Gün düşmüştü yüzüne
Titriyordu soğuktan
Sıcak sözcükleri söylemeye direnen dudakları
Gülü koysan üşümezdi yüzünde
Bu sabah daha bir beyazdı
Bu sabah daha bir kadınsı
En can alıcı kırmızıları bile
Kendi güzelliğinden utandıracak kadar kırmızıydı giydiği
Elinde tuttuğu cam sürahide parıldıyordu, kahverengi gözleri
İnce bakışıydı, yüreğimin orta yerinden geçen
Bir ırmak gibi berrak, yağmur gibi sağanaktı
Umutla söylenen bir şarkı gibiydi yüzü
En soğuk bir zamanda
Cemre düşmüş tomurcuk yanaklarına
ve insan o en hümanistinden
Tasavvufiydi duruşuyla
mistik, ilahi bir güzelik taşıyor ellerinde
Bir dokunsa elleriyle yüreğime
çarpılacağım gözlerine vurulmuşluğumun günahıyla
Sanki omzunda mavi beyaz karışımı rengiyle
hırsla çırpınan bir güvercin taşıyor
Mistik elleriyle yemliyor güvercinini
Öyle güzel öyle şirinki elleri
İşte bu kadın
Benim diyebileceğim, kadınım diyebileceğin
Uğruna en acısından hasreti çekilesi
Yüzüne bakıp duygu yüklü şiirler okunası
Kahverengi gözleri deniz olup içinde kaybolası
Güzel bir kadın
Hem yüreği, hem kendi güzel
Yüreği sanki bir fırtına
Ben sonbaharda rüzgara direnen yaşlı bir ağaç
Esiyor cüretiyle
Savruluyorum bir sağa bir sola
İşte bu kadın
Döker sararmış yapraklarımı bir bir
ılık ses tonu
buğulu camlara yazılan büyülü sevgi sözcükleri misali
İşte bu kadın
alıp götürür beni yüreğindeki fırtınayla
Alıp götürür Sevda adasının orta yerine
Sandalsız ve denizsiz
bu kadın
işte bu kadın
İnce ince yaralar beni yüreğim hissetmeden
Bu kadın
İşte bu kadın
Kayıt Tarihi : 27.2.2008 09:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!