İsyanlar biriktiririm
Geçmişe ve geleceğe dair
Ölümü cebimde taşırım çoğu zaman
Kimi zaman da yakamda bir gül gibidir
Asi yanlarımı bileylerim
Sevda taşında
Kelimelerim hep aynıdır değişmez
Dalından bir yaprak düşse
Kabarır öfkem
Hırçın bir deniz gibi
Korkarlar benim sevdamdan
Çünkü bilmezler
Ayargaçları demir bukağılarla bağlıdır
Siliktirler şahsiyetsizdirler
İntikam ateşini harlarım
Gün be gün
Bükemedikleri fidanları kırarlar
O yüzden
Attıkları adımda rahat değildirler
Yapay kabadayılıktır meslekleri
Korkusuzca yürürler
İçlerindeki korkuyu bastırmak için
Gök gürlese
Kulaklarını tıkarlar
Şimşek çaksa
Işığında yürürler
Karanlık bastırdığında
Çakılıp kalırlar
Çünkü yürekleri karanlıktır
İnemezler kendi yüreklerine
Adım atmaya korkarlar
Bazen köpek gibidirler
Uzaktan uzağa havlarlar
Bir tutam et verecek olsan
Dil sarkıtıp salya akıtırlar
Kimi zaman kuyruk sallarlar
Aslan kılığına bürünmüş hem cinslerine
Bir bakarsın
Kendi çöplüklerinde horoz olurlar
Bir de bakarsın
Aynı çöplükte tavuk oluvermişler
Pıtır pıtır yumurtlayan
Makam ve mevkiden ibarettir bunlar
Oysa kendileri bir hiçtir
Tutundukları bir örümcek ağıdır
Budur güvendikleri
Ve de şerefleri
Ve de haysiyetleri
Bir parmak dokunuşuyla
Birden açıkta bulurlar kendilerini
Şerefsizce haysiyetsizce
Bir fiske
Sadece bir fiskedir bunların sonu
İsyanım kişiliksizliğedir
İkiyüzlülüğedir
Cehennem olup yakmak isterim
Ateşe susamış ruhlarını
Ama yine de
Bir yanım merhamettir
Kardeşlerim olsunlar isterim
Öte yandan
Sevdalarım vardır
İsyanlar içre
Sevdam ki
Nice ölüme hayat vermiştir
Sevdam ki
Ölümün gözbebeklerinde parıldar
Yürekleri taşla örülmüşler
Ölüme bu denli bakamazlar
Yarenlerim vardır
Sonra ve özel olarak
Azdır ama onlar
İçine girince kâinat gibidirler
Sevda çağlayanları vardır
İçtikçe kanmazsın bir türlü
Gökkuşağının yedi rengini de barındırırlar
Gökyüzü gibi gözbebeklerinde
Duyguları vardır
Ekvator ormanları gibi
Geniş yapraklı duygular
Serinlik verir insana
Düşünceleri selvi boyludur
Kökleri derinlere uzanırken
Dalları göğerir bulutlara
Hüzünlüdürler
Acıyı maya olarak katarlar
Hüzün hamuruna
Sevda ekmeğini pişirirler
Köz haline getirdikleri
Kin ve intikam ateşinde
Ve saygıyla ikram ederler
Yüreği aç olanlara
İnançlıdırlar
Sarsılmaz kaya gibidirler
En şiddetli sarsıntılarda
Dağlar oynar yerinden
Yürekleri bir milim kaymaz
Rüzgâra kapılmazlar
Dimdik dururlar eğilmezler
Günebakan çiçeği gibidirler
Her dem yüzleri Allah’a dönüktür
Nemli gözleri vardır
Yürekte kaynamayan yaşı
Akıtmazlar gözlerinden
Dizlerinde kulluğun
Omuzlarında kardeşliğin izleri vardır
Ölüm onlara gelmez
Onlar ölüme giderler
Gelin almaya gider gibi
Sonra
Dostlukları vardır
Mahremdir özeldir
Kimsecikler bilmez
Gizli ve içten severler
Vefasızlık yoktur kitaplarında
Yürekleriyle konuşurlar
Yürekleriyle dinlerler
Her biri bir aynadır benim için
Her birinde farklı yönlerimi görürüm
Şimdi
Ölümlerin israf edildiği bir çağda
Ben ölümü dostlarıma adıyorum
Söyleyin bana
Ölümüme paha biçebilecek olan var mı
07.08.2005
Kayıt Tarihi : 16.2.2019 21:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!