İşte Öyle! Şiiri - Tekin Bekar

Altın kaplamalı boş tenekelerden ses geliyor.
O sesler beyinlere tecavüz ediyor.
Gebe beyinler dünyaya öyle lanet şeyler getiriyor ki; beşerin fıtratı, bedeninden, beden ruhtan nefret ediyor..!

Nedamete diş geçiremeyen ''ahlak'', çaresizce sabahın seherinde, tek başına sabah ezanının arkasına şükrediyor haline! ...

Heykellerin arkası da yer kalmayınca, heykelin gölgesine saklanan yüzsüzlerin ''demir köşklere'' tıktığı nice nurdan adamlar, köşkün demirden bahçesi de, demirden güllerle hasbi hal ediyor.

O kadar alçalıyor ki beşeriyet, akılsız mahlukatlara rahmet okutuyor.
Kuyudan çekilen ''adalet'' Mısır'a sultan olurken, bir taraftan ateşe atılanların bıçağı körelip kesmiyor.

Durum beşiğin iki ucu, eşiğin iki tarafı kadar..!
Sıradanlaşan hayatlar, aynı çizgide.
Durup düşünmek yok. Sistemin değirmeni ''zaman'' mefhumu öyle bir öğütüyor ki, arkadan çalan fon müziği örtüsü oluyor bu durumun! ..

Kokuşmuş, çoktan çöplükte yerini alması gereken ''aşk'' sanılan sapıklık, beyinlerde anafor yaratmış.
Ha bire içine çekiyor beşeri.
İmanın kıyısından hızla uzaklaşıyor kalpler.
Hem de ne uzaklaşma.
Sınırları çizilen ''Helal'' kavramı, haramın altında ezilirken, inadına ''Hakkı iptal, batılı ispat'' gayretinde.

Solunan hava, artık beyine ulaşmadan boğuluyor bir yerde.
Anlayacağın dönen dünya aniden dursa, İNECEK ÇOK VAR..!