Binlerce zelzelenin enkazı yığılmış ruhumuza
Dişlerimizde çürümüş sesimiz konuşamamışız. Sonra birileri gelip ufak bir sevinç tedarik etsin diye göbek kordonlarımızı bağlayıp safları sıkıştırmışız 7 kıtada
Kim miyiz?
Bozuk düzende durmuş donmuş minnacık bir çarkız. Sistemi değiştirmeye yeltenmiş ama ters tepmiş içine sıçmışlarız. Güzel bir sevgiliden edilgen kopmuşuz sürekli, karaborsaya düşüp kendimizi defalarca satın almak istemişiz sonra ne olmuşsa artık kendimizi yine kaybetmişiz. İnanmak istemişiz, sevmek istemişiz, tapmak istemişiz ama korkmak istememişiz. Bir yol kenarı dikeni olup yolcunun gözüne batıp durmuşuz, şarampole kırılmış bir direksiyonuz, sürekli kayan o ayak var ya işte biz hep oyuz. Geçtiğimiz her sokakta bütün sevaplarımızı kendini doğuran bir fahişeye hibe edip eldesiz yaşamışız. Bizler ki hiç tapılmamış bir tanrıçanın en takvalı kullarıyız.
Kıpırdatsa kendini dünya ve demir balyozunu vursa bütün uzaklıklara yine de kırılmaz bu mesafe
Alt tarafı bir hayal bile iki adım gitmez öteye
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta