Bana ait olan her garabetin damarında
Hava kabarcığı kadardım
Dönüp dolaşıp dört odaya geldiğim vakit
Sektireceğimi, sendeleteceğimi, kriz geçirteceğimi;
Biliyordum
Sigarayı üç pakete çıkardım, ciğerlerimi sana bağışlıyorum
Senden sonra âşık olamadım ama;
Engelleyemedim olanları!
Çeşit çeşit il ilçelere girip çıktım
Zevk derseniz bunun adı;
Ellerim, hâlâ başka bir manzara çiziyor
Kin derseniz bunun adı;
Küçümsemeye çalışıyorum, sakilikle
Kim? Derseniz bunun adı;
Vahşi bir canavarmış gibi ondan korkuyorum, korkuyorum
Zeytin dallarının yemyeşil, kirazın kör buğu verdiği,
Alaca bir bereket sarı kamışlardan havalanan;
Kaldı ki yumurtlamıyor baharları bir çift kanat
Ürkütmüşüm her şeyi, ama her şeyi
Kimliğimi, kum ve çakıl ve çöplü bir sahilde yakmıştım
Hâyâl ettiğim özgürlük için verilmiş en radikal karardı
Yoksa kanımla bir şeyler yazar bedenimle noktayı düşerdim
Kullanma kılavuzuna inanmadığım bir akıl bozuyordum
Zaten garantisi yok!
Belki senin yaptıkların,
Belki benim bir baltada sapsızlığım;
Altın harfli heveslerin için öylece ortada bırakışın,
Parça pincik ettiğim takvimlerin en kanamalı yırtılışlarıydı
Şimdi,
Son kez daha seni her yerimden terk etmeye hazırlanıyorum
Alıştırıp alıştırıp böylesi zafer görülmemiştir!
İnsan tatmadığı şeyin nesini özlesin?
Özlemeden yaşayabilmek,
Deneyebilmek için özlediğim
Gölgemi yirmi dört ay bir su birikintisinde boğdum
Mustafa KöklüKayıt Tarihi : 21.4.2012 23:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!