Keşke kısacık bir videon telefonumda olacağına burnumda kokun damağımda tadın olsaydı, keşke kalbinde yerim olsaydı, ya da hiç değilse söyleyince kalbimi ısıtacak güzel bir kaç sözün...
Ne şanslı hissederdim nefesini hissetsem, gözlerimden kalpler fırlardı her enseme değişinde, bütün oksijenlerle kavga ederdim senin akciğerinden çıkan bir parça karbondioksit için, insan kılının en güzel hali Yanaklarıma batan sakalların olurdu muhtemelen öperken seni ayaklarım yerden kesilmek ne haddine daha da sıkı basardım o anı öylesine ölümsüzleştirmek için her anını ve her zerreni aklıma kazırdım ve bulanıklaşmasını engellemek için her an seni düşünürdüm. Gülümsemek birkaç kasla yapılan basit bir işlem değil gibi sanki sen gülümseyince, sanki pansuman gibi kalbe yapılan, ya da bir menekşe kokusunu hissetmek gibi, Tanrının bir nimeti adeta ilk bahar gibi.
Şuan seni uyutup uyurken izleyip huzur bulmak vardı. Ya da göğsüne yatıp kalp atışlarını dinlemek, heleki bazıları benim için atıyorsa...
Teninin sıcaklığını hissetmek vardı ellerini ölesiye tutup avuçlarımın terlemesine inat bırakmamak...
Not: henüz taslaktır.
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta