Kehribar gibi asırlardır birikti milim milim
Sustuğu için bana içlendi, köpürüyor dilim
Aşk acısından doğuyor en kıymetli göz yaşı
İnan ki inan budur şu ilahi evrenin yapı taşı
Anlatanın yarası dinleyene sadece sözdür
Hamam takunyasının bile ağaç özüdür
Anlatmak anlayanın ancak anladığı kadar
Kapıyı çalan dilin borcu için gelen veznedar
Dil kemiksiz lakin bu yüzden kıvraktır
Şu duyulan yalana bağlanan çıngıraktır
Uykum kaçıyor susarken bile sesinden
Göğüs kafesinin geri verdiği nefesinden
Söyle diye fısıldıyor susma aptal mısın?
Yoksa sen dil değil de postal mısın?
Susacaksan nesin sen; ver kararını
Bunca sustun gördün mü yararını?
Fısıltılar zamanla kanıma karışıyor
Doğrular yok yalan yalanla yarışıyor
Kelimeler çekiyor dillerden elini ayağını
Bu toplum yiyor atalarının dayağını
Bir gün kulaklarımı fısıltılara tıkıyorum
Gönlümü tutuyor ve ellerimle sıkıyorum
Aşk, kelam, göz yaşı özünün akması için
Bana ilaç olan sana zehir istediğinizi seçin
Kayıt Tarihi : 8.7.2023 10:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!