İstesem sevişecek gibisin

Çaktırma;
Sana yazıyorum bu şiiri.
Üstelik kimsenin de duymasına gerek yok.
Azıcık terbiyesiz olsun.
Azıcık anlaşılmaz.
Geri kalan ise tamamı ile sen…
Gölgeme kurşun yağdırmadan,
Bulanık gölden bir balık daha tutmadan…
Seni tren garının öğle sıcağında yakalamışken,
Tüm zindanlarında idamlık mahkûmların yağlı ilmekleri örülürken,
Söyleyim de fikrimi, dudaklarımın arasında asılı kalıp yeşermesin.
İstesem sevişecek gibisin!

Gökyüzü toprağı mendil yapmadan gelmezsin, bilirim.
Gün; gece ile akşam arasında oynaşırken,
İş çıkışı tuhafiye vitrininde on dakika oyalanmadan,
Ve kısır kalmış kalabalığın üstüne kokunu sürmeden,
Yolcu etmez tenin, tenime ağır misafirini.
O yüzden akşam ezanlarını beklerim hep.
İki belikli sokak çocuklarının sek sek oyununa katılmazsan,
Sabittir, durağıma geliş zamanların.
Hayalin ötesine geçen ne var ki bileklerin kadar.
Üstelik hayal etmeyi sende çırak gibi yaşarken…
Şimdi merdivenlerde olmalısın.
Uzun eteğinin bir kısmı sol elinde toplanmış,
Sağ kolunu duvara sürterek,
Uyumsuz bir çarkın içine geliyorsun.
Hani içim elverse, kapı dışarı etmek elde bile değil seni.
Ama yaygaracı say da beni, kulak asma sakın bana.
Dış kapının ziline dokun, içim içime erisin,
İstesem sevişecek gibisin.

Hep böyle kalsan ya karşımda, ölür müsün?
Hafifçe gerilmiş omuzların,
Terden boncuk olmuş dudakların,
Şuursuz ve esirsiz atan kalbin ile hep böyle kalsan ya!
Şeker kavanozuna düşmüş çocuk gibiyim.
Ellerimin sanatkârlığından eser kalmamış.
Yarı damarım taze, soytarı bir delikanlı,
Yarı damarım durmuş köstekli bir cep saati.
Oysa sen doru bir kısrak,
Gökyüzü süpüren gazel,
Dikensiz patika yol…
Ezberimi al dudaklarına sözlerim bitsin.
İstesem sevişecek gibisin.

Uyuya kalmış geceden bizim payımıza ne düşmüşse,
Sağ elimin göğsünde tembelliği gibi.
Şimdi daha çok yakıyor ciğerimi kokun.
Daha sıcak yüzümden kayan terler.
Bir elmalı tütsünün dumanı geziyor teninde.
Kalbin, taş ile sükûneti bozulan bir rıhtım kenarı,
Dalga dalga değiyor gövdeme.
Nefesin değiyor yüzüme.
İçimde kanlı bir savaşın en şiddetli çatışması.
Bedenim ise orta şekerli bir Türk kahvesi.
Nefesinin yüzüme değmesinin neticesi…
Uyuyor musun? Bence sahtekârın tekisin!
Gözlerimi kırpsam sevişecek gibisin.

kirliyim, terliyim, çirkinim, fakirim ama sana yazacak kadar, seni yazacak kadar şairim....
16/06/2009 salı saat 18:36