Şu cümle küçüklüğümden kalmadır;
–isyan etmek olmaz, kötüyü çağırırsın, sessizce kabullen..
İstanbul’ da yaşıyorum Türkiye‘ nin en büyük şehrinde ve bu cümleyi kurabilecek haddeye ulaştım. Vaziyetimiz, hani sık sık derler ya;
-Allah kimseyi hastanelere düşürmesin… hallerinde.
Benim dayanma sınırlarımın iflasın eşiğinde olma sebebi de bu. İki haftadır hastane yolları, testler ve tahlillerle telef olduk. Hele hasta olanın hallerini hiç anlatmayacağım. Bir soru sorduğunuzda doktorlar isterlerse zorla ağızlarından birkaç kelime çıkarıyorlar, o da ister anla ister anlama kısa cümlelerinden ibaret. Teşhis konulamıyor, yeniden ve yeniden başlanıyor her şeye. Her birim birbirlerine danışmadan, bağımsız rapor yazıyor. Bu kopukluk yüzünden yeniden ve yeniden yaşanıyor. Ağlar mısın güler misin? ! Yapacakları bilgisayarın iki tuşuna basıp isim yazarak bilgilere ulaşmak. Ve biz mekik dokuyoruz, beyin cerrahları, nöroloji, nükleer araştırma, dahiliye ve vs vs.. Sonuç tam bugün alınacak iken; doktorumuzun kayınvalidesi vefat etmiş ve kimse yerine bakamıyor denilerek yine ertelendi.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Biliyorum dayanılmaz. Ama dayanmak zorundayız Şule. Acil şifalar diliyorum...
Sevgi ve sabırla kal...
Yüreğine dokunmak isterdim.. ve o bir türlü akıtamadığın yaşladı tek tek sökmek isterdim kirpiklerinden.
üzgünüm..
Geçmiş olsun diyorum. Yıllardır kanayan yaramızdır bu konu. (Diyeceksiniz ki kanamayan yerimiz kalmış mı zaten.) Dile getirdiğiniz için teşekkürler. Sevgiler...(Melih)
üzüldüm be abla :-(... Azrail'ede bugun git yarin gel denilemiyor ki...
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta