Şair Berzan - İsyanımız uygarlığın ta ke ...

Şair Berzan
72

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Düşündüğümüz uygarlık karşıtı anarşiyi sizinle paylaşmadan önce aklınızda bulunan anarşizm kelimesinin kendimizce açıklamasını yaparak olağan sorular ve cevaplardan yazıyı ayıklamak istiyorum. Benim ve benim gibi düşünen uygarlık karşıtlarının hayalindeki anarşizm tamamen sol kimlikten arınmış örgütlenme (burada sendika,parti vb. öncü örgütlenmeleri kastediyorum) , politikadan ve sınıfsal mücadeleden ayrılmış tamamen anti-otoriter ve özgürlükçü bir mücadeledir.

Devrim savaşının temelini,doğrudan eylem bilinci ve kendi kendine örgütlenip görevi bittiğinde kendini yok eden birlikteliklerden oluşturur. Her birey kendini özgürleştirme bilincini kavramış ve diğer arkadaşlarına birikimlerini aktarırken liderlik vasıflarından kendini arındırmıştır. Kişi önce kendini sonrada dünyayı özgürleştirme bilincine erişmiştir. Bu bilince sahip bireylerden oluşmuş birliktelikler kendi aralarından doğrudan eylem doğrultusunda sistem ve dolayısı ile uygarlık karşıtı mücadelelerini sürdürürler. Bizi diğer anarşistlerden ayıran özellikler birlikteliği oluşturan bireylerin tamamen kendi istekleri (ki bu istekler tabi ki mücadelemiz ile aynı doğrultudadır) doğrultusunda her zaman her an doğrudan eylem yapmalarıdır. Türkiye coğrafyasındaki anarşistlerin temel sorunu olan eylemsizlik ve doğrudan eylem bilincini kazanamamayı üzerimizden atmış durumdayız. Her ne kadar bazı eylemlerimiz diğer anarşistler tarafından beğenilmese de mücadelemiz bu doğrultuda sürmektedir. Hedefimiz her fırsatta otoriteye,sisteme ve uygarlığa olan kinimizi ortaya çıkaracak eylemler yapmaktır.

Kendimizi size anlattıktan sonra sıra mücadelemizin teorik kısmına gelmiştir. Hedefimiz (ismimizden de belli olduğu üzere) uygarlığı ve dolayısı ile tekno-endüstriyel sistemi yıkmaktır.Şimdi bu yıkımın gerekliliğini anlatacağız.

Tekno-endüstriyel sistem,sanayi devriminden sonra dünya ve üzerinde yaşayan varlıkları daha fazla etkilemekte ve kendi sonunu getirmektedir. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle mevcut meşru otoriteler güç kazanmış ve anarşist mücadele ciddi güç kaybına uğramıştır.Şirket ve patronların giderek güç kazanması sosyalist devrimi ve onun teorilerini giderek büyük bir çıkmaza sürüklemiştir.Karl Marx ve diğer komünist düşünürlerin teorileri giderek gerçekliliğini yitirmektedir.Buna karşın tek çıkar yol olan anarşizm ise otoritenin sonsuz gücü ile yarışamaz hale gelmiştir.Sistem yaşamın her deliğine sızmış ve biz farkında olmadan bizi kendine muhtaç hale getirmiştir.Bu muhtaçlığın temeli tekno-endüstriyel sistemdir.Bu sistem tamamen otoriter ve özgürlüğü kısıtlayan bir düzeni savunmakta ve bizi bu düzenin bir parçası yapmaya zorlamaktadır.Sistem varlığını sürdürebilmek için bizi ve davranışlarımızı kısıtlamak zorundadır.Her ne kadar diğer kendine özgürlükçü diyen ideolojilerin (komünizm,komünist anarşizm vb.) savunduğu özgürlük politik devrimle geleceği masalı ortalıklarda dolaşsa da biz gerçeği gözler önüne sürmeye başladık ve devam edeceğiz.Sistem şekil değiştirse de sonuç olarak iskeletini kaybetmeyecektir.Özgürlük her zaman kısıtlanacaktır.Çünkü özgürlük sadece maddi veya düşünce ile ilgili değildir.Özgürlük propagandasızlıktır,eğitimsizliktir,anayasasızlıktır.Özgürlük psikolojik sınırlanmasızlıktır.Politik devrim,bilim sürecini engellemeyeceği ve diğer politikalarla yarışta bilimi destekleyeceği için(örneğin Sovyetler Birliği) psikolojik denetleme giderek artacaktır.Propaganda ve eğitim teknikleri ile beyninizi sulandırmaya devam edecektir.Sosyalist bilim adamları sizi programlamaya başlayacaktır.Yada en basiti yiyeceklerinizin genetiği ile oynayıp sizi kendine bağımlı hale getirecektir.Gerçek domates yiyememek özgürlük müdür? Genlerinizle oynanması özgürlük müdür? Koca bir makinenin küçük bir dişisi olmak özgürlük müdür?

Tamamını Oku