Mum alevlerinde kıvrak bir işve var...
İş ve aşın gelmezliğinde...
Apollonia!
Görmedim sendeki kadar sadakat,
Ve vefa işlenmiş iliklerine kadar.
Karanlık odaların aydınlığa hasreti;
Ve ışığı yaratan Tanrı’nın aşkına...
Ölüyor İvan, son nefesini kollarında veriyor;
Ölüyor İvan “Katilim: Apollonia” diyor...
O minnettar öldüğüne;
Ben minnettar öldüğüne...
Sen hasret, ben hasret, İvan hasret ölmeye...
Mum alevinde aşka davet var;
İvan’ın cesedi üzerinde...
Görmez bizi öldü, göremez artık,
Diyorsun “Ama hala kefeni yırtık...”
Apollonia!
Görmedim sendeki kadar liyakat,
Ve aşk işlenmiş gözlerinin irislerine kadar.
Beş parasız, elde sıfırların çivilendiği bir hayat;
Akılda heves, hayatta çocukluk, dolapta ekmek bayat...
İvan’ın cenazesi kalkmıyor...
İvan belki diri! Ama kalkmıyor...
Apollonia...
Yüzdür beni gözlerinde...
Beş parasız, elde çaresizliklerin çivilendiği hayat;
Gözlerinde boğulmayla mukayese edilemez.
Apollonia!
Görmedim sendeki kadar sabır,
Ve bir dergahın umumiyete hoşgörüsünü...
Mum alevinde intiharın gösterisi var;
İvan’ın cinayetinde intihar süsü...
Kayıt Tarihi : 25.2.2007 15:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!