İşte Sevmek Budur Şiiri - Cafer Tayyar Ö ...

Cafer Tayyar Özkan
380

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İşte Sevmek Budur

saçlar ağarmış, varsın ağarsın
yeter ki kalplerdeki sevda solmasın
baktıkça resmine, dalıp gidiyorum uzaklara
senle olduğum anları yaşıyor ruhum
seni yaşıyorum,
saçlar mı? ağarsın be can parem
ağaran her saç teli, bu sevdanın yılları olsun

sevmek günah mı?
birlikte olduğunda,
kalbin titrediğinde ne hissediyorsun?
sevmek, cana can katmaktır
varlığı bile heyecanlandırmalı
işte sevmek budur,
sevgi, mutluluk istenmez yaşanır
kimi zaman içten sesleniş,
kimi zaman candan sarılış
kimi zamansa muhteşem vuslat.

mutluluk, vermektir…
gönülden, ömürden vermektir,
veriyorsan, karşılığını almaktır
aynı nefesi teneffüs etmek,
aynı dili konuşmak,
aynı lokmayı paylaşmaktır
sevdiğinin yanındayken, kalbin kıpır kıpır coşmasıdır
bazense nefes alamamaktır,
düşlediğinde, yüzünde oluşan gülümsemedir
dokunduğunda, kalbin yerinden çıkacak gibi olmaktır
sarıldığında, tarifi imkansız haz duymaktır
yokluğunda aranmaktır
hatıraları düşte saymaktır, sevmek.
gönül gözünle yaşananları,
tekrar tekrar bıkıp usanmadan seyretmektir
sevdiğini adıyla “seni çok seviyorum” diye haykırabilmektir
içinin coşması, duyguların taşmasıdır
yokluğuna alışamamaktır,
sevmek, acı çekmektir…

sevmenin nedeni niçini de yok işte
bakıyorsun ki seviyorsun
ama ne zaman, nasıl olduğunu bilmeden
nedensiz, niçinsiz
elbette bir sebep olacak gözleri karşı karşıya getiren
ama seviyor işte insan
nedensiz niçinsiz bağlanıyor
ölümden beter acıları çekse de.
hiç bir acı, aşk acısından kutsal değil
kimse katlanamaz acıya
ama aşk acısına katlanıyor insan
her cefayı çekiyor da, yine de bırakamıyor sevdiğini
çünkü o alınıp koparılmıyor ki
kalpte o. mühür gibi, vurursun en dar zamanda
söküp atamazsın,
böylesi sevda, en dar zamanında yerleşir kalbe
kök salan virüs gibi damarlarına girer
saçlarını ağartır, kolunu kanadını kırar da
yine de vazgeçemezsin….

baktığın her çiçekte
andığın her yerde onu görür yaşarsın
içini tarifi imkansız hisler kaplar
alır seni götürür uzaklara
sen senlikten çıkar, ruh bedenden ayrılır sanki
sevda yazılmaz, yaşanır
çünkü insan yaşadığı şeyleri yazar
yaşamayan duyguların yazılması imkansız
tarif edilemez ki yaşanmayan
gecelerse katran olup yapışır yüreğine
uykusuz kalırsın,
göz kapağının arasına kibrit çöpü yerleşir sanki
adeta kan çanağına döner gözler
yüreklerdense nar gibi kor alevler fışkırır
bile bile yakarsın o bedeni,
hiç farkına varmadan,
bir kere ansızın girmiştir kalbe
bilemezsin, hissedemezsin…

aslına bakarsan hiç bir sevdanın sonu yok
daha doğrusu hiçbir şeyin sonu yok
temeli topraktan gelen faniye.
sevgi yaşandıkça vardır
unutulmaz, sevdiğinden içmeyince sevgi şerbetini
sevgiliyi sarmayınca
asıl sevgi o vakit öldürülür bedende
sevgide en güzel şey yaşamaktır, yaşatmaktır
dokunmaktır
nasıl ki su verdikçe yeşerir, kokar güller
bakıldıkça sevgiyle büyür
özen gösterilmeli güzel şeylere
neyin sonu var ki
fani olan bedenler neyin sonunu gözler ki
toprak olacak varolan her şey
çünkü topraktan geldi
varolan ruhtur, ebediyete kadar ruh yaşar
sevginin gerçeğini.
acıyla seven kalplere ayrıcalık tanır
yoksa kolay çekilir miydi sevda acısı
yaşadıklarımızla da kandırıyoruz kendimizi
çocuklar büyüsün, bugün şu yapılacak
bu yapılacak, ev temizlenecek
tatil yapılacak, tatile gideceğim gezeceğim, eğleneceğim
hangisinin sonunu sorguluyoruz, var mı sonu?
ama iş sevgiye gelince, sonu yok diyoruz
gücün varsa, sevgiyi ellerine alırsın
yoksa hayal edersin
buna da gücün yoksa, alır kalbine gömersin
ölü bedeni toprağa gömer gibi…

her gün işe geliyorsun, var mı sonu?
çırpınmışlar ne için
kendin, ruhun için ne yapıyorsun?
bir düşün sabahtan akşama kadar yaşadığın gerçekleri
koşuşturmacalar, işyeriyle ev arası mekik dokumalar
gün gelir ansızın kalbine sevgi denen virüs girer
sana yeniden hayat verir
yeri gelir acı tattırır
hastalıklı ur değil ki kesip atasın
ruha işleyen apansız duygu.
ya onu ellerinle tutup yaşayacaksın
ya da öldüreceksin
o öldüğü zaman ruhunda ölür, bitersin…

neyin sonunu gözlüyorsun ki
neyin sonu var ki, ne bekliyorsun daha hayattan
kapılıp gidiliyor bahtın rüzgarında
bu rüzgarın yönünü çevirse çevirse
ancak bedenini ruhunu saran sevgi çevirebilir
denersin bakarsın, gerekirse yaşarsın
baktın ki değişen bir şey yok
yine hayatındaki gerçekler gibi bırakırsın bahtının rüzgarına
sevda bu,
adına nice canlar verilmiş
günahlarla da çevrelense de, sevabıyla içilse de
sevda bu…
içilse de içilmese de yakar hınzır şerbeti gibi
yakar geçer bedeni, yıkar geçer ruhu
sevgi çeşmesi her zaman akar
aslolan o çeşmeden ne kadarını boşa akıttığın,
içtiğin zaten senindir
hangi günaha girmiyor ki insanoğlu, aşkın günahını çekemesin
kalpler kadere karşı gelmiyor, kadere isyan da değil
Mevla’nın var ettiği güzelliği yaşıyor kalpler
boşuna var edilmemiş sevgi denen duygu

kalplerin kinle, nefretle dolması
çok mu daha iyi
varlığı seni mutlu kılıyorsa
sevdiğini görünce için tir tir titriyorsa
hayatta varolan en mutlu anı yaşayabiliyorsan sevgiyle
senden daha mutlu insan yoktur
bu dünyanın kavgasını güdene kadar
bu dünyanın sevdasında boğulacaksan boğul
mutsuzluk rüzgarının labirentinden
gönlünde sevgi denen güzelliği barındırarak
ruhuna tattırarak kurtul…

01 Haziran 2005 Ankara

Cafer Tayyar Özkan
Kayıt Tarihi : 13.9.2005 12:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Alaaddin Uygun
    Alaaddin Uygun

    harikasın dost kutlarım

    Cevap Yaz
  • Sevgi Çiftçi
    Sevgi Çiftçi

    sevmek günah mı?
    birlikte olduğunda,
    kalbin titrediğinde ne hissediyorsun?
    sevmek, cana can katmaktır
    varlığı bile heyecanlandırmalı
    işte sevmek budur,
    sevgi, mutluluk istenmez yaşanır
    kimi zaman içten sesleniş,
    kimi zaman candan sarılış
    kimi zamansa muhteşem vuslat.

    bu şiirinize yürekten katılıyorum şair teprikler

    Cevap Yaz
  • Sevinc Kavuk
    Sevinc Kavuk

    içilse de içilmese de yakar hınzır şerbeti gibi
    yakar geçer bedeni, yıkar geçer ruhu
    sevgi çeşmesi her zaman akar
    aslolan o çeşmeden ne kadarını boşa akıttığın,
    içtiğin zaten senindir

    ne güzel detaylarla yarim elma gönül elma misali sunulmus kendini aska davet...ben bu misralari aldim kendime...

    tebrikler. sevgi ve saygilar

    Cevap Yaz
  • Mehmet Yesılpınar
    Mehmet Yesılpınar

    Gün geçtikçe harap edilen sevgi kavramını çok güzel ifade etmişsiniz. Tebrikler... Yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz
  • Mürsel Adıgüzel
    Mürsel Adıgüzel



    İşte Sevmek Budur



    saçlar ağarmış, varsın ağarsın
    yeter ki kalplerdeki sevda solmasın
    baktıkça resmine, dalıp gidiyorum uzaklara
    senle olduğum anları yaşıyor ruhum
    seni yaşıyorum,
    saçlar mı? ağarsın be can parem
    ağaran her saç teli, bu sevdanın yılları olsun

    sevmek günah mı?
    birlikte olduğunda,
    kalbin titrediğinde ne hissediyorsun?
    sevmek, cana can katmaktır
    varlığı bile heyecanlandırmalı
    işte sevmek budur,
    sevgi, mutluluk istenmez yaşanır
    kimi zaman içten sesleniş,
    kimi zaman candan sarılış
    kimi zamansa muhteşem vuslat.

    mutluluk, vermektir…
    gönülden, ömürden vermektir,
    veriyorsan, karşılığını almaktır
    aynı nefesi teneffüs etmek,
    aynı dili konuşmak,
    aynı lokmayı paylaşmaktır
    sevdiğinin yanındayken, kalbin kıpır kıpır coşmasıdır
    bazense nefes alamamaktır,
    düşlediğinde, yüzünde oluşan gülümsemedir
    dokunduğunda, kalbin yerinden çıkacak gibi olmaktır
    sarıldığında, tarifi imkansız haz duymaktır
    yokluğunda aranmaktır
    hatıraları düşte saymaktır, sevmek.
    gönül gözünle yaşananları,
    tekrar tekrar bıkıp usanmadan seyretmektir
    sevdiğini adıyla “seni çok seviyorum” diye haykırabilmektir
    içinin coşması, duyguların taşmasıdır
    yokluğuna alışamamaktır,
    sevmek, acı çekmektir…

    sevmenin nedeni niçini de yok işte
    bakıyorsun ki seviyorsun
    ama ne zaman, nasıl olduğunu bilmeden
    nedensiz, niçinsiz
    elbette bir sebep olacak gözleri karşı karşıya getiren
    ama seviyor işte insan
    nedensiz niçinsiz bağlanıyor
    ölümden beter acıları çekse de.
    hiç bir acı, aşk acısından kutsal değil
    kimse katlanamaz acıya
    ama aşk acısına katlanıyor insan
    her cefayı çekiyor da, yine de bırakamıyor sevdiğini
    çünkü o alınıp koparılmıyor ki
    kalpte o. mühür gibi, vurursun en dar zamanda
    söküp atamazsın,
    böylesi sevda, en dar zamanında yerleşir kalbe
    kök salan virüs gibi damarlarına girer
    saçlarını ağartır, kolunu kanadını kırar da
    yine de vazgeçemezsin….

    baktığın her çiçekte
    andığın her yerde onu görür yaşarsın
    içini tarifi imkansız hisler kaplar
    alır seni götürür uzaklara
    sen senlikten çıkar, ruh bedenden ayrılır sanki
    sevda yazılmaz, yaşanır
    çünkü insan yaşadığı şeyleri yazar
    yaşamayan duyguların yazılması imkansız
    tarif edilemez ki yaşanmayan
    gecelerse katran olup yapışır yüreğine
    uykusuz kalırsın,
    göz kapağının arasına kibrit çöpü yerleşir sanki
    adeta kan çanağına döner gözler
    yüreklerdense nar gibi kor alevler fışkırır
    bile bile yakarsın o bedeni,
    hiç farkına varmadan,
    bir kere ansızın girmiştir kalbe
    bilemezsin, hissedemezsin…

    aslına bakarsan hiç bir sevdanın sonu yok
    daha doğrusu hiçbir şeyin sonu yok
    temeli topraktan gelen faniye.
    sevgi yaşandıkça vardır
    unutulmaz, sevdiğinden içmeyince sevgi şerbetini
    sevgiliyi sarmayınca
    asıl sevgi o vakit öldürülür bedende
    sevgide en güzel şey yaşamaktır, yaşatmaktır
    dokunmaktır
    nasıl ki su verdikçe yeşerir, kokar güller
    bakıldıkça sevgiyle büyür
    özen gösterilmeli güzel şeylere
    neyin sonu var ki
    fani olan bedenler neyin sonunu gözler ki
    toprak olacak varolan her şey
    çünkü topraktan geldi
    varolan ruhtur, ebediyete kadar ruh yaşar
    sevginin gerçeğini.
    acıyla seven kalplere ayrıcalık tanır
    yoksa kolay çekilir miydi sevda acısı
    yaşadıklarımızla da kandırıyoruz kendimizi
    çocuklar büyüsün, bugün şu yapılacak
    bu yapılacak, ev temizlenecek
    tatil yapılacak, tatile gideceğim gezeceğim, eğleneceğim
    hangisinin sonunu sorguluyoruz, var mı sonu?
    ama iş sevgiye gelince, sonu yok diyoruz
    gücün varsa, sevgiyi ellerine alırsın
    yoksa hayal edersin
    buna da gücün yoksa, alır kalbine gömersin
    ölü bedeni toprağa gömer gibi…

    her gün işe geliyorsun, var mı sonu?
    çırpınmışlar ne için
    kendin, ruhun için ne yapıyorsun?
    bir düşün sabahtan akşama kadar yaşadığın gerçekleri
    koşuşturmacalar, işyeriyle ev arası mekik dokumalar
    gün gelir ansızın kalbine sevgi denen virüs girer
    sana yeniden hayat verir
    yeri gelir acı tattırır
    hastalıklı ur değil ki kesip atasın
    ruha işleyen apansız duygu.
    ya onu ellerinle tutup yaşayacaksın
    ya da öldüreceksin
    o öldüğü zaman ruhunda ölür, bitersin…

    neyin sonunu gözlüyorsun ki
    neyin sonu var ki, ne bekliyorsun daha hayattan
    kapılıp gidiliyor bahtın rüzgarında
    bu rüzgarın yönünü çevirse çevirse
    ancak bedenini ruhunu saran sevgi çevirebilir
    denersin bakarsın, gerekirse yaşarsın
    baktın ki değişen bir şey yok
    yine hayatındaki gerçekler gibi bırakırsın bahtının rüzgarına
    sevda bu,
    adına nice canlar verilmiş
    günahlarla da çevrelense de, sevabıyla içilse de
    sevda bu…
    içilse de içilmese de yakar hınzır şerbeti gibi
    yakar geçer bedeni, yıkar geçer ruhu
    sevgi çeşmesi her zaman akar
    aslolan o çeşmeden ne kadarını boşa akıttığın,
    içtiğin zaten senindir
    hangi günaha girmiyor ki insanoğlu, aşkın günahını çekemesin
    kalpler kadere karşı gelmiyor, kadere isyan da değil
    Mevla’nın var ettiği güzelliği yaşıyor kalpler
    boşuna var edilmemiş sevgi denen duygu

    kalplerin kinle, nefretle dolması
    çok mu daha iyi
    varlığı seni mutlu kılıyorsa
    sevdiğini görünce için tir tir titriyorsa
    hayatta varolan en mutlu anı yaşayabiliyorsan sevgiyle
    senden daha mutlu insan yoktur
    bu dünyanın kavgasını güdene kadar
    bu dünyanın sevdasında boğulacaksan boğul
    mutsuzluk rüzgarının labirentinden
    gönlünde sevgi denen güzelliği barındırarak
    ruhuna tattırarak kurtul…

    01 Haziran 2005 Ankara


    Sayın Cafer,Şiirlerini buraya kadar zevkle okudum..Yüreğine sağlık çok güzel ve anlamlı şiirler yazmışsın.Tebrik ederim.
    Mürsel Adıgüzel

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (19)

Cafer Tayyar Özkan