Bağışladığım gelecekte, ıslık kadar çalabiliyorum geçmişi
Rüzgâr yine senden yana esiyordu
Rodos’tan yeni demir almıştım
Aklıma, sahnen geliyordu
Aklıma, sen geliyordun; tepeden tırnağa zarafetin
Güzelliğinden bir damla eksilmemiştin
Aklıma, yalnız sende olan on mısra geliyordu
Her aklıma geldiğinde,
İçimden telaffuz ediyordum gözlerimi kapatıp,
Gözlerimi kapatıp, bazı sükût zincirlerini kırarak;
Sanıyorsam suya okuyordum, ellerimin tersi yere bakıp
Yıkılmış beşinci harikanın yerine, heykelini yaptıracağım
Bir ayağın kalbimi çiğniyor olacak, diğer ayağın…
Altından yalnız zaman geçecek, koca koca zamanlar
Bir kamarot harcadım, yumruklarım kan içinde,
Güverteye yığılıp;
Yalnız, ağzımdan kaçan ismini işittiği için,
Kalabalıklığına rağmen,
Hınçla vuruyordum apansız, Concusça
Tüm güverte, hayret ve kınayan süzmesiyle
İzmir’e dek beni ortalıktan kaçırmadı
Vapurda adamı terk ediyordum, gözden kaybedinceye dek
St. Şövalyeleri ile
Theologos’tan Afántouya ıstırap dolu ouzo içtim
Agios Spiridonas, bir şeye hayran;
Bendeki seni özlüyordu
Kimsenin uykuda olmadığı, serin denilecek vakitlerde
Kordon boyunda maviyi koynuma alıyordum
Yağmayan bir gürültü dinliyordum; mavi sıcak
Tenhaya denk düşen sessizlik yaklaşıyordu; mavi tatlı
Işıklar yanmaya hazırlanıyordular; mavi yumuşak
Neyi unutacağımı, perişanlığımı utanacağımı, bilmiyordum
Omzuma dokunan, tanrının eli olmalıydı;
Onu hissediyordum
Mızıkamı bana çalmam için getiriyordun
Birden bire özlediğim bir hayatmışsın gibi sarılıyorum
Seni kollarımın arasında sarıyorum, kucağıma alıyorum
Beyaz kayığa atlayıp, uzun uzun mil kat ediyor mızıka
Kayıt Tarihi : 21.4.2012 23:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!