlamış yürekler.
*
Göksudan gönüllere
Usulca eser rüzgar Yavaşça bir yel eser
Bir kor düşer kalbine
Söndürmez esen rüzgar Ateşi nefes keser
nakarat
Haydin güzeller haydin
Varalım biz Göksuya
Boyun eğmeyin sakın
Sevgisiz bir baskıya
Suyu çağlar derinden
Kızlar kalkar yerinden
Hoşlanırsan birinden
Saçını okşar rüzgar Saçın okşar gider
Suyu hasret veriyor
Gurbete yol seriyor
Derdi çoktur deniyor
Alır götürür rüzgar
*
Açmış yeşil çamların
Neşe verir yolların
Şen olur insanların
Cennet gibi Üsküdar.
nakarat
Ey Üsküdar Üsküdar
Gönlüm sende bahtiyar
Gidemem başka yere
Hem yemin hem ahtım var
Gönüller hep asude
Bir dağda bir denizde
Boğazdan esen yelde
Cennet gibi Üsküdar.
*
Sevmişim ben güzeli
Göksunun sularında
Bir tutmuşum elini
Aaaaah kayboldum ben Göksuda.
Nakarat Yüreğimi kaybettim
Ben kendimi kaybettim
Beline el sarılmış
Diline bal sarılmış
Yanağa gül sarılmış
Aaaaaaah aşk buldum ben Göksuda.
Çekiliyor kürekler
Yanar bizde yürekler
Olur burda dilekler
Aaaaaah yar buldum ben Göksuda.
*
Sevmişim güzeli aşk sandalında
Göksunun suyuna insin kürekler
Gönlümüz aşina aşk kumsalında
Sevdanın koyuna girsin yürekler
nakarat
Dilberin beline eller sarılmış
Okşanan yanağa diller sarılmış
Göksunun yeline güller sarılmış
Tatlı bir huzura varmış gönüller
Saçların zülüfe dönmüş alında
Endamınla göreyim yar salında
Bülbülüm figan eder gül dalında
Sanki Göksuya aşık tüm yürekler
*
Göksudan gönüle estikçe rüzgar
Sanki sevgiye davet var bu seste
Çırpınır heyecanından yürekler
Sevgiler gül açılır deste deste
(Sevgiler gül aça yar deste deste)
nakarat
Haydi Göksuya inin ey güzeller
Haydi sandala binin ey güzeller
Göksunun suları çağlar derinden
Kızların yüreği oynar yerinden
Hoşlanıp adını sorsan birinden
Şarkılarda okunur beste beste
(Şarkılar okuna yar beste beste)
Göksunun suları hasret verince
Gurbetin kokusu sinmiş derince
Yandırır yüreği dursun denince
Gölgeler suyu düşer bir nefeste
Dünyalar güzeli yar olmayınca
Dengi dengine güzel bulmayınca
Soldurur gülünü can kalmayınca
Koyma bülbülünü altın kafeste
*
Neş’e verir yollar yeşil çamlarla
Devr-i dil-ârâ var senin bahçende
Hep yedi renk açmış gülün goncanla
Kalbini bağlar yar senin bahçende.
Asude gönüller sende Üsküdar
Ferhunde yürekler sende Üsküdar
Boğazdan esiyor tatlı bir rüzgar
Cilveli güzeller sende Üsküdar
Coşkuların kaynar durur kalbimde
Kız kulesinden şarkılar geldikçe
Mest-i temâşâ var bakan gözlerde
Cenneti gördüm yar senin bahçende.
*
Dillerde nağme var tende bir coşku
Göksu’nun suyuna dalar kürekler
Aşina gönüller tutar el ele
Yandığın sineyi seçer kürekler
Akşam olsun sanki uzanır bir el
Göksu’nun suyunda estirir bir yel
Ey sevgili beni yakan bir kor var
Göksu’ya benimle muhabbete gel.
Dalların üstünde açılmış güller
Ardımızda surlar yükselir gider
Bu güzellikler ki hep nefes keser
Yan yana atıyor burda yürekler.
Göksu’nun üstünde bir tahta köprü
Yürü sevdiğim sen üstünde yürü
Sana yanmış bu can ardından sürü
Aşk deyip atıyor tende dilekler.
*
Akşam olur gün batar bir hüsnü andır zaman
Rüzgar boğazdan eser bir hülya vermez aman
Bu muhteşem tablodan pişman olur ayrılan
Eşsiz güzelliklerin hasret verir Üsküdar
Ah üsküdar üsküdar dert sandığım bende var
Ah üsküdar üsküdar aşk bildiğim sende var
Abdülaziz köşkü var sultanların geçtiği
Bir Çamlıcan yükselir bülbüllerin öttüğü
Beylerbeyin deryadır al güllerin açtığı
Eşsiz güzelliklerin hasret verir Üsküdar
*
Gönlümde sen neş’esin eşsiz diyar Üsküdar
Benden uzak durma sen gönlüm düşer yollara
Beylerbeyin aşkı var kalbimde bir kor yanar
Hasret kokar duygular meydan okur yıllara
Bir ayrılık olmasın, senden hüzün istemem
Güller açılsın yazın, senden güzün istemem.
Sensin benim özlemim sensin benim hasretim
Aşkınla yanmış gönül bayram düğün istemem
Sen başka bir dünyasın bir emsalin yok senin
Bülbül şakır Göksudan gül açtırır Çamlıcan
Yelken açılmış boğaz her lahza vurgun suyun
Hasret kokar duygular meydan okur yıllara
*
Aşkınla yandım desem gönül düşer yollara
Bilmez misin aşkı sen gönlüm nasıl bahtiyar
Aşk şarkısından seçer baktıkça yıldızlara
Beylerbeyim Çamlıcam gönlümde hep Üsküdar
Sensin gönül verdiğim sensin güzel yüzlü yar
Sensin benim sevdiğim sensin güzel Üsküdar
Bahçende güller açar dallarda bülbül öter
Bir kız kulen var senin gönlümde aşkın tüter
Bir ayrılık olmasın hasret ölümden beter
Bir İmrahor bir Boğaz kalbimde hep Üsküdar.
*
Ey sevdiğim Üsküdar sen gönlümün bahtısın
Sensin benim baş tacım sen kalbimin tahtısın
Beylerbeyi’n, İmrahor, dillerde destan Boğaz
Aşkınla yanmış gönül sen gönlümün aşkısın
Sensin benim yollarım sensin benim gurbetim
Sensin benim özlemim sensin benim hasretim
Ormangülün selviler zümrüt yeşil tondasın
Rıhtımların evlerin her yerde bir başkasın
Nakkaştepen, Kızkulen, Çengelköy’ün başka haz
Sensin gönül dermanım senden uzak kalmasın
*
Ayrılıp kız kulesinden gönlüme gam yüklendim
Âb-ı hasret düşürürken yanağımdan bir bir
Gün batarken seni andım bu güzelliklerle
Üsküdar şarkısı döktüm dudağımdan bir bir.
Üsküdardan geçerim ben geçemem aşkından
Yol geçirdim boğazından geçemem aşkından
Ömrümün geçtiği yerdir yine bitsin ömrüm
Görmesem ben onu bir gün ölürüm kahrımdan
Ağlarım Üsküdar’ım ayrılığın deştikçe
Geçmesem ben Salacak’tan düşerim bir derde
Kimse çekmez bu kadar gam olamaz bî-zehre
Üsküdar şarkısı döktüm dudağımdan bir bir.
*
Salacaktan yana esiyor bir yel
Kız kulesinden bir gül ediyor el
Saçları savurmuş çağırıyor gel
Seni bırakıpda gitmem üsküdar.
Seni bir kez koydum deli gönlüme
Sevgini acını gömdüm kalbime.
Kuzguncuktan geçer sevdanın yolu
Doğancılar parkı güzelle dolu
Aşkın ile yanar hakkın bu kulu
Seni bırakıpda gitmem Üsküdar.
*
Çamlıca’dan Salacak’a
İnelim haydi inelim
Salacak’tan sandallara
Binelim haydi binelim.
İstemem ben dünyaları
İstemem ben deryaları
Gödükçe gönlüm hoş olur
Canım benim Üsküdar’ı.
Kız kulesi bizi bekler
Gidelim haydi gidelim
Boğazın buz sularında
Yüzelim haydi yüzelim.
Beylerbeyi sarayına
Gidelim haydi gidelim
Paşasını sultanını
Görelim haydi görelim.
*
Geçti Çamlıca’dan bir esmer güzel
Bir ateş düşürür esmez oldu yel
Bülbülüm ötüyor açmış gonca gül
Sevgiden aşiyan olmuş Üsküdar.
Nur düşer boğazın eşsiz boynuna
Ay doğar geceden almış koynuna
Gönlü sevdalılar durmuş yan yana
Sevgiden aşiyan olmuş Üsküdar.
*
Üsküdar’ın sevgisiyle tutuştu
Sevgiliden ayrı geçti bu hengâm
Sevdalılar birbiriyle buluştu
Üsküdar’ın gönlü şendi bu aşkam.
Gül açılan bahçelerde bahar var
Sevdalanan kalbi derdi yıkar yar
Ayrılığın ateşiyle yanarsın
Üsküdar’ın aşkı böyle yakar yar.
*
Bahar geldi güller açılır beyaz
Kızıl pembe dallar sarılar da var
Ne yandan bakınsan yine hoş boğaz
Yeşiller bezenmiş güle Üsküdar.
Gönül yandıran Kız kulesindeyim
Ateş koydu Beyler beyi neyleyim
Gönül derdimiz var kime söyleyim
Yeşiller bezenmiş güle Üsküdar.
*
Gün aşar Mühürdar da gök kararır
Yine ayrılık var gönül bulanır
Yüreğinde bir dert olan dolanır
Kadıköyde gün geçmiyor hüzünsüz.
Kadıköyde sandal iner denize
Gözü yaşlı bir yar düşer peşine
Bakalım bu akşam da zevkimize
Kadıköyde gün geçmiyor hüzünsüz.
*
Yuvasını terkeylesin bülbüller
Sinesine hançer batar sanmıştım
Boğazına dalsın haşin rüzgarlar
Kadıköy’ü efkar basar sanmıştım.
Geceleri yıldızların altında
Kadehini doldur güzel sen böyle
Muradına ersin seven aşkında
Kadıköy’ü gezsin gönül sevgiyle.
Moda’sını gönlüm sarar bir anda
Suadiye çağlar durur bir yanda
Kızıla bürünmüş boğaz akşamda
Kadıköy’ü efkar basar sanmıştım.
*
Sevinirim öylesine bu akşam
Moda da ben bir güzele kaş attım
Bayılayım kollarına sevinçten
Kadıköy’ün dalgasına taş attım.
Bu güzelin gözlerine vuruldum
Beni yakan aşkı ile duruldum
Kavuruyor her bakışı derinden
Kadıköy’ün yollarına kuruldum.
Gül açılır bülbülünü görünce
Düşürüyor el gülünü sevince
Boğaza yar gölgesini serince
Kadıköy’ün sevdasını yaşattım.
*
Sevgi dolu yüreklerde
Modası geçmez Modanın
Bayrak gibi gönüllerde
Modası geçmez Modanın
Güller açar gül yüzünde
Her tebessüm moda olur
Cennet varsa yer yüzünde
Kadıkoyde Moda olur.
Gün batarken göreceksin
Muhteşem bir suileti
Nasıl çekip gideceksin
Böyle güzel memleketi
*
Acıbadem’i sahrası
Feneri Göztepesi var
Sarayları paşaları
Kadiköy’ün Moda’sı var.
Bir yel essin moda olur
Hayal dersin o da olur
Altın süslü ökçelerle
Aşk çağıran lehçelerle
Cennet gibi bahçelerle
Kadiköy’ün Moda’sı var.
Bir yel essin moda olur
Hayal dersin o da olur
Barbaros’u Nişantaşı
Güzellerin oynar kaşı
Sevda ile düşsün yaşı
Kadıköyün modası var
Bir yel essin moda olur
Hayal dersin o da olur
*
Sevdalara ateş düşmüş kavrulur
Aşk dolu yüreğinden dert fışkırır
Birbirini tutan eller ayrılır
Hüzün akar ayrılık çeşmesinden
Ayrılık çeşmesi kara bağlıyor
Ayrılık çeşmesi yara dağlıyor
Öyle bir gam yükü vuruyor cana
Ayrılık çeşmesi yara ağlıyor.
Gurbete gidilen yollar durmada
Gözyaşı ile hasret kalmış kur nada
Ayrılığa düşen başlar feryada
Hüzün akar ayrılık çeşmesinden
Alnımıza yazılmış artık kader
Haydarpaşa kırından başlar keder
Ayrılığı duyan tenler kahreder
Hüzün akar ayrılık çeşmesinden
*
Can ayrılır candan konuşamaz dil
Kollarda halsizlik yanaşamaz el
Bülbül figan eyler açılamaz gül
Yol ayrılır Haydarpaşa garında
Haydarpaşa Haydarpaşa neylerim
Kalbimde yaram var kimi eylerim
Gözyaşları taşmış sele benziyor
Ben derdimi bilmem kime söylerim
Bir Üsküdür bir Maltepe göründü
Yol ayrılıp bir gurbete yüründü
Bülbül geçer gül hasreti büründü
Aşk bitmiyor Haydarpaşa garında.
Göç yüklenir kalkar kara trende
El sallıyor camdan yola gidende
Dinmez bu hasret gurbete inende
Yaşlar düşer Haydarpaşa garında
*
Sevgilinin elini tutacaksın
Akşam güneş batarken Mühürdar’da
Onu çok sevdiğini diyeceksin
Saçlarını okşarken Mühürdar’da
Nereye gidersen git anasın sen
Bir beldeden bir candan yanasın sen
Öyle bir sevgili var yüreğinde
Kadıköy’ün aşkıyla yanasın sen
Bir hayal içinde geçer gündüzü
Kızıla bürünür mavi gökyüzü
Sevgiyle bağlayıp düşürür sözü
Gözlerine bakarken Mühürdar’da
*
Yıldızları görsem de
Bir seven bulamadım
Kor yansa da gönlümde
Zevki ben alamadım.
Ne gönlüm hoş burada
Ne can sarhoş burada
Seven yar yoksa gönül
Yaşanan boş burada.
Yıldız gibi doğsam da
Gökten sana gülsem de
Aşkım diye ölsem de
Yar deyip kalamadım.
*
Yanmışım ben yanmışım
Kız senin bir narına................... bir güzelin narına
Öyle bir bağlanmışım
Simsiyah saçlarına.
Sabah akşam yel vurur
İpek telin savrulur
Benim garip gönlüme
Dokunmayın kavrulur.
Dert ne benden sıyrılır
Ne can dertten ayrılır
Bilmedim kim kayrılır
Bağlanıp saçlarına.
*
Ateş düşer kalbime
Bazen de bir fırtına
Görür müsün sen beni
Varır mısın farkına
Benim gibi sevmeden
Benim gibi görmeden
Yolunda can vermeden
Varır mısın farkına.
Gözümde yaş olmada
Duman duman dolmada
Boynum bükük kalmada
Varır mısın farkına.
Gülüm döker yaprağı
Gelir geçer her çağı
Gözüm arar toprağı
Varır mısın farkına.
*
Mangal sanki yüreğin
Aslan gardaşım benim
Kalbin Hakkı istesin
Aslan gardaşım benim
Aşkın olmadan güle
Söz yanlış vurur dile
Allah’tan gelen ile
Uslan gardaşım benim
Gülşen ol güzellere
Bol bol ver fakirlere
Halden sor gariplere
Hoşlan gardaşım benim
Candan söyle tövbeyi
Helal doldur heybeyi
Görmek varsa Kabe’yi
Aşknan gardaşım benim
*
Hasretmiş beni yakan
Hasretmiş beni yıkan
Yalnız bir hale koyan
Gurbet elde anladım
Muhtacım kucağına
Muhtacım sıcağına
Bir düşsem ocağına
Ayrıldım da anladım
Yollar aşmada olur
Yıllar geçmede olur
Aklım şaşmada olur
Çok yandım da anladım.
Tutsaydım o elini
Sarsaydım o belini
Bal kaymak o dilini
Kor düştükçe anladım
*
Muhabbetin var ise
Gelirsiniz göz göze
Değerseniz diz dize
Aşık olur illa ki.
Elin dokunsun saça
Mekik dokur uç uca
Alev alırken baca
İçin yanar illa ki.
Bilirsin de içmeyi
Bilirmi dert çekmeyi
Çekip bakar perdeyi
Canın çeker illa ki.
Dalında açsın gülü
Arar bulur bülbülü
Yolunda yaş döktüğü
Yarin olur illa ki.
*
Ateşten beter sevda
Önce kanın kaynatır
Aklını baştan alır
Sonra çıkıp oynatır
Sevda bu aştan geçer
Sevda bu kaştan geçer
Sevgiliden kor düşer
Sevda bu baştan geçer.
Gizlice bir gam verir
Kalbe vurur sızlatır
Gurbete yol gönderir
Yar kulağın çınlatır.
Gözlere bir sel verir
Bülbüle bir gül verir
Yaprağı bir bir döker
Gönlüne dert saplatır
*
Ahu gözlüm bakınır
Saça güller takınır
Yüreğinden yakınır
Ne olur al der gibi.
Suya inmiş bakalım
Beni bekler kınalım
Yaralanmış maralım
Ne olur gel der gibi.
Dalı açmış gül olur
Açılan gül al olur
Ahu gözlüm bal olur
Ne olur kal der gibi.
*
Figan eder bülbülüm
Yuvalanır bir dala
Çileyi sarmış gönüm
Gülü ararmış hala
Öte bu bülbül öte
Bana bu derdin yete
Günü geçirdim bu gün
Beni götürsün öte
İçime bir his dola
Çıkıyorum bir yola
Geçeceğim dünyadan
Nerede kalmış sıla
Dilemişim aşkını
Galebe çalmış acı
Cana dolar sancısı
Kapımı kimler çala
*
Kara sevdalı gönlüm
Yine akşama kalmış
Gece uykuyu kesmiş
Yüreğim gama kalmış
Cevabın ne güzelim
Severim de güzelim
Diyeceksen cehennem
Gidelim be güzelem
Yüreğimde umut var
Gece çıksa dedim yar
Beni sanki sıkarlar
Umudum cama kalmış
Beni gönlüne sorsan
Bilirim yola dursan
Dudağın büzüyorsan
İşimiz güme kalmış
*
Fistanı al giyinmiş
Üstüne bol giyinmiş
Çok severim desen bir
Kırmızı gül giyinmiş
Kız dudağın büzersin
Ben severim demezin
Böyle seven görülmez
Sen beni çok üzersin.
Fistanı dar giyersin
Önleri düğmelersin
Düğmelerin çözüpde
Sen neye yeltenirsin.
*
Taş yağdırsan üstüne
Niye yağdırdın demez
Alsan da gök kubbeyi
Niye kaldırdın demez.
Aşktır bu güzel duygu
Gecede koymaz uyku
Bir heyecan bir korku
Niye saldırdın demez.
Düşlerine giriyor
Fallarına çıkıyor
Göz yaşını döküyor
Niye ağlattın demez.
Yüreğine ateş koy
Bedeninden ruhu soy
Ey gönül sen beni duy
Niye öldürdün demez.
*
Dört bebeden ayrılmış
Kavrum kavrum kavrulmuş
Beş tepenin ardına
Savrum savrum savrulmuş.
Delisi dışınaydı
Yalınız başınaydı
Diyecekse bir sözü
Yaradan aşkınayd
Yavrum demiş ağlamış
Başına gül bağlamış
Yarasını dağlamış
Savrum savrum savrulmuş.
Bilemezsin kim deli
Bilemezsin kim veli
Belanın değmiş eli
Savrum savrum savrulmuş
Emine’nin ahtına
Çit çekilmez bahtına
Bu gönülün tahtına
Savrum savrum savrulmuş.
*
Yıldızları göremezsin
Sen gurbeti bilemezsin
Yarsız yola gidemezsin
Tut ellerimi güzel kız.
Geceler arsız geçilmez
Geceler yarsız geçilmez
Geceler ıssız geçilmez
Gidemezsin böyle bensiz.
Sessizliğe bürünür yol
Islık gibi esinir yel
Bir korkuya kapılır gül
Tut ellerimi güzel kız.
*
Gül dalına yeller vurur
Gül dalında mendil kurur
Gizli gizli sevda çeken
İçin için yanar durur.
Gül dalına konmam güzel
Kolay kolay yanmam güzel
Sarılırsan geleyim ben
Bir gülüşe kanmam güzel.
Yalnız kalan yaşlar döker
Güller gibi boyun büker
Sevdalansa bülbül güle
Dala konar figan eder.
*
Mavi bir gök suyu mavi
Vuruyor yel yüzümüze
Bir ateş gönlüme düşer
Beni yaktın ah Azize.
Ah Azizem vah Azizem
Bakalım biz neşemize
Yaradan verdi çileyi
Dönelim biz köşemize.
Bakamazsam süze süze
Süremezsem dizi dize
Acı düşmüş günümüze
Gülemezsin ah Azize
*
Ağlamak geldi içimden
Düştü bir damla gözümden
İnlerim ben yüreğimden
Vazgeçersem kara gözlüm.
Yaş düşürten biri varmış
Aşk dumandan göğü sarmış
Dert veren can bana yarmış
Vazgeçirmem kara gözlüm
Yağdı yağmur düşüyor kar
Sevdiğinden vuruyor har
Kol kavuşmuş sarıyor yar
Vazgeçilmez kara gözlüm.
*
Gönlümde bir ateş yanar
Baksam bakışlarım düşer
Ağlarsa gözlerim eğer
Anlayan anladı onu.
Derdim açar yanaklarım
Üzgün durur dudaklarım
Bir gül bulur kucaklarım
Anlayan anladı onu.
Rüzgar serin serin vurur
Saçlar omuzda savrulur
Bir tatlı an gelir durur
Anlayan anladı onu.
İsmin benim dilimde yar
Gözler hayallerimde yar
Bir kor yanar içimde yar
Anlayan anladı onu.
*
Kaşlar kara kahve gözlüm
Güller gibi gül dudaklım
Gün görmedi geçti ömrüm
Al gönlümü al dudaklım
Gönlüm seni çekti benim
Kalbimde çiçekti benim
Aşkım diyecekti benim
Bir söylese bal dudaklım.
*
Ne deliyim divaneyim
Ne yıkılır viraneyim
İçi yanan birisiyim
Ben aşığım ben aşığım.
Saçı düşer lüle lüle
Geziniyor güle güle
Aşinayım bu güzele
Ben aşığım ben aşığım.
Boyuna gül takışına
Yüzüme bir bakışına
Yüreği her yakışına
Ben aşığım ben aşığım.
Yanağa gamzesi düşer
Eteği yerleri gezer
Halimi görmeye değer
Ben aşığım ben aşığım.
*
Taş taş yosun tutan sular
Keyfimce bir mana sunar
Sandım gönülde yol arar
Sessiz bakan yeşil gözler.
Irmakla bir çağıldarlar
Zümrüt olup parıldarlar
Kalbimde hep kıpırdarlar
Gönlüm çelenyeşil gözler.
Bir cemredir düşer onlar
Gönlümde yer eşer onlar
Her gün sevinç döşer onlar
Aşkım benim yeşil gözler.
*
Gözlerin bu karasından
Çırpınıp bana gülersin
Ay tutulsa arasından
Sıyrılıp bana gelirsin.
Ay dolandı gece gördüm
Gözlerinde acı gördüm
Sevda yüklü nice gördüm
Sıyrılıp cana gelirsin.
Mektubunda yazacakmış
Naz bulunca kızacakmış
Gözlerimde sızacakmış
Sevdiğim yana gelirsin
*
İki gözüm öne aksın
Başka birine bakarsam
Ateşin kalbimi yaksın
Bahçe gülüne bakarsam.
Peri olup gelse dahi
Başka birini sevemem
Hem vallahi hem billahi
Başka birini sevemem.
Yolumu gurbete salsın
Çileyi gönlüme sarsın
Canımı almaya gelsin
Seni sevmekten bıkarsam.
*
Güller ağlayıp düşüyor
Bülbüller boyun büküyor
Irmaklar suyun çekiyor
Aşkımıza ağlar gibi.
Bir çaresi yok güzelim
Gözyaşını dök güzelim
Gurbete giden bitiyor
Sen çileyi çek güzelim
Mevsimler bahar görmüyor
Dallar bir domur vermiyor
Derdim kimseler bilmiyor
Gözlerini bağlar gibi.
Uçmuş damlarım yıkılıyor
Nemden her taraf dökülüyor
Artık bellerim bükülüyor
Dert vurulu dağlar gibi.
*
Bir gönül ki güle ermiş
Arzular ta göğe değmiş
Sevgili buldu ya herkes
Benim Leyla’m neredeymiş.
Aşk peşinde bu yüreğim
Her halimle seveceğim
Allah’m sana dileğim
Benim Leyla’m neredeymiş.
Mecnun’um bu çöle düşmüş
Elleriyle kumu deşmiş
Bir serap ki göze düşmüş
Benim Leyla’m neredeymiş.
*
Yandım dedim ben aşk ile
Bir kor da sen koydun güzel
Yandıkça can vurmuş dile
Kalbimde sen oldun güzel
İster misin can vermemi
Dönmem sözümden ben geri
Bekler isen gün görmemi
Geçsin zaman gel sen beri
Gözyaşlarım sel sel olur
Dağlar aşıp bir göl bulur
Sensiz alem hep el olur
Artık çilem dolsun güzel
*
Bir dert sarınmış tellerin
El değdiğin vermez nida
Kalbin kararmış kız senin
Kimden görürsün elveda
Bin ah çekersin bir veda
Kalbin durur vermez seda
Hasret kalırsın sevgiye
Bir ızdıraptır elveda
Gurbet deyip yol seçtirir
Hasret verip mey içtirir
Yük yükleyip ev göçtürür
Artık çekersin elveda
*
Ciğer parem göremezsin
Alev alev yanarım ben
Değinse gül dudağın bir
Öpüp öpüp kanarım ben.
Güzel gülün bana koksun
Bu bülbülün sana uçsun
Dikenlerin tene batsın
Gülüm deyip konarım ben.
Yüzün güler güle benzer
Saçın ipek tele benzer
Değip giden yele benzer
Peşinde hep koşarım ben.
*
Bir hülyadır gönlüm arar
Saçlar siyah gözler siyah
Farkındadır bir dert sarar
Dilber için çektikçe ah.
Bülbül sanırdım dengimi
Çoktan unuttum derdimi
Gözlerde buldum kendimi
Gözler vurur gözler silah.
*
Gönlüm girer bir bahçeye
Bir gül alıp öpmek için
Gül bahçesinden gül alan
Dert yüklenir çekmek için.
Bir görmüşüm çok sevmişim
Bülbül olup sır vermişim
Her gün figanlar etmişim
Bir ten bulup dökmek için.
Gel sevdiğim gel bir tanem
Sensiz kilitlenmiş hanem
Sen olmadan candan kabem
Bir yol bulur kaçmak için.
*
Gül sevmeyen aşk bilmiyor
Sohbet edip meşk bilmiyor
Cam sırçadan köşk bilmiyor
Gönlün harap olsun güzel.
Yansın için yansın yürek
Aşksız bulunmazmış dilek
Bir can olan bir yar gerek
Varsın serap olsun güzel
Bir kuş olup uçsam derim
Bu dünyadan geçsem derim
Aşk bağdeden içsem derim
Her dem şarap olsun güzel.
*
Yanmış bu gönlüm aşk ile
Söndürmüyor yağmur bile
Sensiz hayat sensiz çile
Artık haram olmuş bana.
Sensiz bir an geçmez günüm
Korkum değil artık ölüm
Her yerde sen varsın gülüm
Mevsim bahar gelmiş bana.
Dallar çiçek açmış güler
Üstünde bülbüller öter
Bir kez bakıp gülsen yeter
Gülşen deyip dolmuş bana.
*
Her gün hayal görsem yine
Gör sen uzaklardan beni
Yandım desem söndürmeye
Bir öp dudaklardan beni.
Hayran bakındım ben aya
Bir ceylanım tez koşmaya
Yandım dedim indim suya
Kurtar tuzaklardan beni.
*
Bir yel olup vurdun tene
Yandım güzel yandım sana
Aşk şarkımız söylensene
Bir söz dedin kandım sana.
Bir gölge sensiz olmasın
Kalbim ateşsiz kalmasın
Sevmiş gönül gül solmasın
Bülbül olup kondum sana.
*
Gönlüm nasıl bağlandı yar
Her gün yürek dağlandı yar
Özlem çekip ağlandı yar
Gözlerde yaş kalmaz sana.
Derdim azıp şahlandı yar
Gönlüm küsüp yaslandı yar
Kirpiklerim ıslandı yar
Şansın döner gülmez sana.
*
Her Leyla bir çöl buldurur
Mecnun’la bir yol sordurur
Hem ağlatır hem güldürür
Gözden ırak kaldırmasın.
Dallar dolar bülbül ile
Bülbül figan eyler güle
Her gün keder her gün çile
Bahçende gül buldurmasın.
*
Şimdi tüm şarkılarda sen varsın
Gül açarsın gönül alıp burda
Gam değil mevsimin gelip geçsin
Söylenirsin şakır şakır melda.
Ötme bülbül figan edip sen de
Karşılık bulmadan figan bende
Son bulur sanma aşkı gönlümde
Gül açılmış gönüldedir melda.
*
Gül sevecek olsa hazan vurmada
Gülmedi gülden yana hiç âsiye
Yar sevecek olsa kader vurmada
Gülmedi aşktan yana hiç âsiye.
Kahrı çekilmez bu yaban ellerin
Ufka bakındıkça arar gözlerin
Hep çile çekmeyle geçer günlerin
Gülmedi bahtın sana hiç âsiye.
*
Gönlümü çeldirdi yeşil gözlerin
Aşkını versen diyorum bir paye
Kalbime koydum güzelim ben seni
Aşkını versen diyorum bir paye.
Akşamı olmaz güneşim batsa da
Uykuyu bilmez bedenim yatsa da
Vazgeçemem dert beni dost tutsa da
Kalbime düşmüş yakıyor bir buye.
*
Mey dediğin gönlüme versin neşe
Gayri elem vermede her boş şişe
Biz ikimiz bir bulacaksak nuşe
Sen beni yalnız beni sevsen derim.
İsmini andıkça yanar bir köşe
Sevdayı çektikçe sinermiş döşe
Öyle ise gelsin bize dert peşpeşe
Sen beni yalnız beni sevsen derim.
*
İçtiğimiz keyfe keder vermesin
Gönlünü hoş tutmaya bak sevdiğim
Aşk ile olsun sularım ben gülü
Göğsüne gül takmaya bak sevdiğim.
Gül gibi yaprakları sersem gider
Kuş gibi gurbet ele sürsem gider
Hercai gönlüm nere dönsem gider
Kalbimi sen yakmaya bak sevdiğim.
*
Haktan özür dilemeye
Ne düşünürsün ey gönül
Suç işlersin bile bile
Ondan lütuf gelir gönül
İmdada yetişen O’dur
Sana duygu veren O’dur
Bir çare ararsan derde
Hakkı hissettiren O’dur
Bunca iyilik ve ihsan
Geliyor sana Allah’tan
Sen ayrılmazsın günahtan
Manasız iş sende gönül.
Yaptığın kötülüklerden
İşlediğin günahlardan
Candan çekip Allah dersen
İmdadına yeter gönül
Günah yüzünden korkarsan
Yaptığından utanırsan
Sığınacak yer ararsan
Vicdanı sızlatır gönül
Bazen bir aşka düşürür
Bazen bir ihtiras verir
O sana senden yakındır
Kendi içinde gör gönül
Resulü hayal ettirir
Nurundan bir pay yetirir
Seni düzlüğe getirir
Salavat getir ey gönül
Bazen gemini parçalar
İyi adamlara katar
Bazen ters tarafa çeker
Anlayasın diye gönül
Ey zavallı halli insan
Yeise kapılma sakın
Yön gösterir iyi bakın
Huzura gidersin gönül
Olsada yer gök yedi kat
Gece gündüz dualar et
Ağlayıp sesini ilet
Kurtuluş Ondadır gönül
*
Merhametin ve vefan coşar da kapı açarsın
Ne bekliyorsun orda kalk içeri gir dersin
Ümitle bekliyorum bana gelsin bu sesin
Ey sevgili kapında oturmuş bekliyorum.
Keşke uyuyabilsem rüyada yüzün görsem
Ya da gönlü uyanık can bulsam da ben gelsem
Ey habibim dediğin ey yüzü pek güzel yar
Canım senin kapında miskinde lütuf arar
Yüzlerce merhametle yüzünde nurun parlar
Amber kokularına gark olmuş bekliyorum
Bizi mest eylemişsin başımız da dönmede
Umurumuzda değil dünya alt üst olsa da
Aşkın kaybolmasın hiç ebedi kalsın bizde
Kalbime dolan senin aşkınla bekliyorum
İndiysek bu dünyaya senin misafiriniz
Mest oldukça yüzüne bir yere gidemeyiz
Gönlüm beni bırakır seni hayal etsek biz
Allah’a yemin olsun ki böyle bekliyorum.
İçimizde senin aşkın yatar el çırpmada
Yüzlerce başka alem, dünyalar yaratmada
Gökte, gökten de öte yüzlerce asırlarda
Himmet isteyecek bir şekilde bekliyorum.
Can denizinden geldi bu canlar biliyorlar
Başka tanıdıklardan yüzü çeviriyorlar
Bütün canlar oraya sel olup gidiyorlar
Ben bu canın içinde durmuş da bekliyorum.
Çeşit çeşit seller var biri dağlar aşmada
Feryat ile ağlayıp heyecanla coşmada
Kimi hamdeder kimi la havle okumada
Bense boynumu bükmüş öylece bekliyorum.
Ey güneş gibi doğup sevgi şarabı sunan
Bizde yoksuluz o şaraptan eyle bir ihsan
Biz de kaybettik yolu ayrıldık yolumuzdan
Gözlerim yollarına takılmış bekliyorum.
Nasıl olmuş bilmem gül ansızın seni görmüş
Şaşırıp kalmış bir an yaprağını dökünmüş
Çenginin sesini duymuş başı öne düşmüş
Feryada başladım ben de seni bekliyorum.
Sensiz fenalaşıyor ney bir hasta oluyor
Ney de sen olmayınca hüzün ile doluyor
Neyi öp okşa yoksa ağlayıp sızlanıyor
Beni de öpüp okşa diyerek bekliyorum.
Ey yüceler yücesi gönlüm sensiz üzülür
Ayık olmak yok bize bu ten gayri büzülür
Aşk şarabınla mest olunca dilim çözülür
Sarhoş olmuşum kapında öyle bekliyorum.
*
Esme rüzgar esme dur artık sende
Gülü bulursun sen bir haber ver de
Bülbülü feryat da gelip görsün de
Şekere karışmış dalından kopup
Söyle gülüm söyle kime vuruldun
Gülistandan böyle kaçıp kurtuldun
Anandan babandan ayrılıp geldin
Nasıl gülbeşeker tatlısı oldun
Şekere karıştın ey gülüm niye
Şeker gibi hoşsun sorsan herkese
Vefasız davrandın gülbahçesine
Aldandın kimlere vefadan kaçıp
Madem ki ayrıldın sana sözüm var
Güzel yanağını sen şekere sür
Bahçeden aldığın hoş kokunu ver
Kazançlı çık böyle dertten kurtulup
Gönül gıdasısın sen tatlı oldun
Seni yiyenlere bir göz nurusun
Bu gönlün güllerden uzakta dursun
O nerde bu nerde sormasın durup
Akıl gibi cana yakın idin sen
Şekerle insanlara karıştın sen
Ayrıl yeryüzünden bir nur oldun sen
Yüksel menzil menzil bir konak bulup
Ey gül aleme yüksekten bakarsın
Acaip halleri görüp gülüyorsun
Elbiseni o yüzden yırtıyorsun
Sana bakıyorum hayranın olup
*
Ey Yusuf gözleri görmeyen Yakup’a bir yürün
Ey göze gizlenmiş İsa sen gökkubbede görün
Eskiden sana gönül vermiştim gel yusufum gel
Şimdi gelsen canımı vereyim gel yusufum gel
Ayrılıktan gündüzüm yok yay gibi oldu gönül
Dertli yakup ihtiyarladı ey yusuf artık gel
Ey Musa hakkı gördüğün Tur-i Sîna vardı dün
Buzağıya tapan yok Tur-i Sîna’dan artık dön
Bedene sıkıştı kaldı ruhum yaşım döküldü
Safran gibi sarardı benzim boynumda büküldü
Muhammed’i gözleyen gözlerim seni de bekler
Dağınık saçların arasından yüzünü göster
Ey sevgili, ilacım da sensin çarem de sensin
Yüz parça olmuş gönlüm de nuru parem de sensin
*
Mevlam lutfetti kalpler ferahladı
Gönülde ne keder ne de gam kaldı
Ey şehri süsleyen güzel canlarım
Hak verdi gelini hem de damadı
El açıp da dua edin Hüdaya
Düğünümüz kutlu olsun dünyaya
Köyümüzden hoşça sen çıkmadasın
Salına salına yol almadasın
Çağlaya çağlaya sen akmadasın
Ey ırmağımız ey dostun muradı
Halkımız denizler gibi coşmada
Dalgalarla secdeye kapanmada
Bir kısmı kılıç gibi savaşmada
Sus bu gece Hakkın ikramı vardı
Kayıt Tarihi : 14.8.2008 20:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!