Tarih bilmeden ezberden sallarsın
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Sen cahilsin, şartlara hiç bakmazsın
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Neden söylersin bu Gazi Dede’ye?
“İzmir’i almıştık ey Gazi Dede”
“Ancak bıraktık adaları” diye.
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bak “evladım” bu ayaklarım ile
O gün yarıştık yağız atlar ile,
Girmiştik İzmir’e süvari ile,
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bunu neden demez ahmak kafalar?
Yıl dokuz yüz on ikiye bakmazlar,
Zaten Uşi’de gitmişti adalar,
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Neler oldu neler, bak şu Haliç’e!
İşgal altında! Değil elimizde!
Hem gemiler çürümüştü Haliç’de!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bilirsin ayaklar yürür karada,
Gemimiz yok, yapamazdık çıkarma,
Zaten adalar yoktur Milli Ant’da!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
İmkan yok, bakamadık adalara,
Hem İstanbul hâlâ işgal altında!
Biz yönümüzü döndük Boğazlar’a...
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Elde tehdit kartı yoksa ey uşak
Masada vermezler bir karış toprak.
Bizde pek kalmadı ne güç ne takat...
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Sorarsın “İngiliz kurşun atmadan”
“Nasıl çekilmişti şu İstanbul’dan?”
Böyle soru olmaz, kafa yormadan…
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bak evladım dinlemişsin hikaye!
Sor, işgalde kurşun atmış mı diye!
Asıl soru budur! Sormazsın niye?
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Hele bak teslim eden Vahdettin’e!
Sapan taşı, mermi, mancınık, gülle...
Hele ne attırmış düşman üstüne?
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Gel biraz dürüst ol, doğruyu söyle!
Tarih yalan söylemez, etme şüphe...
Mertçe vuruşan yok, sorarım niye?
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Mertçe vuruştular, biz mi duymadık?
Sor! Tarih mi gizledi, be ufaklık?
Yoksa yazdı da, biz mi okumadık?
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Çanakkale’de yedi büyük dayak!
Ve uşağı Yunan’a bir ton dayak...
Diyar-ı Arap’ta yedi çok dayak!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
İngiliz’i iyi tanı ey uşak!
Sonuçta ne yanak kaldı, ne “uşak”.
İktisadi, mali krize iyi bak!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
İngiliz de bitkindi harp etmekten,
Çekip gitti, başka dayak yemeden.
Aslanlar kararlıydı, çekinmeden…
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Ekonomi, halk, basın ve siyaset...
Londra karıştı, bir de muhalefet...
Bunları öğren, biraz da tetkik et!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Liberal Parti düştü tepetaklak…
Yüz yılı devirdi, ey cahil ahmak;
Bir daha iktidar olamadı, bak!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
İkide bir dolanır şu dilinde
Musul, Kerkük neden verildi diye.
Şartlara bak, güç imkan var mı diye!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bak çocuk, içerde çok hainler var;
Hepsi de düşmana “uşak” oldular…
Bir de bize karşı cephe açtılar…
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Yanımızda olmadılar, be salak!
Elde ne var ne yok harcadık uşak!
Tarih yalan söylemez, olma kaypak!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
İçte hainler, dışarda hasımlar!
Top sesinden sağır oldu kulaklar!
Yorgunuz, fakiriz… hastalıklar var!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Toprak verene derken cennetmekan
Hesap sorarsın toprak alanlardan?
“Az aldın” deyip bulamazsın ünvan(!)
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Şu toprak veren “cennetmekanlardan”
Önce hesap sor, fazla yamulmadan,
Sonra sorarsın şu az alanlardan(!)
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bu tutarsızlık sığmaz yerden göğe,
Bunlar hep yol açar edepsizliğe,
Gel benzetme Vahdettin’i Fatih’e!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Masada pek kolay değil dikleşmek;
Yani tekrar vururum demek gerek!
Bunun için ilave kuvvet gerek!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Daha baştan söylemiştim, ey uşak;
Eh bizde de pek kalmamıştı takat!
Basmadığın yerleri zordur almak…
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Yunan kimden, nasıl kopartı toprak?
Geldi Ankara’ya kadar, ey uşak(!)
Bu vilayet nasıl başardı, bir bak?
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Bu “Dünkü vilayet diyen” ne ayak?
Çok var: Bulgar, Rumen, Arnavut, Eflak...
Say say bitmez, bu ayakları bırak...
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Elimizde bir Anadolu kaldı,
Bir de Allah’tan “Sarışın Kurt” kaldı!
Meydan okuyunca dünya şaşırdı!
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Halk fakir, çaresiz, bitkindi ama
Mustafa Kemal kaldırdı ayağa...
Bu aptal, cahil, sünepe kafanla
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Ha dedeni merak ettim be “uşak”
Ninende sır varsa mahşere bırak(!)
Tarihe örme duvar, Sevr’e bir bak,
Sen bizden ne istersin, ey yavrucak?
Şile/05.07.2020
Mustafa BulanKayıt Tarihi : 23.11.2025 16:14:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!