İşte Böylesine Muhtacım Sevginin Bir dam ...

Bir küçük çocuğum daha, oyuncaklarımı kırdılar
Umutlarım yıkıldı
Hayallerim çalındı
Yarınsız yarınlara mahkum kaldım
Ağıtlarım evreni sardı
Kulaklar sağır gözler kör
Çocuk ruhumu anlayan çıkmadı…

Sevgi kaf dağının ardındaki masal olmamalı
Güneş gibi aleni, sen gibi gerçek olmalı
Sarmalamalı ruhu, ruh tende sarhoş
Ten kendini sende bulmalı
Gözler mey, kadeh dudak olmalı
Tatmalı aşkın şarabını
İçtikçe, gözlerinde sarhoş olmak için yeniden ayılmalı…

Ben seni bir çocuğun oyuncağını sever gibi sevdim
Ben seni bebeğin saflığında
Gençliğin deli dolu heyecanında
Deli deli akan kalbin kaynağında
Yani göğsümün sol yanında sancıyan yaramla sevdim…

Hayaller kurdurmaya kalkma bana
Hayallerim bile seninle sarhoş
Uykularımda rüyalar tarifsiz bir hoş
Hiç böyle olmadım bundan önce
Kollarını açıp gelme öyle sevgiyle şefkatle
İnanırım, inanırım da bile bile atlarım ateşine
Yanarım görmezsin
Feryat ederim duymazsın
Anlatsam dinlemezsin
Dünyada cehennem ateşine salarsın, bilmezsin
Dünyaya boş vermişliğin aymazlığında geçip gidersin
Bir kurban daha yatar ayaklarına
Celladım olur, anlamazsın
Yetmez mi bunca feryat figan
Gönül kapına kilit mi asılı
Yoksa göğsünde taşıdığın taş mı
Sevda oyunları oynama
Milyon kez yalan söylesen ve ben bilsem
Yine de inanırım sana
Anla artık ne olur anla
İşte böylesine muhtacım sevginin bir damlasına…

Yağlı ilmeğim gözlerin
Darağacım zülüflerin
İster çek as, öldür
İstersen indir yüreğinin cennet bahçesine sal beni…

Bu can yüreğinin kapısında gülüm
İster ölüme terk et
İster seninle sonsuzluğa bilet kes…

©
02 – 08 – 2017
02 : 03