İstasyonlar bilirim!
Taş duvarları küfürden nasır tutmuş,
Kaldırım taşlarında kahır yüklü yolcuların ayak izleri kurumuş,
Soğuk kış gecelerinde saklı, bekleme salonlarındaki hikayeleri,
Giden yolcuların hüznüyle baş başa kalır sandalyeleri.
Kirli duvarları imzasız şiirlerle süslü,
İstasyonlar bilirim, çocukluğumdan yorgun bir akşam üstü.
Gecenin bir yarısında dolup taşan,
Kahır yüklü yolcuları her yaştan.
Şehirde, kasabada, köyde, bozkırda ve bir dağ başında,
İstasyonlar bilirim kim bilir kaç yaşında.
Ve trenler bilirim!
Renk, renk; Kara, Mavi, Kırmızı boyalı
Bir omuzu gurbette bir omuzu sılaya dayalı.
Ben yorgun, onlar yorgun, yorgun akşamlarda sıra, sıra
Trenler bilirim,
Çocukluğumdan kalan acı hatıra.
Göz yaşıyla ıslanmış mendiller sallanır penceresinde
Trenler bilirim, kahır dolu yolcular var içerisinde.
Yolcular bilirim!
Ekmek kavgasında, gençlik sevdasında, sıla tasasında,
Yanık Türküler söylerler bir gurbet havasında.
Yüreğinde Ayşelerin, Fatmaların sevdalarını saklayan,
Yolcular bilirim, gurbette sılayı sayıklayan.
Sıla ana, sıla yar, sıla yavuklu, sıla evlat,
İstasyonlar, trenler, yolcular,
Dönüyor dünya, dönüyor gurbet, dönüyor sıla,
Galiba bu olsa gerek,
Bakıp da göremediğimiz acı hayat.
Birecik – 4 Kasım 1998
Yüksel Erentürk YılmazKayıt Tarihi : 19.10.2008 19:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yüksel Erentürk Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/19/iste-hayat-27.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!