Bir hikâye okudum bu gece. Hikâyede ‘kimi zaman kişi bir istiridye gibi içindeki sevgiyi büyütür büyütür ve sevdiğini dünyanın en güzel inci tanesi yapar, karşısındaki kişi ise bir yılan gibi karasevdanın zehrini sunar kendini o sevene. Ve kendini en çok sevdirdiği anda da bir dürr-i yektagibi bırakır sevdiğini ve ona kucak açmış bir başka istiridyeye gidermiş. Onuda bir kara sevdaya düşürmek zehrini ona da akıtmak üzere…’
Peki, benim sevdadan yana üzerime düşen ne. Onca acılardan gülerek geçtiğim zamanlarım, yüreğimdeki derince yaralarım, cehennem yangınlarım… Sevdanın bana bu hoyratlığı niye…
Neden yaşamın her şeridinde hep zoru seçişim. Neden sevdayı ruha bu kadar sindirip böylesi ızdırap çekişim. Neden gözlerime acının rengini verişim. Neden hiçbir zaman inci tanesi gibi hissedemeyişim.
Soluğuma karışan kentlerim var benim, aşk hikâyeme boyanmış bütün mevsimlerim, seninle arşa ulaşmış yüreğim ve ancak gözlerinle tamamlana bilen soluklarım var benim.
Ömrümde acıların hükmüne karşı duranım. Seninle zora göğüs germelere eyvallahım ver benim.
Alnıma yazılmış uzun boylu acılarım, ömrüme yarattığım tufanlarım, kendi ellerimle hep zoru tutmalarım. Yaralarımdan yarattığım şiirlerim var benim.
Ve ömrüme senin gelişin. Dokunduğun her yerde çiçekler açtıran ellerin. Zorum, kendime kızmalarım, inadına kaderim. Seninle kendimi bulmalarım var benim.
Sen bana günün her şafakta yeni umutlara gebe olduğunu hatırlattın yeniden. Sen artık inanamam dediğim anda en çok inandığım. Dostum, sırdaşım, sevdam… Beni nice zehirlerden sakınan. İstiridyeyle inci tanesinin hikâyesini tersine çıkaranımsın benim.
Rabia BalabanKayıt Tarihi : 20.2.2010 15:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

İnci sancı mahsulüdür
İnci, inci dediniz
İndiniz dibe
Değer verdiniz sözde
Deldiniz yüreğinden
Dizdiniz birer birer ipe
Beklemediğim bir anda
Giriverdi kabuğuma
Minicik bir kum tanesi
Sığındı bağrıma
Sardım sevgi kundağıma
Uyuttum kucağımda mışıl mışıl
Büyüttüm sabırla
Sedefimle parlattım pırıl pırıl
Dalgalar sallardı salıncağında
Rüzgarlar ninni söylerdi
Yosunlar okşardı usul usul
Ne kadar mutluyduk
İncimle biz..
Kıyısız okyanusun kuytusunda
Yoktu kimseye zararımız
Sessizce yatardık koyun koyuna
Hiç ayrılmamaktı kararımız
Nasıl buldunuz oralarda
Getirdiniz bizi oyuna……
Bir tanemi benden çaldınız
Koynumdan koparıp aldınız…….
İnciyi keseye
Beni attınız yere
Kalıverdim incisiz
Bıraktınız bir tanemi istiridyesiz.........
Kabuklarım kırılır
Çakıllarda çatır çatır
Acısıyla inleten
Dalgalarla boğuşurken
Hasret çığlığım mıydı denizi titreten?
Okyanusun ıssız koylarında avlarken incileri
Görmezsiniz ki
Çisil çisil dökülür gözlerimden
İnciler iri iri
İncim gerdanda kırıtır
Hanımın boynuna dolanırken
İnci avcıları sırıtır
Cüzdanları dolarken………
Herkes memnun yerinden
Kimse anlamaz kimsenin halinden.........
İnci Germenliler TEBRİKLER...SEVGİLER...
TÜM YORUMLAR (10)