Insanları birkez daha tanıyamadığımı anladım, halbuki bir çift gözün herşeyi anlatacağını düşünenlerdendim. Yanılmak ve hayal kırıklığına uğramak, demek ki bunlarıda yaşamak gerekiyor. Aslında bir çift güzel göz değilmiş herşeyi anlatan. Güvenmek, insan olduğu için inanmak ve kalbinin bir köşesinde mutlaka iyi biri vardır diye düşünmek… Saçmalıkmış. Büyük bir pazarın içinde herşey satılığa çıkarılmış güven,sadakat,onur ve en önemlisi insanlık. Paranız ne kadarını almaya yetiyorsa alıyorsunuz; biraz güven, biraz sadakat,biraz insanlık ve işte karşınızda insan görünümünde bir ucube. Belki çok karamsar olmaya başladım belki de bende bu koca pazarın ürünlerinden biriyim kim bilebilir belki de aynı şeyler benim içinde düşünülüyor. Böylemiydi eskiden, yoksa insan=insan mıydı öyle olduğunu düşünmek istiyorum ve belki de o günlerden bugüne gelen sürgünler vardır diye ümit etmek istiyorum. Birden dank ediyor kafam ve “Umut asla bir yöntem olamaz” cümlesi geliyor aklıma bu söz bile belki de birçok şeyi çok güzel anlatıyor. Yöntem zart zurt bir mekaniğin parçası,bir robotun besin kaynağı. Nedir yöntem, artık duyguların ismi yöntem oldu sanırım. Ne demeli bilmiyorum sanırım ben artık ölmeliyim ve sonsuzluğa karışmalıyım. Çirkinlikler o kadar fazlalaştı ki artık doğru olan ve güzel olan davranışlar ve duygular bile herkes tarafından onarmal karşılanır oldu. Birine yardım etmek saçmalık, bulduğumuz bir para yada bize ait olmayan bir eşyanın sahibini aramak ahmaklık ve delicesine sevmek duygularını göstermek sonuna kadar yaşamak ve hatta elini tutmak için haftalarca hatta aylarca acı çekmek şiirler yazmak bir aptallık sayılır oldu. Eskiler böyle değildi değil mi lütfen evet deyin lütfen… Yoksa boğulacağım, nefes alamıyorum ve yaşamaktan tiksiniyorum. Hadi haksızlık etmeyelim belki bir yerlerde, kuytularda,karanlıkta yada kafdağında bir yerlerde insanın müsveddesi değil aslı vardır. Ben artık onu arayacağım hayatımın bundan sonraki akışında. Belki nehir bir göle, bir denize yada bir okyanusa akacak ve işte ait olduğum yer diyeceğim. Yada hiç bir zaman bir yere varamayan umutsuzca akan bir nehir olacağım. Bir o kadar karmaşık, bir o kadar üzgün ve bir o kadar insan.
Gece uyanmaya başladı, o koştura dursun güneşine ben hala düşünmekteyim neye koştuğumu, kime koştuğumu ve niçin koştuğumu. Bunları düşünmek sanırım delilik belki de herkes normaldirde benimdir normların dışında olan. Sanırım bir gerçek çıkıyor orataya bunca karmaşadan ve çelişkiden buraya ait olmadığım. Bir ağaç olmalıydım ben bir deniz kıyısında ve denize sevdalı. Kocaman bir gövdem ve milyonlarca yaprağımla sevecektim onu ama ulaşamayacaktım belki kışın sert rüzgarları kurumuş yapraklarımı saracaktı ona ama hiç bir zaman kavuşamayacaktım. Yada bir bulut olmalıydım sürekli ağlayan gözyaşları ve acısını kocaman bir dünya ile paylaşan. Yada bir ipek böceği olmalıydım kozamdan çıktığım ve özgürlüğe uçtuğum ilk heyecan sonum olmalıydı. Ama olmadı insan oldum veya insanlıktan çıkmış bir müsvedde.
Kalbimi dökyorum size, işte buyum ben haykırıcasına bağırmak istiyordum bunları ama yapamadım yıllar yılı ama bakarmısınız yazı gecenin bir vakti çıkıyor ortaya ve bu saatte ancak kelimeler duyabilirdi haykırışımı. Siz okurken ne hissedeceksiniz bilemem belki gülüp geçecek, belki amma saçmalamış diyeceksiniz ama benimle karanlığı yaşamadığınız için size kızmayacağım. Hepinizin bu satırları yazdığım anda yanımda olmanızı isterdim haykırışlarımı ve geceye müsvedde olmaya meydan okuyuşumu görmenizi isterdim. Ne çok şey istiyorum değil mi? Hayır demenizi çok isterdim ama bende müsveddeyim hala hemde sizin gibi insan müsveddesi o yüzden evet demenizi beklemiyorum. Kelimelerde olmasa belki haykıramayacağım içimi, akıtamayacağım bembeyaz bir sayfaya
Mahir CelikKayıt Tarihi : 22.3.2005 03:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!