a
Hemcinslerimiz dünyaya gelirken ekip dikmeyi bilerek, bir meslek icra ederek yeryüzüne gelmediler. Hayat, çevredeki etki tepki ilişkileri içinde gıdım gıdım oluşmuş bir süreci intikaldi.
Hayatı öngören tutum alışlar milyarlarca, milyonlarca yıl içinde adım adım biriken kod tekrarlı deney sel tutumlarını saklayan depo eden bir kodlamaydı (genetikti).
Milyarlarca, milyonlarca yıl öncesinin çevre girişeni içermeleri içinde, daha düne kadar üreten ilişki yoktu. Çevrede olmayan hayatın kendisi içinde de yoktu.
Bu nedenle üreten ilişki genetik yapı içinde yoktu. Üreten ilişki kolektif birim zamanlı kolektif bir artık zaman ilişkisi içinde ortaya kondu.
Üretim ilişkisi kolektif yapı içinde kolektif geçişeni bir yetenekti. Üreten ilişki, asla kişisi bir yetenek değildi. Kişisi bir yetenek içinde olsa bile (!) kolektif süreçler ortaya konmadan bu yetenek ortaya çıkamıyordu.
Kısacası üreten ilişki başlangıç hayatının içinde yoktu. Bu nedenle üreten ilişki genetik kodlu yetenek değildi. Üreten ilişki kolektif kodlu kolektif etkili yansıma ile kişisi yeteneğin becerisi durumuna dönüşmüştü.
Üretim ilişkisi de yine hayatın kendisi ile kolektif çevre girişmesi içinde yansıyacaktı. Ancak bu yansımanın belirticisi, belirleyeni hayatın kendisi değildi. Kolektif güçtü.
Kolektif genetik kodun ilki iş bölüşümü, yardımlaşma, dayanışmaysa, paylaşma sağlatmasıysa, ikincisi birincisinin üzerine üreten bir kolektif üretim ilişkisiydi.
Kolektif üretim ilişkisinin kodlarını taşıyan hayat türüne İNSAN diyorduk. İnsan üretim ilişkisini ittifakı üretim hareketine çevirmenin yine kolektif bir genetik kod ürünüydü.
Kolektif devinme, süreci üreten ilişkisine götürecek olan yansımaları veren yaşamsalları eyleme koydurucu bir olanak zemindi. Zemin düşünmelere vakit oluşturucu ortam ile eylemi düşünmeye; düşünmeyi de eyleme götürüyordu.
Kolektif zemin eylemi düşünceye, düşünceyi de eyleme götüren oyun; sınama yanılma, taklit gibi amaçlı amaçsız süreçlere vakit ayırmaydı. Amaçlı amaçsız süreçlere ayrılan vakte siz kolektif düşünüşle, kolektif yetenekle hemhal oluyordunuz.
Kuşkusuz ki kişilere indüklenen kolektif ortak akıl ve kolektif yetenek te kişisi ihtiyaca göre kişisi Özgüç üzerine bir modülasyondu. Kişisi öz gücü harekete geçirecek olan da kolektif birim zaman içinde, kolektif artık zamanı veren kolektif devinmeydi (hareketti).
Meslekli yaşam, çevre içindeki etki tepkiye ilişkin süre gelen kolektif güç üzerinde parçalı durum ilişkilerini olduktan çok sonra, ortaya çıkacaktı.
Doğal yaşamın kendisi içinde süre gelen etki tepki türü yaşam koşullarının içinde meslekler veya üreten ilişki, hiç yoktu.
Doğadaki elma, hayat için bir arz- talep değildi. Aksine elma hayatın kendisiydi Aksine elma bir hayattı. Ve elma hayatın taşıyıcı tohumu ve tohum besleğiydi. Elma ne bizim içindi ne de bizim için değildi.
Meslekler yaşamı (meslekli yaşam) ne arzdı ne talepti. Mesleki yaşam arz ve talep koşuluyla değil üreten kolektif kapasite nedenle vardı. Hayatta elma da tek düze olamazdı.
Aşağıdaki örnek alıntı, hayatın tek düze olamayacağına ilişkin hayatın veya bir olgu ve bir olayın kendi üzerine kendi fren etkisi olmasına güzel bir modeldir.
[E. coli türü bakteri gibi bazı türler, uygun ortam şartları altında 20 dakikada 1 defa ürerler! Bu, inanılmaz bir çoğalma hızıdır. Bu durumdan yola çıkarak yapılacak çok basit bir hesap, bize ilginç bir gerçeği verir
Eğer ki E. coli bakterileri bu şekilde sürekli üreselerdi ve bu herhangi bir sebeple engellenmeseydi, tek bir bakteriyle başlayan üreme zinciri sonunda, sadece 36 saat içerisinde Dünya'nın bütün yüzeyini 30 santimetre kalınlığında bakteri tabakası kaplardı!
40 saat içerisinde, kafamıza kadar bakteriye gömülmüş olurduk. Eğer uzayı yaşanabilir vakum alan addedersek ve birkaç gün içerisinde gözlenebilir Evren'in tamamı bakteriler ile dolardı (E. Ağacı)].
Bu çoğalma bile başlı başına nimet rızk olgusuna ters bir gerçekliktir. Buradan çıkaracağımız sonuçlardan birisi şu olabilir mi? Bakteri yaşamı sonuçta bir enerji çevrim entegrasyonudur. Boğazımıza kadar bakteriye bulaşan bir çevrede bakteriler ya birbirini yiyecekti.
Ya da her yeri kendileri doldurmuş olmakla bakteriler için başka beslenme olanağı (kritik durumu, zorunlu bir kritik eşik olanağı) olamayacağı nedenle bakteriler boyumuza kadar beslenip çoğalamaz olacaktı. Yani bakteriler kendi yaşamlarından ötürü kendi üzerine kendi etkileri olan fren ilişkisi içinde eylemlerini kritik eşik sınırla sonlandırırlar.
İşte tam da bu nedenle elmada yer yüzünü tek düze oluşla kaplayamazdı. Hayat ta, organik ve inorganikler de tam bu nedenle türlü türlü olmak zorundaydı.
Bizim için türlü türlü edilmiş bir nimet yoktu. Hayat ve inorganikler türlü türlü enerji akışıyla olmak zorundaydı.
Demir sülfür bileşimli inorganik için demir sülfür oluş sonuç olan bir durumsa da kükürt bakterisi için demir sülfür bir başlangıcı, bir besin ve bir neden durum olmayı temsil eden yeni bir varoluş biçimiydi.
Aksi durumda çeşit çeşit olamamak hayat olmanın, var olmanın neden sel oluşuna ters bir durum olurdu. Kaldı ki elma klima tik koşullara, rakıma, toprak türüne bağlı bir çevre etkisiyle kendi üzerine kendi etkisi olan bir kısıtlanmadır da.
Kayıt Tarihi : 23.12.2019 16:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/12/23/ittifaklardan-ne-anlamaliyiz-a.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!