İşte Güz
Kışın aç ağzı. Acı yelde uçan kül. Yangın yerini yıkayan
sağanaklar. Kuşlarda aceleci kanat. Göç hazırlığı; yol
bıçak bıçak.
Erkenci ikindi güneşleri. Acı gülümseyişi
takımyıldızının. Sel beklentisi aç ırmaklarda. Tedirgin
taşkın dereleri: İşte güz!
İçine örtülmüş yaz bahçeleri. Körleşmiş ve işte böyle
göz gözeyiz. Yarım bardaklar. Acı rakı. Islak tuz.
Uçurtma sonu. Çocuk ellerinde son üzümleri asmaların:
Hoşça kal kütük. Dişlenip unutulmuş elma. Çokça şarap:
İşte güz!
Toprağı örseleyen yengi. Ruhun çalgısını üfleyen orman.
Çoğalan pencere camı ve çelişkisi çoban ateşinin.
Kırık dal; eksik istek.
Ad değiştiren durulmuş öfke: Ölümüne yol aldığımız
gizli ışık. Su; kendini saran çıplak kaya: Kaya yapayalnız!
Ağız birliği yenilmişlerin. Kaynağında çoğalan susuzluk.
Gözlerde saklı şiir. Dörtyol ağzında zamansız çığlık;
İşte güz!
Kayıt Tarihi : 21.9.2005 11:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yorum Yazan Herkese Selamlarımla; Gelen mesajlar nedeniyle şiirimin 'günün şiiri' seçildiğini farkettim. Bunun ölçüsü nedir, kimler seçer, inanın bilmiyorum. ama ne olursa olsun, bu şiir adına bir emektir, çabadır. Teşekkür ediyorum. Antoloji.com elbette açık bir alan. Dileyen dilediğini yazabilir. İsteyen yorumlardan istediği şekilde etkilenebilir, vb. vb. Birkaç küçük notum ve açıklayıcı bilgim olacak, hepsi bu. Değilse buraya yazmak istemezdim. Çünkü şiirle okuru arasına şairin girmesini doğru bulmuyorum. *30 yılı aşkın zamandır şiirle uğraşan ve üniversite edebiyat bölümünde okumuş biri olarak Türk ve Dünya Şiirinin tarihi, türleri, biçimleri konusunda az çok bilgi sahibiyim. İlk destanlardan günüzün gerçeküstücü, imgeci şiirlerine dek şairler içerik olarak da biçim olarak da binlerce farklı tarz denemişlerdir. Bu böylece devam edecek. Alışkanlıkların kırılması her zaman zordur. Kırıldığı zaman yeniden bir alışkanlık haline gelmeleri de olasıdır. *Bir başka notum: Her şiir bir dinletide, şiir gecelerinde okunmaya uygun olmayabilir. Ezberlenmeye de izin vermez bazı şiirler. Yalnızca okur arasında mahrem bir ilişki gibi başbaşa kalınarak şiir olurlar. *İçinde 'İşte Güz' şiirim de olmak üzere hazırladığım küçük bir dosyayı Mehmet H. Doğan'a (toprağı bol olsun) göndermiştim yıllar önce.Kişisel hiçbir tanışıklığımız yoktu. Benim ve şiirim üstüne bir yazı yayımladı Son Yeni Biçem dergisinde. Yazıyı alttaki adresten, 'Poetika' bölümünden okuyabilirsiniz: http://erginbay.wordpress.com *Yine birkaç şiirimi gönderdiğim İlhan Berk (toprağı bol olsun) birkaç hafta sonra bana güzel bir Bodrum kartpostalı göndermiş: 'Aramıza hoşgeldin Sevgili Şerif Erginbay' diye yazmıştı. Beni tanıyan arkadaşlar çok iyi bilirler ki bu yazdıklarım kendimin reklamı değildir. Şiiri yüceltir, kendimi silmeye çalışmışımdır her zaman. Şerif Erginbay'ı değil şiiri 'İşte Güz'ü savunmak için bunları yazmak zorunda kaldım. Son bir not: Şiirimde dinsel, mistik özellikler keşfedenlere şaşırıyorum. Bütün dinlerin insanlığın trajedisindeki büyük suçların sorumlusu olduğuna inanırım. Bunun tam karşıtı bir duygunun şiirlerime yansıması imkansız. İmgeleri inançlarının sözcülüğüne taşımak isteyenlerin çabası bence fazla bir zorlama olur. İnananlara elbette saygılıyım. Umarım onlar da benim düşünceme sayglı olurlar.. Selam, saygı ve sevgilerimle.. Şiir kazansın her zaman. Şerif ERGİNBAY 5 Nisan 2009
ellerinize ve yüreğinize sağlık...
Şiir midir değil midir; bilemem ama şahsen ben ilginç bir çalışma olduğunu düşünüyorum.
Gerek yazılış tarzıyla, kesilmiş ve mısra başlarına aktarılmış kelimeler olsun, gerekse konunun ele alınış şekliyle ilginç geldi bana.
Şiir 'güz'ü gayet tok bir şekilde ifade etmiş.
Betimlemeler, isim ve sıfat tamlamaları ve ardı ardına gelen birbirlerini tamamlayıcı dizeler güzeldi.
Dikkatimi çeken bir başka şey ise cümle diye tabir ettiğimiz bir kurguya rastlamamış olmam.
Yüklemsiz tümcelerden örülü bir şiir buldum karşımda.
Saygılar.
TÜM YORUMLAR (59)