Keşke kısacık bir videon telefonumda olacağına burnumda kokun damağımda tadın olsaydı, keşke kalbinde yerim olsaydı, ya da hiç değilse söyleyince kalbimi ısıtacak güzel bir kaç sözün...
Ne şanslı hissederdim nefesini hissetsem, gözlerimden kalpler fırlardı her enseme değişinde, bütün oksijenlerle kavga ederdim senin akciğerinden çıkan bir parça karbondioksit için, insan kılının en güzel hali Yanaklarıma batan sakalların olurdu muhtemelen öperken seni ayaklarım yerden kesilmek ne haddine daha da sıkı basardım o anı öylesine ölümsüzleştirmek için her anını ve her zerreni aklıma kazırdım ve bulanıklaşmasını engellemek için her an seni düşünürdüm. Gülümsemek birkaç kasla yapılan basit bir işlem değil gibi sanki sen gülümseyince, sanki pansuman gibi kalbe yapılan, ya da bir menekşe kokusunu hissetmek gibi, Tanrının bir nimeti adeta ilk bahar gibi.
Şuan seni uyutup uyurken izleyip huzur bulmak vardı. Ya da göğsüne yatıp kalp atışlarını dinlemek, heleki bazıları benim için atıyorsa...
Teninin sıcaklığını hissetmek vardı ellerini ölesiye tutup avuçlarımın terlemesine inat bırakmamak...
Not: henüz taslaktır.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta