Bir kahvenin ne kadar acı olabileceğini bilmiyordum
Bütün hatıraları tek tek yaşamaktan tükeniyorum
Gün ortaları tanımsız tarifsiz dile geliyor
Bir şeyleri özlemenin kesikleri olduğu aşikâr
Yokluğunu mu ürpertiyorum bir kerecik?
Unuttuğum bir resim, her köşede afiş afiş
Satıcılar, seyyar satıcılar, sabit satıcılar
Akla düşüyor ismin, senin bakışların herkes için;
Taksim dar geliyor, bilmem ne bela bu Cuma
Aramızda evler, duvarlar, akasyalar…
İş bu ya, göze batıyor tanışmışlığımız; ayaklarının ucuna
Nizamında silkelenip, yeniden silkelenip
Bir adam olamıyorum ne yapsam
Sen bir herif tutturuyorsun üç gece sonra ansızın
Annen baban bilmiyor geceleyin kaçtığını, çeyizsiz
Bilmem ne buluyorsun? Ben burdayım üstelik!
Yakışıklı bir arabanın, şöhrete götüreceği rivayeti;
Vurgun ki, en namussuz yarayı dalga dalga kapatmıyor
Vicdansızlık şöhret basamaklarına adım atacak;
Zaman çaplı hasar, mahalleden taşınmamla yıkılıyor
Işıkların ve bütün tersanelerin yandığı bir akşam
Günahını, sevabını, taşını, toprağını;
İstanbul’umu terk ediyorum!
Kayıt Tarihi : 21.4.2012 23:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!