Önce söz sonra kan ve kavranan
Beni anladığın zaman
Yaşamakdan söz açacaklar sana
Gizli ilimler de barındırdım gözlerindeki Masumiyetin iklimini
Kimsesiz anardım ona olan itiraf şiirlerimi
Altı sene ve 40 şiir defteri
Bir kadının tebessümü bile etmedi
Ben aynaya baktığım da kendimde
Kendimi eksik gördüm
Doğu batının sentezini dert edinen hafsalam da
Diyalektik olgusunda, duvardan olumsuzluklarla
Negatif diyalektik deyip umuduma
Göz yaşlarım bir bir döküldü
Sokrates, spinoza, hegel, kant diye
Çocuktum gökyüzü beni çağırırdı duyardım
Görünen hiçbir şey dikkatimi çekmezdi
Ve ben hayatım da ilk düşünmeyi sevdim
Mahlukdan mahluğa gittim geldim
Siretimi insan edebilmek için
Bir gül için bin dikene su veren alimlere
Hep imrendim
Uzaklardaydı, önümü görmekten korkardım
Tanrıyı aramaktaydım ve onu görmüyordum
Hem aramakdan hem aramamakdan korkuyordum
Kimseyle inancından öte dalga geçmedim
Tanrının varlığı sorusu kemiklerimi çatırdatırdı
Tanrının varlığını var oluş sancısı çekerek buldum
Geceleri ağlamaya, gündüzleri gecenin omasını Bekledim
Tanrı bana peygamberlerini sevdirdi
Onu sevenleri sevdirdi, buydu saadetim, Sevincim
Özümdeki bu tevhid fikrini
Tevhid ülkesine hakim kılmak için
Tevhid bayrağını nefsimin burcuna dikmekti hayalim
Ekmek teknesindeki nusrettin baba gibiydi
Gelecek benim için
Allah için seven, Allah için sevilen biri olmaktı niyetim ancak ben modanın mağarasına ışıksız girdim
İçerisi hissiz ve ifadesizdi
Sıradanlık, sürüdenlik hakim olmuş
Sonra dayandım Sokratese, hegele, sartreye
Onlar vesileyi biliyor vuslatı bilmiyor
Modanın ön sözü, son sözünü devirirdi genelde
Orada herşeyin devrildiğini gördüm
Bütün değerlerin yerini zeka almış
Bu yüzden afrika, orta dünya, uzak asya geri kalmış
Zeka üzerinden eleştiriyi hakim kılmak için
Alimlerin cahiller karşısın da sustuğunu
Liyakatin torpil karşısında yıkıldığını
Ve aklın her şeyi inkar etmesi için
Bütün medeniyetlerin, geleneklerin göreneklerin yıkılıp
Yerine arzularını hakim kılanları gördüm
Bir vakit işim, gücüm onu anmak olmuştu
Allahla olmak kadar olamamakda zordu
Onu anmak uğruna delirmek istemiştim
Onu anmadığım her ana sitem ederdim
Onu anmadığım zaman dünya kötülük kokardı
Ben bu kokuyu aldım
Ben ne mecnun oldum ne leylayı buldum
Ne tanrıyı kaybettim ne onu buldum
Onun olmadığı yer yok dediler
İğnenin deliğinden yıldızları gördüm de
Burnumun ucındaki elifi göremedim
Sonra anladım dostlarım
Savaşlar, açıklar ve kötülük neden oluyor
Anladım ki yaradanla barışmadan yaratılanla Barışılmıyor
Barış diyenlerin insanlığa mekkeyi, kudüsü küstürdüğünü gördüm
Tuzladılar yaramı, yaram koktu
Anamın gözlerinin için de buldum
Gurbetin kamburunu
Elbise giymeyi sevmediğim renkler öğretti
Yaşamın acısında ısınıyordum çünkü canım Yandıkça, canımın yanmasına alıştım
Ama yalnızlığımı yenemiyorum
Sırtım çok ağrıyor merhem sürecek kimsem yok
Belirsizlik üzerine kurulu hayatım
Hiçbirşey yapamıyorum bu belirsizliği yenmek İçin
Yemek yiyorum çünkü bu yalnızlığın duvarları
Arasın da beni yalnız yemek yemek mutlu Ediyordu
Ağlayarak yiyorum, gülerek yiyorum
Kitaplar yaşamın kalburu üzerinde kalan mücevherlerimdi
Tecrübe ettim, ne zaman yeni bir şey öğrendim
Elimdekileri kaybettim ve dedim ki
Ben artık beni cahil bırakan kitapları okumalıyım Dedim
Yaşam alanı daralırdıyatay ve dikey olarak
Bir hayaldi, kurmaca adamlarım olurdu
Hepsi mümin olurdu, beraber ağlardık
Dıştan yakamoz bir denizin kıyalarında hayat bulan baharken
İçten kıştım ve zemheriydi gözlerim
Önceki adımım sonraki adımıma hep ihtilal Yapardı
Karlı mizacımdan devşirdim
Yedi dağın gülü olmayı, olamadım
Yalancı hislerin yalıtılmış yalnızlıklarında
İyilik ve güzellik uğruna kadınlar hakkında
Kadın doğasına, şükürle, keyifle bakardım
Ben derdim ki bir kadının doğasını
Şiir imar etmeli
Aslında hiçbiri olmazdı
Tebessümleri betonlaşırdı, fikirlerin de çiçek Açmazdı
Betonarmeydi ruhları, tik tak sesleri
Kalpleri kadar katıydı
Ben kadın doğasını kadınlardan kaçırdım
Şiirime haps ettim
Hayal kurmak yok olmaktır
Evde kadın doğasını güzelleştirmek için hep hayal kurdum
Ahlardan kalma, ahlar çağında, ahlara tutunarak sevmiştim
Zehirden evlerin salgın yayan ışıklarında
Ahından utanan insan gibi sevdim
İnsan yarasını görmeyendir bunu anladım
Yar davasının susamış neferlerine
Kanımı içirdim, canım da besledim
Sen bilmesen de bastığın toğrağı
Yanım, yörem, sevincim, canım gibi sevdim
Alican Cullaz
Kayıt Tarihi : 18.12.2020 15:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!