3]Ne var ki toplumsal gelişmeler ve onu yapılaştıran kurum ve kurallar sık sık değişiyordu. Ya da ilk adımın ilişkilenme seremonice adımları, zamanla ve niceledikçe yeni ilişkilerin girişmesi dolaysı ile bir önceki adım gereksiz kalıp, ortadan kalkıyordu. Toplumsal ittifakın ilk adımından birisi olan, insan kanı içmek ve insan eti yemek buna bir örnekti.
Sonraki dönemlerde, toplumsal ittifaklıkların nesnelce kurumsallaşması çeşitlenip, kimi ittifakı öznelce araçların değişip, az da olsa kısmen bazı yeni araç enstrümanlar, oturmaya başladı. Kimi kurallaşan sürece göre, bu süreç sonrasında, yeni yeni ittifakı araç unsurlarının devreye sokacaktılar. Yeni devreye sokulan araç yol nedeni ile eski kimi öznel araç, kendiliğinden müstafi oluyor, boşluğa düşüyor, ortadan kaldırılması gerekiyordu.
İttifaklar bir kez ortay çıkmıştı. Geri sosyal birlikçi, komün döneme dönüş olanaksızdı. Yeni sorunlar yeni kardeşleşme tiplerine nicelenecekti. Bunlardan bir kaçı şöyle idi. Karşılıklı kız alıp kız verme üzerinden (berdelle) cinsel yolla kandaşlıktı. Yine sütkardeşliği üzerinden totem kandaşı sayılma. Kirvelik üzerinden totem kandaşı yapılma gibiden daha sonraki nicelenişlerlen, ittifakı kurumlaşmalar karşılaşılanacaktı. Yine, kardeş eşilme aynı totem gücün birliği (ilahlar birliği) gibi aitlikler üzerinden de, dönüştürülüyordu. Ki bu dönüşme giderek aynı Tanrı’nın kulu olma kardeşliği fikrine evrilecekti.
Yeni işlevler ittifakı, insanların kurban edilmesini yasaklamıştı. Yeni oluşturulan tutumların yanında insan kurbanının yerine, insana denk kılınan ve insan sunmanın canı ve kanı yerine geçen, can diyeti kondu. Yeni sungu, emek ürünü olandı. İnsanın alın terinin ürünü olan uygulamaların insan kurbanı yerine sokuldu. Tevrat’ın deyişi ile artık durum; 'artık insan kanı içmeyecek, insan eti yemeyeceksin 'di. Nuh (sembolizmi) , bu emir (ittifak) yüzden, tufan sonrası,Nuh bağ yapmak için emek verip ter dökecekti. Bağın üzüm şırasından kan yerine üzüm suyu içer olacaktı. Bu anlatım yaşantılaşan ittifakın, hikaye edilerek dilden dile öznelce tinsel totemci olumlama ilen aktarımı idi.
Artık insan kurbanı yoktu. Bunun yerine geçen; arpa, buğday, üzüm, hurma gibi çeşitli bitki; hayvan ve yağ, bal kaymak gibi hayvan ürünlerine dek sunuları vardı. Tabii ki insan kurbanı edimi bıçakla kesilir gibi birden kesilmedi. Ama insan kurbanı sunusu genellik olmaktan, meşru olmaktan çıktı. İnsan kurban etme, özel, tekil, tikel durumlara doğru geriledi. Bugün bile, gizli yapılan törenlerle, insan kurban etme inancı hala daha ortaya çıkarılmaktadır.
İnsan kurbanının müesses olduğu, birlik bağının geçişen, canca ve kanca aynı olmanın onama meşruti yaptırım basıncını sağlayan, kandaşça; kardeş eşmenin toplumsal birliğini ortaya koyan, insan kurbanı somut yaptırım girişmesi ortada yoktu. Ama o günlerin hafıza ve travma yapan dönemlerine değin insan kurbanı edilme süreç aşamalarına ilişkin, kutlamalarının saygılanması sürdü. Yapılan yıldönümü çevrimlerinde sungu bayramlarında; kendi canından, kendi kanından olanın, edimci etini yememeye dek, kanını içmemeye dek perhizin izi olan hafıza yapılarını deneyim ve bir öğrenme olacaktan unutmama adına, unutturmama günü adına, kurban adetleri yerleşmişti. Bu edimde çok şiddetli bir sosyal ve bireysel travmaların bilinç altı görünümüne değin savuşturulması vardır.
O günlerin insan kurbanına dek bütün aşaması, temsilen de olsa, seremonice edilen bir gelenek bilincine, çoktan dönüşmüştü. O anının yasını tutan, o anın karşı toplumlarına sunulan insan kurbanı (kendisinin) yerine geçecek, bitki ve hayvan sunumunu, gelenek eştirmiştiler. Kendisinden verilen bir kurbana duyulan acı ve üzüntünün sonucu oluşan, karşı taraflara sunduğu kurbanın etinden yiyip kanından içmemeleri gibi, o günün yasına dek, cinsel ilişkiyi kurmama gibi perhize ya da oruca değin edimlerin, gelenek aktarımı değişip gelişmeleriyle sürüp gidiyordu.
Tarihte sosyal birlikler döneminde insanlar, karşı topluluklar olaraktan bir birini, avlayıp yiyen ve kurban eden bir (yamyamcı) var oluşlar iken; insanlar, ilk kez ittifaklar nedeniyle, toplumcu amaçlı ve kendisinden de kurban olacakla, karşılıklı ve bilinçli ve amaçlı bir kurban edilim kurumlaşmasına ve kuralına girilmişti. İnsanlığın, toplumsal evrilişine dek kurban edimi aracılığı ile yeni yapılaşmasına tanık olunuyordu. İnsanlık yepyeni bir toplumcu ve amaçlı bir eyleme adım atıyorlardı. Bireysel amaçlı eylemler artık, onlarca sınama yanılmanın birikimi ile bilinçli de olacak olan, toplumsalın, amaçlı eylemlerine doğru evriliniyordu. Önüne geçilmez bir toplumsal güç ortaya çıkıyordu.
Ancak süreç boyu akışta; sözlü gelenek vardı. Ve daha sonraki yazılı geleneğin aktarımında; ortada ters giden bir şey vardı. Ortada kalkan çoğu süreçler ve bu süreçlere ilişkin kademe kademe olan tutumlanır bir ilgi bağı gelenekleri olan kimi figürler, toplumsal bağlamdaki yaptırımlar, olaraktan artık meşru değildi. Meşru olmadığı gibi ortadan da kalkmıştı. Yani gelenek olan inanmaların akli sözlü aktarımı olan yaptırımların, nesnel devinmelerine dek alanları şimdiden sonraya doğru yoktular. Aktarımların anlam ifadeleri bilinemez eşmişti. Bilinmezleşen aktarımlar, hikmetinden sual olunmaz olmuştu.
Onlarca yıl içindeki gidişte yol yürünmesi sonundaki oluşmalara dek değerlemeler giderekten de bu süreçlerin toplum sal gerçek temelini hem unutmuşlar, hem de bu değerler kendi var oluş gerekçe eşmelerini yitirmiştiler. Lakin halk içinde de ortadan kalkan geleneğin, etkin ve baskın izi, kutsanarak sürüp gidiyordu.
Geleneğin, altında yatan, nesnel süreçler bilinemez olduğundan (anti aksiyomer eştiğinden) dolayı, artık sürerde olan gelenek, anlaşılır gibi değildi. Gelenekler dolma kalemle olan bütüncü ilişkinliğinden kopmuş bir dolma kalem kapağı durumuna düşmüştü. Saçma sapan bir abuk sabukluk olan inançlar olaraktan da, bir yanılgı koyuşun, mantığı olaraktan görülüyordu!
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 27.9.2010 10:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!