İstiklal caddesinde Şiiri - Hakan Karaduman

Hakan Karaduman
151

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İstiklal caddesinde

kolları bağdaş kurmuş gögüslerinin üzerinde
yürürken iki metre önünde gözleri, kaldırımları süpürür
aceleci sakinlikte gördümdü onu istiklal caddesinde

öğle sonları belki zamansızlıklardan belki de tüketmek zamanı
ışığın olmadığı karanlık köhne bir kafede
tekrarı olacakken birgün öncesinin, boşluğun telaşı
anımsarım sol kaşını hafifçe kaldırıp bana baktığını

ama bilmem ne zamandır bakardı bana,
ne zamandır o saf halime bakıp yakalayıp
beyninde bir resim karesine koyacaktı sonra beni silip atıp

fark ettiğimde kaçan bakışını görebildim

öncesi, sadece benim hissettiklerim

fark ettiğimde gözlerindeki yakalanmışlığı

anı bozuyor olmamdı onu sinirlendiren gözlerindeki acelecilik.

o yıllarda yürürken istiklal caddesinde,
koşulmazdı hani
azdık, azdı yürüyenler, azdı aceleciler,
tekrarlar için kim acele eder ki...

ne sinemlara gazetelerin yazdığı 'gidilmeli filmlerin' telaşı
ne de çiçek pasajında bekleyen aşkın sevdâlıları
bizim öğrencilik uzun, tabiatından, adımlarım yoklar taşları.

'erken emek' olan arkadaşlarım çıkacak işten az sonra
şampiyonda kokoreçten sonra
birkaç bira telaşındayız,
bir arkadaşım kadıköy'e uzanacak,
bekleyenleri var uz zaman sonra

ortam mantığı bizimkisi, bozulmasın,
birlikte toplandık, sohbet tatlı, akardeon kadın hicaz makamı;
ama gözlerinde hep aynılık.

köprü altından bir adım merdiven çıkımıydı çiçek pasajı
kahkahalar sulandırılmazdı, susuz ayrılırdık
onca bira yıkarken soğuk, serindi ruhumuz, ayrılırdık.

yüksek kaldırımdan alçalıp gelirdi bir arkadaşım,
taksimden uzanırdı diğeri
bense istiklal caddesinde acelesiz yürüdüm puslu yılları

seksenden hemen sonra, ah çeken, karanlık seven yıllar
ekmeğimizi yiyen, yüz karası, uşaklığı seven
aynı yaka, aynı renk giyerken,
kendi ülkesinin gençlerini potansiyel suçlu görenler

karanlıklartan bakarlardı,

bizi izleyenler.

'milyonları götür 'yolsuzsun' ama sakın ekmek çalma, sana 'hırsız' derler'
dendiği yıllar geldiğinde, yine yürüdüm o sokakta.

doğunun ve batının sokağı, istiklâl caddesi, istiklâlin sokağı

postanenin yanından sapmadan bir solukluk güvercin yemi
dostlar henüz gelmemiş, gelirler birazdan
şampiyonda kokoreç, sesi gelir akardeonun, kadının donuk bakışından
zaman ışığın içinde erir, köpük köpük çiçek pasajı; bir adım çıkınca köprü altından...

gidip dönmeyecek zamanlar beni çağırdığında
çekilmiş tüm beynimdeki resimler sıraya geçmişler,
'beni al' nazlarında seslenirken,
bir adım indim merdivenden

heryer yemyeşil ve sıcak, mavi kuşatmış tüm bedenimi,
deniz çağırır, yeşil yapraklar okşar yüzümü,
diğer adımım beklemede, sorar; usta ne yöne?

ayna, bir resmimizi çeksene...

Hakan Karaduman
Kayıt Tarihi : 31.5.2009 10:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hakan Karaduman