İşte Hayat Şiiri - Fikret Gürsoy

Fikret Gürsoy
BİR TEBESSÜMÜ BİRBİRİMİZE ÇOK GÖRMEYELİM
402

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

İşte Hayat

Ne çabuk geçiyor hep zaman, işte hayat
Değerlendiremezsen, O zaman olur bayat
Kötü yaşantı karşısında deriz, heyhat
Her şeyi bilirsin, yaptığın zaman seyahat

Bilgili kişilerden, daima hep al nasihat
Sabah geç kalkmamak için, akşam erkenden yat
Cahilliğe karşılık, bilgiyi onlara dayat
Cahille çıkarsan yola, verirsin zayiat

Anne ve babalar, çocuklarına verir öğüt
Kör kütük olanları, bilgi değirmeninde öğüt
Eğer öğütemezsen, O zaman onları merada güt
O da olmadı ise, ses olarak ensesinden çıkar küt

Babanın dediğini, inadına hep ters yapanlar
Anasının söylediklerini, hiçe sayıp satanlar
Bu zamanda malına haram, sözüne yalan katanlar
İşte hayat dediğimiz imtihanda, olur batanlar

28.03.2012
Fikret GÜRSOY
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-RADYO VE TV PROGRAMCISI
İSTANBULDA BULUNAN BÜTÜN ADLİYELERDE DÖRT DALDA
UZMAN BİLİRKİŞİ

Fikret Gürsoy
Kayıt Tarihi : 28.3.2012 23:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


“Baba ve iki küçük çocuğu ormanda gezintiye çıkmışlardı. Bir süre yürüdükten sonra çocuklardan biri: ‘Baba çok yoruldum. Beni omzuna alır mısın? ’ Baba hiçbir şey duymamışçasına yürümesini sürdürdü. Çocuğun ısrarı üzerine: ‘Üzgünüm, seni kucağıma alamam, ben de çok yorgunum..’ Çocuk ağlayıp sızlanarak istediğini yaptırmaya çalışmakta, babası ise hiç oralı olmadan yürümesine devam etmekte. Bir müddet sonra babası ağaçtan bir dal keserek, onu bıçakla düzeltti ve oğluna verdi. ‘Al sana güzel bir at! ’ Bir anda çocuğun gözlerinde mutluluk kıvılcımları belirdi. Babasına minnetle baktı. Büyük bir coşkuyla sıçrayarak atına bindi ve ona vurarak onu şaha kaldırdı. Evin yolunu tuttu. Baba olup biteni şaşkınlıkla izleyen kızına döndü ve gülümseyerek; ‘İşte hayat böyledir. Kimi zaman ruhsal ve fizikî olarak yorgun olduğunu hissedersin. O zaman ağaç dalından kendine bir at bulmalısın. Mutlulukla atına binip yolunda ilerlemelisin.’ Kızının yüzüne bakıp yeniden gülümsedi: ‘Bir at, bir arkadaş, bir türkü, bir şiir, bir çiçek, belki de bir çocuğun gülümsemesi.. Etrafına bakıp böyle bir at arayan, onu bulabilir. Yeter ki baktığında görebilsin. Öyle değil mi? ’ Kız, her şeyi anlamış gibi başını salladı; ‘Evet babacığım’ dedi. ‘Hayatın ne denli zor olduğunu düşünürsen, hayat senin için o denli zorlaşır. Bazı insanlar, mutluluğu lüks saraylarda, lüks arabalarda, çok parada arar..’ Bakışlarını uzaklara çevirdi, güneşin gülümsemesine baktı. Sonra çiçekten çiçeğe uçan bir kelebeğin kanat çırpışını seyretti. Ağacın dalında bir kuşun cıvıltılı ötüşü kulağına doldu. Kızının saçlarını eliyle okşadı. Bakışlarını siyah, güzel ve ümit dolu gözlere çevirdi. Sözlerini şöyle tamamladı: ‘Halbuki, mutluluk, ruhumuzu gülümsetecek küçük şeylerde gizlidir..’” Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikâyet eden; her gün hayatinin ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı. Hayat, ona göre, çok kotuydu ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu. Genç kızın bu yakınmaları karsısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi. Bir gün onu mutfağa goturdu. Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu. Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, bir cezveye patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu. Daha sonra kızına tek kelime etmeden beklemeye başladı. Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapattı. Birinci cezveden patatesi çıkardı ve bir tabağa koydu. İkincisinden yumurtayı çıkardı, onu da bir tabağa koydu. Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşalttı. Kızına, 'Ne görüyorsun? ' diye sordu. Kızı alaylı bir şekilde, 'Patates, yumurta ve kahve! ' cevabini verdi. 'Daha yakından bak bir de' dedi baba...'Patatese dokun.' Kız denileni yaptı ve patatesin yumuşamış olduğunu söyledi. 'Ayni şekilde yumurtayı da incele' dedi babası. Kız, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını gördü. En sonunda, kızının kahveden bir yudum almasını söyledi. Söylenileni yapan kızın yüzüne, kahvenin nefis tadıyla birlikte bir gülümseme yayıldı ve 'Bütün bunlar ne anlama geliyor baba? ' diye sordu. Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de ayni kaynar suyun içinde kaldıklarını ama farklı tepkiler verdiğini söyledi. Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içinde güçten düşmüştü. Kırılgan yumurta ise kaynar suyun içine girince güçlenip katılaşmıştı. Ancak, kahve çekirdekleri bambaşkaydı. 'Sen hangisisin? ' diye sordu baba kızına. 'Sıkıntıya düştüğünde ne tepki vereceksin? Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? Yumurta gibi kalbini mi katılaştıracaksın? Yoksa kahve çekirdekleri gibi, başına gelen her olayın hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin? ' seçim sizin? Bir yerlerde tıkanıp kaldıysa hayat, soluk almak güçleştiğinde, Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, Dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; Yeni insanlarla tanışmalı, yeni kesifler yapacak.... Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli! Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; Zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı. Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, Her aksam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; Gördüğünü hissedebilmeli! Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce, Değerli olabilmeli hayat! İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için! Başkasının yerine koyabilmeli kendini; Ağlayan birine 'gül', inleyen birine 'sus' dememeli! Ağlayana omuz, inleyene çâre olabilmeli! Şu adâletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak! Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine... Güneşin doğusunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını... Karda yağmurda sevincine, coşkusuna; Fırtınada boranda öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın! Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği; Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, Mutlu etmeden mutlu Olmayı beklememeli! Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaŞamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı! Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, Hiç çâresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; Ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların; Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların... Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! Bilmeli çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için... Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli! Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere... Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için! Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak! Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi; Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin; Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için... Yasam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten; Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan! Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Melike Aslan
    Melike Aslan

    Yüreğine sağlık güzel anlam yüklü mısraların için kutlarım tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Hasan Karahisar
    Hasan Karahisar

    GOZ ACIP KAPAMA ARASI BIR ZAMANDIR HAYAT....TEBRIKLER

    Cevap Yaz
  • Leyla Kandemir
    Leyla Kandemir

    yüreğinize sağlık güzel şiir di

    Cevap Yaz
  • Yıldırım Yorulmaz
    Yıldırım Yorulmaz

    Değerli ve saygın kaleminizden güzel bir eser okudum.
    İlhamınız daim olsun. Saygılar

    Cevap Yaz
  • Fatma Gençer
    Fatma Gençer

    evet işte hayat dediğimiz alınacak çok güzel
    ders var alabiliyorsak tabiki TEBRİKLERRR...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Fikret Gürsoy