Yâr ve diyardan uzağa gittikçe
Her zamankinden daha da yoksulum
Fakirlik insana düşünmek için cömert zamanlar tanıyor
Günlerce İstanbul’suz ve bir o kadar kırgın
İçimde, benim bile saklandığım bir düşman biriktiriyorum
Uykularla bile özlemleşerek tekerrür edecek
Her sancılı kırık fincanı, param parça ediyorum
Sayfa sayfa sözlükler çıkarıyorum en az harfli
Birçok kelime var anlamın daha yerine ermediği
Zaman tekrar etmez, anılar sadece, anılar zihnimizde
Seni görmeseydim keşke bir kerecik
Hiç ve hiç ne gözlerini ne ismini bilmeseydim
Böyle kahrın çeşit çeşit zümre etmeseydi, pıhtı
Revan bu biçtiğin ömrüm;
Her yerinde senden münezzeh olsaydı!
Kendimi avutamıyorum, avutamıyorum…
Deniz kenarından yürüyorum,
İsimsiz tepelere tırmanıyorum
Acayip kırmızı geliyor masa örtüleri, salıncaklar
Çocuklar seçiyorum; horoz şekeri, çikolata alacak
Taş sektiriyorum, Beşiktaş’ta gol olacak!
Meşgale kalmayınca avunamıyor insan, bir başına
En fazla ölebiliyor insan, en fazla!
Radyo açıyor münasebetsizin teki, mayhoş
Birden sesini duyuyorum; o muhteşem, bir o kadar büyüleyici
Sen felaketi işitmiyorsun tabi;
Kimliğimi yakıyorum, sesin ertesi
Anahtarlarımı denize fırlatıyorum;
Kahrediyorum, kahrediyorum
Yalnızlığımı terk edip gölgemi de öldürmek isterim
Bir cümle söylemiştim bir tek öznesini biliyorsun
Mustafa KöklüKayıt Tarihi : 21.4.2012 23:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!