Bu nedenle üreten gruplar, yamyamları kendi barınma alanına uzak tutmak için sunuları-kurbanları güvenli yere bırakıyorlardı. Yani tapınak alana bırakıyorlardı. Böylece üreten grubun kendileri adına verdikleri kurban veya sunu, giderek yamyamlıktan üretime geçen grupların karşılıklı ürün değiş tokuş sunusuna dönüşür. Bu dönüşme bir kurala, bir seremoniye, bir geçiş ritüeline, bir alışkanlığa, bir ayin kutsamasına dönüşür.
Kurban sunusu üretenlerle yamyamlar arasında totem dönemi boyunca yağmacılara ve yamyamlara karşı sıklıkla uygulaması süren bir kuraldı. Bu süreç barbarların üretim yapıp ürünlerini takasa sokması ile bir dönem bitecek bir dönem başlayacaktı. Totem dönem sona erecek ittifakı dönem başlayacaktı.
İttifak öncesinin üreten ve barbarlar karşılaşması olan sunu geleneği giderek, ilkin zamanla üreten iki grubun takas girişmesine dönüştü. Bu nesnel yansımaydı. Üreten iki grubun ürün takasları, birbirine taahhüt bağlanması oldu. Yani ittifaklar zorunlu bir karşılıklı ürün sorumluluğunu yerine getirmekle, karşılıklı olan ürün takaslar kollu terazi kefesi gibi bir sekans hareketiyle dengeye geldi.
Üreten yapının (ekonominin) temelinde zorunlu olan karşılığa bu sekans hareketi vardı. Bu zorunluluk hem kişilerin bilgi, bilinç ve eylemlerinden bağımsız bir zorunlu girişmeydi. Hem de grupların bilgi bilinç ve eylemlerinden bağımsız olan zorunlu bir girişmeydi.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta