her açıldığında,
yüreğinin içinde gizlenen zamandan bir yaprak
arkandaki izler buğday tanelerinden küçük
önündeki çakıl taşları sert
her duyduğunda bir söz sana dokunacak
içinde hapsettiğin kelimelerden
ya da
yasakladığın imgelerden
bir resim sana bir şeyler bulduracak
arta kalanlardan
gün gece fark etmeyecek
yeni yeni sevdalanman da
aldatıların seni hançerleyecek
masum bir çocuğun gözlerine baktığında
ya da yaşlı birinin çizgilerinde oyalandığında
bir bardaktan yudumladığın son damla gibi
aksine boğazını yakacak bütün zerreleri suyun
ferahlamak hayal
yoksunluğunda sevginin
gelip geçecek bütün gemilerle
el sallar gibi kalbindekiler bir an
kaybolup gidecekler uzaklaşan yelken bezleriyle
en son beni göreceksin her başa döndüğünde
çeşit çeşit akşam güneşleri dolduracak ufkunu
sevdiğin denizler kadar
yalnızlık rıhtımlarında dolaşacak
elleri ceplerinde sırtı dönük insan figürleriyle donatılmış gölgeler
dolduracak göz perdelerini...
bir roman bir öykü bir şiir
sende hep yaşanmışlıkların pişmanlığı olacak
bu benim hikâyem diyeceksin her anlatıldığında
bunlar benim bulutlarım
fırtınalara tutulmuş duyduğun martı çığlıklarını
gördüğün kayalıkları sahipleneceksin
delip geçecek seni her gün
kara bir perdeyi yırtıp bir duvara saplanan
affedilmezlikle gerili yaydan çıkan ok
her gün öleceksin,
ölünceye kadar bir gün
Kadir BıyıklıKayıt Tarihi : 2.10.2009 17:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kadir Bıyıklı](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/10/02/istirap-13.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!