İSTİRİDYE KABUKLARI
Uğuldayan bir hayatın ellerinde,
Ufalanan erguvanlar ağlıyordu.
İstanbul' un eski konakları gibi
Göğün karşısında şehrin çaresizliğiyle,
Rübaimde unuttuğum kalemim,
Uzunca soluğumdu.
Güller koparıldı,gülistandan çoktan,
Üşüyen kentin sokaklarında,
Yırtıldı boydan boya yalnızlık.
Kırlangıçlar göç ederken
Leylekler uzak diyarlara
Uzatıyordu gagalarını.
Ayaklarımı ısırganlara sürdüm,
Eski zaman heykelleri gibi
Kırık dökük,
Kolları bağlı gölgeler dolaşıyordu
Kaldırımlarda artık.
Bir masaldı kalbim belki de,
Kır saçlı gemide bırakırken sesini,
Hatırlamak ardıç kuşu,
Unutmaksa güneş,
Ne tambur,ne keman, ne de ney,
Aşk en çok karanlıkta erguvan kokmalı derdin.
Çadır bezlerinden darağaçları kurulurken,
Uzattım başımı taşlara,
Hallac edasıyla.
Çekip gideceğim bir Üsküdar gecesinde,
Yorgun gözlerimi dağa kaldıracak
Mansur yüreğim.
Susturun ne olur,piyanoda Itri' yi,
Kanun anlatsın lisanıyla,
İstanbul' dan kalma hüzünle,
Bir erguvanın avuçlarımda nasıl yandığını.
Süheyla Altinkaya Turan
Kayıt Tarihi : 11.2.2018 15:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!