İtiraf Şiiri - Mustafa Acıoğlu

Mustafa Acıoğlu
322

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

İtiraf

Nerden gireyim söze
Nasıl başlasın
Bu gün geçirdiklerimi
Sakarlıkla kısıtladım amma
Talihsizlik dersem
Daha mı doğru?

Yaa..!
İşte böyle
Çenem titriyor bu satırda
Katılığın arayışı bu satırda
Bu satır da hem mantığa
Hem yüreğe ters

Öncesine değinmeden bu akşam
Bu akşamdan konulmak istiyorum
Küçük düştüğünü hissetmenin
Rahatsızlığı üstümde
Otururken parkta
Tayluğumu bastırmak için
Tecrübeli sözler arıyordum

Hayattan bahsettin
Hayat..?
Ne dediğim hatrındadır
“bu işler nedir bırak
Kel başa şimşir tarak”
Hayata güvenmek mi?
Basit gerçeklere
Yoo hayır
Sabit alışkanlıklara
Umut bağlamışım

Karanlıkta bir fener
Misali muhabbetimiz
Fenerin cam rengi
Yanan fitille anlaşılır
Ben
Kısık hayat ışığında
İlişkilerimi renksizleştiririm
Göregeldiğim sıfatları senle
Gerçekler süpürdü zalimane
Sende hayat
Bir potansiyel hazine
Bende ise ölüm

Hani bir de titremenin faziletleri
Sevebilirsin titremeyi
Ne hatıralar canlandırır
Bilmiyorum titremek
Ben ise en son titrediğimde
Bir kara
Bir soğuk hücredeydim misafir
O zamandan beridir
Utançtır bana titremek
Utançtır çünkü
Ümitsiz bonservisimi hatırlatır bana

Nostalji ve romantizm
Yaş onbeşten üç ay geçkin
Bir kavga ikide geceleyin
Dar pavyon sokakta
Bu romantizm
Ve bir sabah
Yine surat Çarşamba pazarı
Bir kız hoşuna gider
Konuşuruz
“Kalır mısın? ” der
Kaldırırcasına yara üstünden
Yara bandını
Öylesine acılı
Bir o kadar acıklı
Öylesine keşerten bir ayrılık
Bu…
Nostalji? !
Ve… kavgan uğruna
Süngülerle deşilmek
Kör kurşuna yenilmek
İplere çekilip
Darağaçlarından uçuvermek
Bambaşka bir diyara
Bu da fantezi
Nasıl?

İlk oturduğumuzda parka
İlk sözden daha
Anlaşlıyordu o iki hece
“Gel-me”
Merakım
Hüznümü bastırıyor
Dudağımda titreşen tereddüt

İkili yapımı da anlamadın
Damarlarımda çözülen o şeyi
Bilip anlayabilirmisin ki?
Hayattı bu işte
Tökezlese de
Felçli olmayan
Bir anlamlılık ifadesi

İkililiği de anlamadın eminim
Şu basit tarifle açabilir miyim?
Kendini insanın ikiye bölmesi
Her iki parçanın
Karşıkarşıya gelmesi
Vuruşup çatışması
Buna gerçek
Ve buna normal denmesi? !

Sol gözüm seğiriyor
Hançeremde gülüş
Gözlerimde çiğ taneleri
Harbiden seğiriyor
Hiç beceremediğim ağıdı
Yakabilirim bu gece
Ama
Ağlamadan kasdım bu değilki
Ağlamak
Sarsıla sarsıla ağlamak
Seline kapılıp afallamak
Hükmetmek mümkün olmasa

Sende kendimi görüyorum belki
Sonsuzluğumu
Mevlana şems
Yunus taptuk misali belki
Tüm varlığım
Bir çift göz ölüyor bir zaman
Hayal gücüm de
Ne kadar çılgın ha?
Ne profesyonel kelimeler
Bulurmuşum kur yapmaya
Ama öyle değil işte
Bu…
Hissettiğim hayvansı gerçeklik

Alt olmadım ben hiçbir yerde
Karşındaysa bir izmarit
Bir ateş artığıyım
Kül… Kül

Bakışlar bir nakarattan ibaret
Ve hafızama
Hücre hücre sabit
Şu sana söylediklerim
Aşağılık duygusu
Bana bunu yakıştırıyorsun
Yıllar yılı çeşitli bahanelerle
Gizlemeye çalıştığım acizlik
Bunun yüzde yüzlüğüne inanmak
Tamam
Senle daha objektifim
Amenna
Kendi kendime itiraf etmediğim
O kompleksi
Tüm çıplaklığıyla
Sen karşıma koydun
Ve anladım…

Ama belirsizliğim
Yenemedin onu
Yenemedin eminim
Ben de saplantılarımı
Ne kadar sistemli düşünsem de
Eğildiğim her soru
Mitoz bölünmeyle sonsuzlaşıyor

Onlardan alıyorum birini
O da sonsuzlaşıyor
Bu acizlik
Ama bu acizliğimin
Kültürle zamanla ve mekanla
Yetersizliğiyle
Bir alakası olduğunu
Düşünmüyorum

Seni böyle önemsemem de
Belki de
Batılı bir esret tavrı takınma
Yani…
Üff…
Her şey ne kadar da karışık

Kalkıyoruz…
Buruk latifelerle
Kaçamak yapmak istiyorsun
Mistik bir ahenkle
Söylediğin sözlerin
Kayboldum
Mecaz-gerçek çatışmasında
Tüm benliğimle teslim olmasam da
Bil ki seni anladım

Mustafa Acıoğlu
Kayıt Tarihi : 5.5.2006 18:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Acıoğlu