İşte Bundan Korkarım

sen yalnızca sevdin
suçun yok senin

…

herkes sevdiğine, sevdiğini söyler
sevgilim
lütfen sen bana
beni sevmediğini söyle
sevgin ağır gelir taşıyamam
ezilirim altında yaşayamam

…

seversek birbirimizi
birleşirse ellerimiz
susar da dillerimiz
konuşursa gözlerimiz
çarparsa yüreğimiz
bir serçeninki denli nahif
kanatlanıp yükseliriz usulca
uçarız üstünde bulutların
sarmaş dolaş
unuturuz dünyayı
mutluluktan sarhoş
kırılır kanadımız, koparsa ya
birden
buluşmadan ellerimiz, tutuşmadan
yeniden
düşersek döne kıvrıla
kurşun hızıyla
açar da kollarını
basarsa bağrına bizi
aç gözlü
mavi dünya

ölürsek sevemeden
delice
kalırsa gözlerimiz
geride

işte bundan korkarım
cesur değilim senin kadar

diyelim evlendik
iki de çocuğumuz olsun haydi
biri kız, biri erkek
dünyalar bizim olsun
çınlatsın evimizi
cıvıl cıvıl sesleri
çatlatsın kıskandırıp bülbülleri
ağlasınlar, yaramazlık etsinler
büyüsünler, okula gitsinler
sırtlarında çantalar
hastalanırlarsa ya
bir akşam üstü alırsam ya
acı haberi
almışsa altına bir araba
melek olup uçmuşsa güllerimiz
cennete

tadarsak evlât acısını
yanar yüreğim
yüreğimiz

işte bundan korkarım
cesur değilim senin kadar

yaşarsak uzun yıllar
yaşlanırsak birlikte

…

olmuşsak ikimiz de
pamuk nine, pamuk dede
ben
yudumlarken
pişirdiğin kahvemi
okurken gazetemi
zor seçen gözlerimle
sen
bakarken uzaklara
gözlerin nemli
dalmışsan anılara gizemli
yummuş da ardından
gözlerini
bırakıp gitmişsen beni
benden önce
veda etmeden
sessiz

kalırsam bir başıma
sensiz
yapayalnız

işte bundan korkarım
cesur değilim senin kadar

sen, seni benim kadar sevecek
kendin kadar cesur
başka sevgili bul
inan kırılmam sana

…

çocukların olsun
biri kız, biri erkek
büyüsünler, okula gitsinler
kazadan, belâdan
hastalıklardan uzak
genç kız olsunlar
delikanlı olsunlar
onlar da sevsinler
evlensinler sevdikleriyle
torunların olsun
yaramazlık etsinler
arkandan sokulup çözsünler
topuz saçlarını
kar beyaz

…

sen
beni düşünme
üzülme hiç
ben uzaklarda
uzak bir diyarda
sensiz
seninle yaşıyor olacağım
gecenin koyuluğunda
çarparken suya sandalımın kürekleri
sesini duyacağım dalga dalga
ardında yüzünü göreceğim
yakamozların

gülümseyen
acı
kekremsi

…

ne tuhaf
uzaklaştıkça senden
sana yaklaşıyorum
sabırsızlanıyorum
dayan sandalım
götür beni
götür
gücün yettiğince
uzaklara
uzaklar ne kadar yakın
şimdi

artık korkmuyorum
cesurum senin kadar