Her yanlış yaptığım şeyi bir daha yapmayacağım deyişimde, birde bakmışım tekrar yapıyorum. Girmeyeceğim dediğim yanlışların içine tekrar tekrar giriyorum. İnanın, artık kendime değil bedenime acıyorum. Tüm bu ağırlığı yüklenen o. Çekilen acının hiddeti arttıkça, bedenim de zayıflıyor ben de. Her sabah uyandığımda "acaba bugün ne olacak? " diye düşünüp uyanmak çok zor. Hayır, her şey yolunda gidince şaşırıyorum. Sanki acının müptelası olmuş gibiyim. Bir şeyler iyi gittiğinde huzursuzlanıyorum. Bir insan düşünün; hayatında hiçbir şey iyi gitmeyen. Büyük acılar çekmiş ve bu acılar onu ihtiyarlaştırmış. Bedenen genç, ruhen ihtiyar. Geceleyin yıldızları izleyip müzik dinlerken, senelerce yaşadığı acıları bir kaç dakikada yaşayan. İnsanlara güveni öyle kırılmış ki yalnızlığı vatanı benimsemiş, yatağını huzur. İşte bu insan sensin. Benim. Biziz.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,