Kahkaha attığında, kahkahasına karıştığımın ve onun bir parçası olduğumun farkına vardım, bir manga talimi yeteneğiyle sadece tesadüfi yıldızlar gibi olana dek dişleri. Kısa solumalarla içe çekildim, solundum her bir anlık iyileştirmede, nihayet kayboldum en sonunda gırtlağının karanlık yarıklarında, ezildim görünmeyen kasların dalgacığıyla. Ve titreyen elleriyle hayli yaşlı bir garson aceleyle seriyordu pembe ve beyazlı örtüyü paslı yeşil demir masanın üstüne, diyerek: “Eğer hanımefendi ve beyefendi çaylarını bahçede almak isterlerse, eğer hanımefendi ve beyefendi çaylarını bahçede almak isterlerse…” Eğer memelerinin sallanması durdurulursa, öğleden sonraki parçaların bazılarının toparlanabileceğine hükmettim, ve bu amaca dikkatimi yoğunlaştırdım özenli bir incelikle.
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim..
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta