ﺀ
Kırmalı bu zinciri her mühleti yakmalı,
Dumandaki sır gibi terk etmeli sûreti.
Varmalı da semâya bir buluttan bakmalı,
Kum tanesi görmeli yıkılan esâreti.
ﺀ ٠ ﺀ
Seyretmeli hicreti,perde çeken nesneden,
Durağanlık yurduna yapayalnız varmalı.
Ayrılsan da maddeden.bırakmayan tek neden;
Nefsinde ki şeklin ki,isminle yalvarmalı.
ﺀ ٠ ﺀ ٠
Ve şeytanda görmeli her nevîden bir hıncı,
Kıpkırmızı bir göz ki,târif etmek ne tuhaf.
Bu kaçıncı hileydi,söyle mel’ûn kaçıncı?
Her sözünde bir tuzak.her tuzakta bin sahaf.
ﺀ ٠ ٠ ﺀ
Bırak şimdi bunları,bırak da gel diyen Ses,
Öyle duru ve sakin,nurdan bile daha pak.
Dört yanını sarsa da günâh dolu bu kafes,
O sesteki huzurla her yön ayrı bir sapak.
ْ ْ ْ ْ ْ ٠ ْ
Ey cehâlet pınarı,akıl dolu son kuyu,
Tapmayacak cihâna,kanmayacak bu âdem.
İhânetin bağrına mesken kuran uykuyu,
Baş koydukça atacak,İşte benim seccâdem;
ﺀ ﺀ ْ ﺀ
Şair Ahrazi
Kayıt Tarihi : 25.9.2004 22:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Baş koydukça atacak,İşte benim seccâdem;
Tamamiyle baş koyacaklardan olabilsek...
Ne baş koyanlar layık olduğu gibi secde yapamıyor...
Dilerim suretleri atanlardan olalım bu gölgelikte...
Hasan Hüseyin Özak
TÜM YORUMLAR (4)