Takılı kaldı gönlüm, zülfünün tellerine,
Ellerim hasret çeker, kardan ak ellerine,
Seni sorup dururum, şu sabah yellerine,
Belki senden bir haber, bana getirir diye.
Ayrılalı günlerim, nasıl geçer bilemem,
Hasret içimi yakar, hep ağlarım gülemem,
Ölmek elde değil ki, istesem de ölemem.
Aşka eyledim veda, artık yakmasın diye.
Bu kışta geçti sensiz, içimde büyür hasret,
Şu ayrılık ateşi, arkadan vurur, namert,
Hasreti bilmeyenler, diyorlar ne var sabret,
Gözyaşımı saklarım, eller görmesin diye.
Sevgi suç, sabıka aşk, beni aşk ateşine yak,
Fermanım yazılıyor, verilecek hükme bak.
Razıyım her cezaya, sen suçlamayı bırak.
İnan bir tek korkum var, bana küsersin diye.
Gömdüm seni gönlüme, orada saklamaya,
Hasretini duydukça, açıp ta koklamaya,
Aşktan özür dileyip, kendimi aklamaya,
Aşktan bir af kanunu, bana da çıkar diye
İşte boynum işte ip, durmayın ası verin,
Bundan kötü olamaz, gideceğim o yerin,
Bakın musalla burda, beni üstüne serin,
Siz endişe etmeyin, bu garip korkar diye.
Kayıt Tarihi : 1.3.2009 10:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tabii ben de normal duygularla, şairane duygularla yazılmış bir şiir olarak okumuştum şiiri. Yorumlara bakınca Abdurrahman Yıldız'ın yazdıklarından çok değerli hayat arkadaşınızı, muhterem eşinizi kaybettiğinizi anladım.
Başınız sağ olsun.
Eşinizin mekanı cennet olsun.
Allah sabır versin size ve ailenize...
Son dörtlükte bu duygu çok güzel ifade edilmiş.
Kaleminize, ilhamınıza sağlık.
Saygı ve selamlarımla tekrar sabırlar diliyorum.
TÜM YORUMLAR (19)